Buğday ekim sezonundayız. Yeterli yağış olmadığı için çiftçilerimiz ekim yapamıyor. Kuru ekim verimi riske sokmak demek. İkinci bir ekim ise üreticilere ayrı bir masraf demek.
Tarım konusunda en yetkililer tarımdaki busorunları gizleyemeyip itiraf etmek zorunda kaldılar.
Bilindiği gibi dünyada tarım pazarı gelişiyor.Peki bizim ülkemiz gibi bir zamanlar tarımda söz sahibi . Ne acıdır ki ülkemizde çiftçiler nimet yerine külfet gibi görülüyor.
Ülke gelirinin “GSMH”nın yüzde biri tarım kesimine destek olarak verilmesi yasal zorunluluk olmasına rağmen bu destek çiftçilerimizeverilmiyor. Girdi fiyatlarının gittikçe yükselmesi sonucu çiftçiler toprağından koptu nüfusları gittikçe azalıyor.
Devlet kuruluşumuz TÜİK dahi tarım üretiminin azaldığını kabul etti. Açıklanan sonuçlara göre ülkemizin buğday üretiminde yüzde 5,5 arpa üretiminde yüzde 10,9 mısırda 8,3 oranında üretim kaybı yaşandı. Bu oranın gelecek yılda daha da artması gündemde
Çiftçilerimize gerekli destek yapılmıyor.Bu durum ülke ihtiyacını karşılamak için kendi üreticilerimizden esirgediğimiz paranın bu ihtiyacımızı karşıladığımız ülkelerine gidiyor.
Bu durum sadece çiftçilerimize zarar vermiyor.Milyonlarca halkın ekmeğini küçültüp özellikle dar gelirlilerin yaşamını zora sokuyor.
Tarım kanunu gereği çiftçilere verilmesi gereken yüzde birlik zorunlu destek bir türlü gerçekleşmiyor. 225 yılı için 615 lira olması gerektiği halde yalnızca 135 milyar liralık kaynak ayrıldı. Bu koşullarda çiftçilerimiz ne yapacak?
Daha önceleri tarımda kendi ihtiyaçlarını karşılayan yedi ülkeden biri olan Türkiye bugün tamamuna yakın bölümünü ithal etmek duruma geldi. Tarım gibi stratejik bir alan ne duruma geldi.Çok yazık.