2023 Yılının son günleri…
Ayaza ve buza çeken günler ve geceler. Doğalgaza zam gelmişti. Yılbaşından sonra yine gelecekmiş. Eh, ne diyelim bir kulağımızın arkası kalmıştı..
Milletvekilleri bir gece yarısı, belki de sabaha karşı, aylıklarına yüzde yüz zam yapmıştı. Ben zaten rüyamda görmüştüm.
Bu rüya aslında çok eski ve hep var. Yani her zaman “Rabbena, hep bana”sözü mevsim ne olursa olsun, hava nasıl olursa olsun, cep ve cebellezi hep işler. Bu yalnız orada değil her halükârda! İmambayıldı.
Eee kara kaplı kitap meselesi yaniciğime!
Ben, aslında böyle al-kaç olaylarını çok yaşadım. Tepkiler de gördüm. Ancak, bir süre sonra süt limana dönüşüvermişti. Yine öyle olacağından adım gibi,yenilediğim kimliğim gibi eminim.
Anımsadığıma göre kına bile devreye girmiş, oralara gönderilmişti.
Gel zaman git zaman yine gökten üç elma düştü. Biri sana, biri size, biri hepinizeeee! Gözü olanın gözü çıkmasın elbet aklı da.
Onların zamları ihtiyaçtan kaynaklanıyormuş. İyi güzel, olabilir.. Ama dar gelirlilerin ,emeklilerin, memurların, hele asgari ücretle çalışanların ihtiyacı yok mu?Onlar aldıkları o paralarla nasıl geçinirler; hiç düşündünüz mü? Onlar da belli bir düzeye gelsin o zaman tamam. Ancak sana yok, bana var, “beni al, onu alma!” olmaz. O zaman sosyal devletin ve eşitliğin ayaklar altına alınıp ezilmesi anlamına gelmez mi bu?
Sonra şu 600 milletvekili ülkemiz için lüks değil mi? Bütçenin bir bölümü onlara gelince elde ne kalır?
Ulusal gelirin eşitçene paylaşılması ilkesini anımsatsanız hemen Moskova’ya gönderirler adamı hem de Sibirya soğukları gündemdeyken.
Yeni yıla kim , nasıl girecek? Sanırım yatıp uyuyanlar daha çok olacak.Yoksul ve depremzede çocuklar Noel Baba’yı boşuna bekleyecek. Bacadan, pencereden değil, duvardan girse, çocuklar sevinecek. Yetkililerin böyle saçmalıklar yumurtlaması neyin habercisi biliyor musunuz? Geleceğe yatırımın. Bunlar öyle sanıyorum ki yarınların adayları. Etekle, ceketle uğraşmanın gizli hedefi de bu olmalı, sanıyorum.
Hadi yeni yıla girerken ağzınızın tadını bozmayayım. Bunun bir simge olduğunu anlatamazsınız. Arafat’ta şeytan taşlamak da öyle değil mi?
En iyisi bir şiirle girelim yeni yıla:
O ŞİMDİ AŞK/ER
Yarımadamın yüzen yeşiline göz koyunca güz
Edirne tava ciğeri mi? Aklımda
Kimliğime dadandı göç etmeyen bulutlar
Keşan’ın oraları satır kıyma kokulu
Kaçıncı bahardı bu, avuçlayıp kucakladığım
Mıncıklarken ıslak ıslık topağını
Yalnızlığım… O şimdi aşk/er
En çorak dağlarda sapanıyla gezer
İDA’nın oralardan çalınır orkideler
Bir avuç altın uğruna katledilir doğa
Bu akıl kimin aklı alınır yere düşse
Sayısız sevda yeşerir
Denizle dağın kucaklaştığı yerde..
N. T