Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğuyla övünüyoruz.
Gerçekten bu alanda geniş imkanlara sahip bir ülkeyiz .Topraklarımızın çoğu ekime elverişli .Özellikle ilimizde çok verimli topraklara sahibiz. Ekilmeyen toprak miktarı çok az.
Bölgemizde daha modern ve sulanabilen topraklarla tarım yaptığımızda verin daha o kadar artacaktır.
Topraklarımız ,ülkemizin iklimi, yüzlerce tarım ürünü yetiştirmeye elverişli.Dünyada bu konuma sahip ülke sayısı çok az.
İnsanların en önemli ihtiyacı olan gıda ürünleri, dünyada stratejik ürün haline gelen bu ürünleri üreten çiftçilerimiz girdi fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle son yıllarda tarlalarını ekemez duruma geldi .
Bir çoğu borca boğulmuş,tarlalarını ekemez hale geldi daha sonra satmak zorunda kalıyor.
Ülkemizde ve bölgemizde bu verimli topraklar henüz kime gittiği belli olmayan kişiler tarafından satın alınıyor.
Satılan yerlerin bazılarında ekim dikim dahi yapılmıyor,boş bırakılıyor.Böyle giderse köylülerimiz kendi geçim kaynağı olan topraklarında,köylerinde bir süre sonra işçi konumuna gelecek.Bu olumsuz gelişmelere rağmen tarım kuruluş temsilcileri köylülerin toprak sorununu çözmede gerekli gayret gösteremiyor.Siyasilerimiz ve tarım kurum temsilcilerimiz de bu alanda yeterli ilgiyi göstermek zorunda..
Masa başında göstermelik demeçleri vererek bu sorunlar bugüne kadar çözümlenmedi çözümlenmesi için gelişmeler de yok.
Tarım gibi ekonomide çok önemli bir yeri olan kesim böyle ihmal edilmemeli.Bu ihmalin sonucu ülkemiz açısından ağır yük getirecektir.Bu konuda ihmali olanlar,ilgisiz kalanlar gelecekte halk nezdinde hayırla anılmayacak.
Toprağın uğruna savaşların yapıldığı, tarımın bu alanda dünyada stratejik bir konumda olduğunu tüm dünya kabul ediyor. İnsanlara sağlıklı yaşam hakkı sağlayan topraklarımıza gereken önemi veremiyoruz.
Bir yanda erozyon ve konut alanları olmasıyla verimli topraklar verimsiz hale geliyor.Toprakların verimini artışında önemli etken olan yağışların gelmesini sağlayan ormanlarımız yangın ve diğer sebeplerle yok oluyor. Başka ülkelerin imrenerek baktığı,her an dört iklimin yaşandığı bu güzel ülkemizin güzelliklerini kendi ellerimizle yok ediyoruz.
----------------
ÇÖPE GİDEN YİYECEKLER
Kutsal dinimizce de “israf haramdır” denilmesine karşın yiyeceklerini en çok çöpe atan ülkeler arasında yer alıyoruz.
Özellikle yemekli, çok katılımlı toplantılarda bu israf daha da artıyor.
Biriken yiyeceklerin çoğu çöpe atılıyor.Bu tür etkinliklerde herkesin yiyebileceği kadar yemeği alması gerektiği halde ihtiyaçtan çok gelen yiyecekler atık olarak çöpe gidiyor. Bu israfın önünü bir türlü alamıyoruz.
Maalesef, bazı evlerdeki vatandaşlarımız da yiyecekleri atma alışkanlığını sürdürüyor:
Çöp araçlarına baktığımızda bunu görüyoruz.
----------------
FIKRA
KÖYLÜ İLE PROFESÖR
Amerika’da bir köylü ile profesör trende aynı kompartımanda seyahat ediyordu.Bir ara köylü profesöre seslendi:
“Yolumuz uzun …Birbirimize bilmeceler soralım ,bilmeyen bilene 10 dolar versin.
-“İyi fikir kabul”
-“Yalnız bir sorun var. Ben cahil bir köylüyüm. Oysa siz okumuş birisiniz, onun için ben bilmeyince beş dolar vereyim siz bilmeyince bana 10 dolar veriniz.
Profesör: “O da tamam”
Köylü:
-“Birinci soruyu ben sorayım..Acaba yürürken dört ayağı ile yürüyen uçarken ise iki ayağı ile uçan Hayvan hangisidir?”
Profesör bir an düşündü ve bilemedi cebinden çıkarıp on doları köylüye verdi :
“Bilemedim .Buyur on doları.neymiş bakalım o hayvan?”
Köylü:
-“Ben de bilmiyorum..”
Köylü çıkardığı beş doları profesöre verdi…