Poyraz!...
Karadeniz’den eserek, Istıranca’ları okşayıp Ergene Ovasını kucaklar. Canlıları canlandıran, insanı bunaltmayan bir rüzgardır, poyraz. Yeter ki öfkelenmesin.
Mezepotamya gibi yaralanır, yengeç sepeti gibi yapılanır.
Trakya güzeli, ve güzelleriyle ünlüdür. Ayçiçeği tarlaları,güneşe dönüp aydınlığın parlak sarısını yansır, ya da yansıtır.
Etiyle, peyniri sebzesi ve meyvesiyle, sosyal yaşamdaki çağdaş ve özgür olabilmenin duyarlığını paylaşır, insanları. Bakışları bile aydınca ve aydınlıktır.
Ergene ovası verimli topraklarıyla, yılların tarım ambarı olma özelliğini üstlenmiştir.
Ancak, son yılların fabrikalaşma hastalığı doğal yaşamı altüst ederken Ergene Ovasının canı ciğeri olan Ergene Nehrini de tanınmaz konuma soktu ki, Ergene Istırancaların oralardan doğmakta. Kolun biri bizim Vize’nin Çakıllı beldesinin kuzeyinden doğduğunu bile yeni yeni öğrendik. Ergene demek, Ergene Ovası’nın can damarı demektir.
Ne gibi önlemler alındı, alınacak ? Bilmiyorum. Ama duyduklarıma sanayi bacaları ve atıkları kirlilik, üretiyor… muş.
“Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok…” diyesim geliyor ama avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum ama “Ne zaman yağmur yağsa, utanıyoruım…”
Çünkü utanmaz biri değilim. Ülkenin ve halkın çıkarları ne zaman yara alsa, ben; hep böyle oluyorum.
Utanıyorum!..
Ama onlar üç-beş kuruş daha çok kazanma ya da cebini doldurma yolunda nedense hiç ama hiç utanmıyorlar.Özel dediğimiz, sözüm ona güzel sektör nasıl olursa olsun kazanıp kazanıp köşeyi bir an önce, biz ne dersek diyelim dönme peşinde.Ne din-iman ne vicdan , ne sömürü… hiç ama hiçbiri umurlarında bile değil gibime geliyor.
Başkaları aç yaşasa, geçinemese bile aldırış etme utanç duvarını yıkamayanlar bunlar.
İşten canı istediği zaman çıkarıp kapı önüne bırakmalar.
İşine son vermeler
Çok emek, az ücret peşinde koşanlar…
Peki işsiz kalan biri ya da birileri ne yiyecek, çocuklarına ne yedirecek? Morali ne olacak?
Tazminat var bereket… İyi de sigortasız çalışanlar?
İşsizlik aylığı bir süre için, çok az da olsa var. Var var da sonra ne olacak? Bu durumda olanlar ne yiyecek, ne içecek. Nasıl geçinecek? Ence bu işsizlik aylığı yeni bir iş bulunana kadar sürmeli.
Her konuda olduğu gibi devlet koruyucu ve kollayıcı olmalıdır. Anayasamız sanırım bunu ister devletten. Herse iş , eş, ev… en azından. Bu çağda , insanlarımız … insan gibi yaşayabilmeli artık. Bunu sağlayacak olan da bence devlet Eşitlik ve sömürüye de uygun olmalı her şey!...
NOT. Dün yine 10 şehit verdik.
Terörü bu nedenle bir kez daha lanetliyorum. Bu kan gölünde bir gün umarım tümüyle boğulurlar..
Bari bir şiirle biraz sakinleyelim;
BODUR SEVDALAR
Duygusal yanım yine üç-beş nöbetinde
Uyur- gezer homurtular geceye arka çıkmakta
Aydınlığın ışığını üfle üfle söndüremediler
Ne gazı var,ne gaza gülen çakmağım
Bir gün bire bir otoyolda sıkıntı uzantılar
Bodur sevdalar saklı kentin kümbetleri
Bir şarkı tutturmuş, çöl makamında göl
Beni de alıp götürmek ister dereler
Kıbrıs’ta harnup dedikleri keçi boynuzu
Doğurur Trakya’da kıvırcık kuzular
N. T