Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır. (Balzac)
Akılsız vicdan çaresiz, vicdansız akıl zalim olur. (Erdal Atabek)
Kendisi için karar veren, herkes için karar vermiş olur. (Sartre)
Şarkılar değil pop, arabesk hiç değil bu özlü deyişler. Ders niteliğinde ve derinliğinde. Elbette anlayana, anlamayanlara bir diyeceğim yok. Hem de yok ki ne yok. Davranış bilimleri bile vicdanın ne denli gelişmiş o denli insan olabileceğimiz konusunda ısrarlı.
Şimdi bir de daha yakınlarda gezinelim bakalım, civciv mi çıkacak kuş mu?
“Al gül pembe gül/ üstüme varma be gönül/ Şimdi geçti yanımdan/Ötmez oldu o bülbül”
Bu da bir mani ben mi yazdım bilmiyorum.
Siz hiç “Libido” diye bir sözcük duydunuz mu? Bunu duymanız için Freud’ü de duymuş ya da okumuş olması gerekir. Ona göre tüm enerjimizin köklerinde ya da özünde cinsel enerji saklı. Tüm davranışlarımız bu enerjinin dönüşümlü güdümünde yönlenir.
Gerçi sonra sonra bu görüş benimsenmemiş durumda görünüyor. Gerçeklerle ilgisi olmadığını sanıyorum.
Çünkü yine davranış bilimlerine göre bedensel gereksinmelerimiz şöyle sıralanır. En şiddetlisi açlık, sonra susuzluk, üçüncü soru da da cinsellik olarak sıralanır. Bu gereksinmeler mutlaka karşılanmalıdır. Yoksa organizmanın yaşamı sürmez. İnsanların sonradan koyduğu kurallar (ayıp, yasak,
Günah)özellikle cinselliği baskı altında tutmaktadır. Doğru yol bilimse olan yoldur. Bazı ülkelerde bu sorun büyük oranda çözümlenmiştir, duyduklarımıza göre. O ülkelerde kadın cinayetleri görülmez, duyulmazmış…
Tüm sorunları çözmenin yolu elbette akıl ve bilim yoludur.
İşte vicdanın önemi ve değeri…Vicdansızlık kötülüklerin anasıdır…
Güzel sözlere döneyim yine kar yağmadan:
“Sanatçı karanlığın tehlikesini ilk hissendir. (Fazıl Say)
Biraz da şiirleşelim bakalım:
Şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır- (Ahmet Haşim)
Şiir güzellikle çarpışan tek gerçekti-r(Gilfislan)
Şiir sevildiğinde kaybolan şeydir- (Robert Frost)
Gerçek şiir, anlaşılmadan anlatan şiirdir- (T.S. Eliot)
Şair, her şeye katlanabilir, baskı hatası dışında-(Oscar Wilde)
- kültürlü insanlar öğrenmeyi sever, cahiller “ders” vermeyi tercih eder-(Albert Camus)
En iyisi galiba Yunus Emre’ye kulak kabartmak.
Eşek derviş olmaz/Odun çekmekle
Deve hacı olmaz /Gidip gelmekle
Mekke’ye