Baroya, yeni avukat

    Kırıkkale Üniversitesi'nden 2016 yılında mezun olan 23 yaşındaki Altun, Edirne Barosu'nda düzenlenen yemin töreniyle avukatlığa ilk adımını attı. Stajını Av. Ceyda Bozdağ ve Bedia Mirzabey'in yanında yapan Altun yemin törenini Baro Başkanı Özgür Yıldırım ile birlikte yaptı. Altun, cübbesini ise yanında staj yaptığı Bedia Mirzabey'in elinden giydi. 
    TEKİN: “AVUKATLAR TOPLUM ÖNDERLERİDİR”
    Edirne Barosu Meslekiçi Eğitim ve Staj Komisyonu Başkanı Sinan Tekin yemin töreninin açılış konuşmasını yaparak;  “Avukatlar yargının sivil ayağını oluşturmaktadırlar. İçinde avukatın etkin olarak bulunmadığı bir hukuk sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesi kesinlikle mümkün değildir. Bununla birlikte avukatlar toplum önderleridir. Sivil toplum kuruluşlarında, siyasi partilerde ve her türlü platforma avukatların aktif görev alarak, toplumun iyiye doğru yönlendirilmesinde liderlik vazifesi gösterdikleri bilinmektedir. Biraz önce bahsettiğim misyona göre görev yapacak kıymetli bir meslektaşımızın baromuza katılmasından büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.” dedi. 
YILDIRIM: “ÇOK BAŞARILI BİR STAJ DÖNEMİ GEÇİRDİ”
    Edirne Baro Başkanı Özgür Yıldırım ise Altun'un stajında çok başarılı bir dönem geçirdiğini meslek hayatında da bunu tekrarlayacağına inandığını söyleyerek; “Büşrahan kendisi çok başarılı bir staj dönemi Betmatik geçirdi. Meslekte de aynı başarıları tekrarlayacağından şüphem yok. Kendisine tekrar başarılar diliyorum. Ailesinin de gözü aydın olsun. Darısı tüm ruhsat bekleyen stajyer kardeşlerimizin başına.” ifadelerini kullandı.  
    ALTUN: “AİLEME YAPILAN BİR HAKSIZLIK SONUCU KARAR VERDİM”
    Son olarak kürsüye gelen çiçeği burnunda avukat Büşrahan Altun, ailesine yapılan bir haksızlıktan dolayı avukat olmaya karar verdiğini ifade ederek; “Avukatlar her zaman savunmanın bir temsilcisi olarak yargıya yardımcı olmuş, toplumsal barışı sağlamada esas unsurlardan olmuşlardır. Esas olan hukukun üstünlüğünün sağlanması için yargıya katkıda bulunmam olacaktır. Hukukçu olma fikrine 2008 yılında aileme yapılan bir haksızlık sonucu gönül verdim. Bu sebeple stajıma o yıllarda dava dilekçesi yazmakla başladım, diyebilirim. Charles Dickens'ın yaptığı tespitteki gibi 'Kötü insanlar olmasaydı iyi avukatlar olmazdı'. Savunma hakkı vazgeçilmesi mümkün olmayan üstün bir haktır. En önemli teminatı da avukatlık mesleğidir. Aslında avukatların yaptığı işlerde elle tutulur gözle tutulur somut bir olgu yoktur. Bizler toplumu iyileştiriyor, sorunları çözüyoruz. Gerginliği azaltıp hataları düzeltiyor, insanları yükünü üstlenip nihayetinde topluma barış getirmeyi üstleniyoruz.” dedi.