Anne-babasının ayrılmasıyla çok küçük yaşlarda yalnız kaldığını ifade eden Gül, 10 yaşında İstanbul'a giderek sinemada çalışmaya başladığını söyledi. 12 yaşındayken bir rüya gördüğünü ve rüyasında Aşık Veysel'in kendisine 'Trakya'dan bir halk ozanı çıkacak' dediğini, ertesi gün bir saz alarak hiç nota bilmeden çalmaya başladığını ifade etti.
Kendisini Trakya'nın Ozanı olarak nitelendiren Gül, Uzunköprü'nün 15 yıldır Türkobası Köyü'nde eşiyle birlikte yaşamını sürdürüyor. Gül, her gün Uzunköprü'den Edirne'ye geliyor ve Saraçlar Caddesi'nde saz çalarak geçimini sağlıyor.
“AŞIK VEYSEL'İ RÜYAMDA GÖRDÜM”
Ali Osman Gül, aslen Tekirdağ Malkaralı olduğunu söyleyerek, “Aşağı yukarı 60 yıldır saz çalıyorum. Sol gözüm hiç görmüyor. Sağ gözüm ise yüzde 20 görüyor. Yürümekte güçlük çekiyorum. Bebekken Dumanbet geçirdiğim bir kaza sonucu gözlerimi kaybetmişim. Annem, babam ayrıldı. 10 yaşında İstanbul'a gittim ve kimsesiz yaşamaya başladım. Bir sinemada işçi olarak başladım. Bir gece rüyamda rahmetli Aşık Veysel'i gördüm. Elinde saz vardı. Dedi ki bana, 'Gel bakalım, otur' dedi.' Oturdum. 'Nerelisin sen' dedi. 'Tekirdağlıyım' dedim. 'Trakya'dan bir halk ozanı çıkacak.' dedi. Ben 'Çıkmaz' dedim. O, 'Ben çıkacak dersem, çıkacak' dedi. Sabah 2 buçuk liraya bir saz aldım. O akşam sinema dağıldıktan sonra bana bir yetenek geldi. Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsünü çalmaya başladım. Hiç nota bilmiyordum. O gece bir güç Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsünü çalmama neden oldu. Sonra kahvelerde saz çalmaya başladım. Geçimimi sağlamaya başladım.” ifadelerini kullandı.
Emre SEDEF
16 Aralık 2017 Cumartesi 10:37