Gül solan bülbül açan dikenin
Parmak izlerinde ibrişim
Besleme bir şarkıya asılı gökte
Sor/mayın işçiğini iliştirir gündeme
Son yağmura yakalanan yıldırım
Dipnot birikimli gümbürdemeler
Kent vitrinlerinde yapay kış izleri
Son panayırı yaşayan son atlı karınca
Alaylar gelinliği korna seslerine gebe
Yalın ayak başı kabak turlarda
Boşuna o duraklarda beni bekleme
Bir yaşlı ayak sürter arkadaşı baston
Yitirdiği izleri arar, sorar uçurumlara
Necdet TEZCAN
NEVRUZ ATEŞİ!...
Yıllardan beri ,kutlanan; kışın bittiğinin, yazın başlangıcını
Sevinci, mutluluğu olarak kutlanır. Kırlara çıkılır, salıncaklar kurulur ve eğlenilir. Mutluluk ve sevinç paylaşılır…dı. Oyunlar oynanır.
Ben böyle yaşadım, böyle biliyorum.
“Mart içeri, pire dışarı” deyişi de bu amaçla söylenmiş olabilir Bu kutlamalar tüm dünyada, değişik biçimlerde kutlanır. İnançlarla da ilgisi olduğu yorumları yapılır.
Örneğin, Müslümanlara göre Hz. Ali 21 matta halife olmuştur.
… ve Tanrı Adem’ 21 Martta yaratmış!.
… ve Tanrı Nuh’un gemisini 21 Mart’ta selamete çıkartmış!..
Yani her ırk ya da din kendine göre yorum ve inançlarla bu güzel günü kutlamaktadır, yüzyıllardır.
Özgen Acar yazısında anlatır bunları.
Trakya için de bir açıklama var:”Trakya’da Müslümanlar da ‘yarı kuzu” dedikleri haşlanmış yumurtaya karabiber-tuz ekip 21 Mart’ta baharı karşılarlar.”
Böyle bir şey duymadım hiç. Görmedim, yaşamadım
Belki de eskiden yaşanmıştır.Bizim Trak’ya da yukarıda anlatmaya çalıştığım biçimde kutlanır, yaşanır. Örneğin Edirne’ Söğütlük ve Sarayiçi dolar taşar İlçelerde dallıklar da yenir içilir ve eğlenilir.
Yüzyıllardan kutlanan böyle güzel bir gün bahane edilerek, siyasi alanda kullanılması; nefrete ve kine dönüştürülüp olaylar çıkarmak kimin işi? Belli elbek. Ama asala ve asla böyle bir hakları olmaz, olamaz.Yaşadıkları topraklara saygısızlıktır bu, en azından. Hele kanlı hale dönüştürülmesi insanlık dışıdır, kanımca
Silahlı örgütleri kullanarak, terörle iç içe olarak ülke4 halkını düşmanmış gigi görmek densizlik değil de ne o zaman?
Temsilcileriniz parlamentoda orda anlatın derdinizi. Bu toprakların ekmeğini yediğiniz de unutulmasa iyi. Terör örgütünün kaç insanımızın yaşamını yok ettiğini, gencecik Mehmetçiklerimizi şehit ettiklerini hiç dillendirmezler. Canilerle elele ama, 40 bin canın hesabını kim verecek?
Nevruz ateşini kanlı nevruz’a dönüştürene ya da dönüştürenlere ne demeli bilemiyorum doğrusu.