Ve İşte vefatından kısa bir süre sonra yazdığım yazı:
 SÜREYYA  ERYAŞAR'I  DA   UĞURLADIK…
Tanıştığımız, birlikte olduğumuz o güzel günler aklıma geldikçe, üzüntüm daha da artmakta, katlanmaktadır. Ve Süreyya ERŞAYAR içimde artan bir hızla çoğalmakta.
Emekli olduktan sonra da eğitime hizmet çabaları sürmüş, dershaneler, özel okullar, kurslar açarak hizmetlerini sürdürmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurucusu olup, Başkanlığını yapan da odur.
Ancak, 1999 depremi onun elinden kızını ve damadını almış; büyük üzüntülerle yaşamını sürdürmüştür. O zamanlar İstanbul'da bir özel okul açmış, yöneticiliğini yapmaktaydı.
Bunlar yetmiyormuş gibi büyük bir kalp krizi geçirmiş, ameliyat olarak sağlığına kavuşturulmuş, Ama bir türlü eski sağlığına tam olarak kavuşamamıştı.
Bu arada eşi, Kamuran Hanım'da sağlık sorunlarıyla baş başa kalmıştı.
Demek ki; bu kadarmış!...
28.Ekim. öğleye doğru oğlu Ercan haberi verdi. İstanbul'da defnedileceğini bildirdi. Çok istediğim halde cenazesinde bulunamadım.
Eryaşar, öğretmenliğinin yanı sıra çok yönlü bir sanatçıydı.
Ressamdı,
Şair ve yazardı,
Besteciydi,
Sunucu ve konuşmacıydı…
Kaç kez kişisel resim  ve şiir sergileri açmış, ünlü yazar ve şairleri davet ederek izlenceler düzenlemişti. Şiir sergilerinde birlikte olmuş, yine birlikte çıkardığımız  DAMLA Dergisi'nin sürdürülmesinde öncülük etmişti. Uluğ Turanlıoğlu  Hocamız'da işin başındaydı. Şiir dinletileri ya da O'Nu buluşmalarını başlatmış, ve sürdürmüştük. Mehmet Ağırgan ve eşi Özlem Hanım organize edenlerin arasındaydı. Bu şiir buluşmaları ya da söyleşileri yine sürmektedir.
Onunla, arkadaşlığımız, dostluğumuz ailece buluşmalarımız hep sürdü.. İstanbul'a gittikten sonra bile gidip gelmelerimiz, telefon görüşmelerimiz hep sürdü. Hatta ölüm haberinden bir hafta önce bizi aramış, söyletmiştik.  Belediyemiz onun adını da uygun bir sakağa ya da caddeye vermek isteyebilir diye düşünmek istiyorum. Onu unutmak bence ya da benim  açımdan olası değil. Adını yaşatmaksa hepimizin ödevi olmalı.
Eryaşar 1939 Mecitözü doğumlu. Şiirleri Varlık Dergisinde olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı.Işıklar içinde uyu benim en iyi dostum. Kalanlara sabır…
Bir şiiri:
ÜLKE
Sen koca ülkem üstünde büyüdüğüm
Damarları bıçaklanmış sen Anadolu'm
Bir harita ol ne olur  sınır sınır da
Göster uçsuz bucaksız genişliklerinde koştuğumuz
Darlığını
Sen çileli ülkem üstünde süründüğüm
Ne olur bir saz ol yanık ellere
Türkü türkü çağır kuşat kişilerimi
De ki ben size bıçak değilim
Göster analığını
Sen yoksul ülkem üstünde döğündüğüm
Bir mazı ol kağnılarıma ne olur
Ha dedikçe direnen yokuşlarda
İnle dur doyuncaya dek ölülere bile
Varlığını
Ben de bir kulak olayım kusursuz
Ellerim ıslansın sağırlığımdan
Varlık. Şubat 1964  (Beşpınar'dan)
------------------------------------------------------------------------------
 MEHMET AĞIRGAN'A TABELA
M.Ağırgan'ı bir süre önce yitirmiştik. Zaman gelip geçerken kalıcılık adına adı bir caddeye verildi.
Böylece bir kültür ve sanat insanı olarak artık yaşamını o tabelada sürdürecek ve yapıtları ve hizmetleriyle   özveri örneği olarak    kabul ediyorum.
Bu konuda belediyemizin tavrını önemsiyor  başta Ertuğrul Tanrıkulu ve emeği geçenleri içtenlikle kutluyorum. Yerel Tarih grubunu Güngör mazlum'u da katkılarından dolayı ayrıca kutluyorum. Bu örneğin sürdürülmesi de dileklerim arasında…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.