Saçmalar, saçmalıklar diz boyu…
Hele kadınlara ve çocuklara…
Biraz ötede aile içinde esen rüzgarlar. Kavgalar, geçimsizlikler. Göz yaşları, güz yaşları.  
Çocuk gelinler, damatlar ve töre cinayetler…
Ortadoğu'daki çatışmaların ülkeme vuran gölgesi…
Terörün perde arkasındaki amacı, şımaran yandaşları.
Trafik canavarının etkin çalışmaları.
“Ne olacak halimiz!” diye yakınma  istersen. Oysa, akıl ve mantık bilim… bizim değil mi? Yani çağdaş uygarlık yolu neredeyse tıkandı, tıkanacak sanki. Koşsan bile erişmek başka bahara kaldı, gibime geliyor. Oysa amacımız; çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak değil miydi?
Suriye yangını ve o sınırlarımız yol geçen hanına döndü diyorlar. Bilinmeyen ve açıklanmayan bir çok şeyin ya da şeylerin olduğu nu sezdiriyor insana. Örtülü gerçekler umarım ülkemize ve çıkarlarımıza dokunmaz.
İnsanlar olmasaydı belki savaşlar da olmayacaktı, diye bir yumurta yumurtlasak saçmalık mı olur? Kim inanır böyle  bir yoruma.
En başta ben inanmam.
Dünyaya gelmek ya da gelmemek… Kimsenin elinde ya da gücünde değil ki.
 “Bana sordunuz mu, doğururken!” Boş, bomboş bir kuyuya taş atmak gibi geliyor bana.
Bize, bizlere de kimse sormadı. Zaten  mümkün olmayan bir saçmalık bu, değil de ne?
Her canlıya bir ömür biçilmiş. Türlere göre değişken bir ölçü bu. Örneğin, bazı kelebeklerin ömrü bir günmüş, ama kaplumbağalar iki yüzyıl yaşarmış.
O ömrü bile insan gibi yaşamadan, mutlulukla tüketmek bile neredeyse olası değil. Siz doğru yolda yürüseniz bile, kurallara ince ince uysanız bile kaza olabilir. Park halindeki arabaya çarpanların olduğu kulaklarımıza gelir, hep.
Gel de rahat uyu. Gel de stres yapma.
Biraz öteye bakınca ise; haksızlıklar, soygunlar, malı götürmeler, adalet ve huhuk yaralı,
Yoksulluk, işsizlik diz boyu.
Eşitsizlikler, dengesizlikler daha niceleri çarşı Pazar.. “Açın halinden, tok anlamazmış” derlerdi, uzunca yaşayanlar.Hele  etekle, ceketle, örtünmeyle uğraşmak, böyle şeyleri gündemde tutmak devletin görevi, siyasetin şerbeti olmamalı, yakışmaz en azından. Biçimsel sorunların bu denli olağan dışı büyütülmesi, ülkemizin kalkınmasına ne sağlar? Eğitim, öğretimdeki düzenlemeler p sosyal psikolojik ve pedagojik temeller üzerine oturtulmadıkça, sorunlar bitmediği gibi çözümsüz kalır.
 Akılcı ve bilimsel… gibi  özellikleri de unutulmamalıdır. İlkeler , metotlar ve bireysel özelliklere de yer verilmeli, doğa sevgisi, aşılanmalı, demokratik sistem uygulanmalıdır. Öğretim birliği bozulmamalı, siyaset  okullara asla ve asla sokulmamalıdır. Atatürk ilke ve devrimleri yol gösterici olmalı, öğrenciler kötü alışkanlıklar edinmekten korunmalıdır.
Bunlar ayrıntılı olarak programlarda zaten var.
Cehaletten kurtulmanın, düşünme ufkunu geliştirme ancak ve ancak eğitimle mümkündür. 
Saçmalar ve saçmalıklardan korunmanın destanı eğitimle mümkün olabilir.
DERLER
Şu hiç bakmadığım açıktan
İşte o  hiç gemiler
Geçmez sanmıştım artık
Ufka sordum danıştım yok adalara
Rotası yok dediler
Denizde yangın
Sanırım buna derler
Şu hep gözlediğim ufuk/tan
O yırtık dolunay
El etmez artık sanmıştım
Göklere sordum, danıştım bulutlara
Yürekte deprem
Sanırım buna derler
Şu dönemediğim köşeden
Aşk varsa çıkmaz dediler
Aslı'ya sordum, danıştım Yusuf'a
Çok beklersin söylediler
Güzelde yaya kalmak
Sanırım buna derler
N.Tezcan

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.