Dışarıda Kahvaltı:
Özellikle hafta sonları dışarıda kahvaltı etmek bir süredir moda. Ne anlama geliyor? Niçin gerekli. Anlamakta güçlük çekiyorum.
Değişiklik her zaman gereklidir sağlığımız açısından Ancak moda ya da gösteri içinse bence boş ver.
Yürüyüş:
Gösteriş amaçlı olmadığı sürece gerekli, ve anlamlıdır, sağlık açısından. Ak dozunu da iyi ayarlamak gerekir, yaşa göre.
insanları hareketsizliğe mahkum ediyor. =Odun kesmek, soba yakmaktan tutun da tarımda ve bir çok yaşam diliminde düğmelere basmak yeterli oldu. Robotlar da tuzu biberi.
Yaşam bu denli otomatikleştikçe, arabalar çoğaldıkça enerji boşalımı ve vücudun hareket gereksinimi kayboldukça ve obeziteye doğru yönlendikçe neredeyse robotlaşıyoruz. Yani hareketsizlik sağlığımızı olumsuz yönde etkilemekte. Bu açıdan yürümek önem kazanmakta.
Su Ve Süt:
Bir zamanlar “Süt için süt içirin” özdeyişi gündemdeydi. Ne denli etkili oldu bilemiyorum. Şimdilerde de “su için” özdeyişi gündeme girdi. Günde en az canınız istese de istemese de iki litre için diye önerilmekte. Aşırıya kaçılmadığı sürece yararlı elbet. Çünkü vücudumuzun %70 su.
Geziler:
Daha önce değişiklik insan yaşamında gerekli ve önemli. Eskiler boşuna ”Tebdil-i mekânda ferahlık vardır” dememiş. Gezip görmek hem ferahlatıcı ve kültürel gelimde yararlı.
Ama gözümüz hep neden yurt dışında, ona aklım ermiyor. Bu da önemli ve gerekli elbet. Ancak öncelikle yurdumuzu gezmeliyiz. Ülkemizin gezilip görülecek öyle güzellikleri var ki… Bunları dolaşmak aynı zamanda ulusalcılık değil mi?
Amaaan gezin de nereye giderseniz gidiniz. Moda ya da üstünlük olsun diyeyse boş verin daha iyi.İnsanın kendi ülkesini küçültüp öteleri abartması hoş olmasa gerek.
Yırtık kotlar:
Giyim kuşam yaşamı yıllardır değişmekte. Yırtık kotlar ya da özellikle yırtılmış kotlar, daracık pantolon ve kısacık kotlar, dekolte giysiler… Moda olmasaydı giyilir miydi? Sanmıyorum. Sonra yakışanı da yaşlısı ve genci de aynı yolda. Daracık ve yüksek topuklu ayakkabılar da bir başka. Bunlar en azından sağlığımız açısından doğru değil. Aşırı kapanmak da doğru mu sizce?
Daha değinecek çok eğretiler var ama şimdilim bu kadarcık yeter.
Aslında herkes kendine göre giyinip özgün olmalı. Sağlığın her şeyden önemli olduğu unutulmamalı, kanısındayım.
Bir şiir okudum Trakyalı olduğum için beğendim. Sunuyorum:
TRAKYA TOPRAĞI
Bir yolunuz düştü mü hiç Trakya’ya
Gördünüz mü ayçiçeği, pancar tarlalarını?
Şu karşıdan kopan bir salkım bulut,
Az sonra yağmurunu dökecek buralara.
Islanacak çavdar ve buğday tarlaları,
Mısırların yapraklı, ak sütlü koçanları.
Savrulacak ıslak püsküller gibi,
Genç kızların, erkeklerin perçemleri, saçları.
Bir gökyüzü açılır kıyıdan kıyılara,
Çiğlenir de çiğlenir toprağında sabahlar.
Yükleyin gümüşlenmiş süt kaplarını,
Götürelim şu yamaçtaki mandıraya.
Ey Trakya, Trakya, mavi-yeşil Trakya’m!
Özledim Kırklareli, Edirne yollarını
O güneşli yüzleri ve bağlarında,
Salkım salkım kızaran üzümlerini…
Ve geçmişli, hasretli güzel türkülerini.
Recep BULUT