MEHMET Başaran örnek aldığım Trakyalı bir ozan ve yazar. Kendisiyle, kitaplaşır, mektuplaşır ve telefonlaşırdık sağlığında. Birçok acıları ve güçlükleri aşarak ömrünü tamamladı.
6.ölüm yıl dönümü nedeniyle Ondan gelen iki mektupla O’nu anmayı uygun ve doğru buldum. Çünkü bu mektuplar bence, edebiyat tarihinin malı olabilmeli. Yarınlara kalabilmeli diye düşünüyorum. Kaybolup gitmelerini hazmedemezdim doğrusu.
Ve işte mektuplar:1
Sevgili Eryaşar 19.Mayıs.1993
Sizleri yakından tanımak, özveriyle yürek gücüyle çevrenizde yarattığınız düşün ve sanat havasını, dostluğu solumak, insan sıcaklığını yaşamak gerçekten mutlu etti beni, bizleri…
Önemli olan, benim ilk yapıtımın kırkıncı yılı filan değildi; önemli olan , güzel olan , bu halka en zor koşullarda borcunu ödemeye, çevrelerinde aydınlanma direncini, güzelliğini yaratmaya çalışan sizlerin güzel imecesiydi.Biz de ses katabildikse o imeceye ne mutlu…
Her on yılda bir gök ekinlerin biçilişini yaşıyoruz uzun süredir.Bu acılar döneminden geçiyoruz. Umuda, sevince, aydınlığa dönüştürmeye çalışıyoruz acıları.
Herkes gücünce, daha da parlatmak için bir şeyler atıyor yüreğinden aydınlanma ateşine.Gene de Yunus’un dizeleri düşmüyor dilimizden:
Şu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Ama boşa gitmeyecek elbet çabalar; emeklerimiz birike birike, bolluklu hasatlara ulaştıracak bizi. Küskün toplum mu, korku toplumu mu yaratılmaya çalışılıyor? Boşuna gayret… Tarih boyunca kimsenin, hiçbir baskıya gücü yetmemiş “idraki kaldır”maya ademiyetten…
Uğur Mumcu’nun yaşamı da, Mumcu’yu anlatan senin dumanı üstündeki kitapçığın da ne güzel doğruluyor bunu…
Dokunsak yırtılır korkunun duvarları
Çıkar herkes zındanından
Eşsiz dolaşımı başlar kanın
Benden sana, senden ona
Kutsal bir imecedir yaşamak…
O güzel imece gecesini, gününü hazırlayanlara, “kanın eşsiz dolaşımını duyurmak için” emeğini katanlara ayrı ayrı, candan teşekkürler… En başta size, Damla’nın pırıltısını yaratanlara, (Süreyya Eryaşar, Uluğ Turanlıoğlu, Necdet Tezcan, Halil Türkan, Hasan Tahsin Yılmaz kardeşlere ve de adını anımsayamadıklarıma) sonra sizlere omuz veren, Kütüphaneciler Derneği Şube Başkanı Ender Bilar’a candan teşekkürler, sevgiler, saygılar…
Sağolun, varolun canlar, emeğiniz kutlu olsun.
Mehmet BAŞARAN
----------------------------------------------
Mektup iki:
20.6.2oo4
Sevgili Ozan,
Önder’den izliyorum.Sürekli istim üstündesin. Hemen her gün, şiir ülkesinde… Sanırım ortam da gönlünüzce.
Bu yıl, Necdet Tezcan yılı mı ne?..
Önce kızınız, kızınız havalandırdı şiirlerini, ödüllerle kanatları güçlenmiş şiirlerin… Ardından babası…
Güz Üşümeleri…
Ne güzel baskı öyle o… Pervaz yayınları arasında hem de… M. Mahzun Doğan yerine yerleştirmiş şiirlerinizi. Ben de yürekten kutluyorum. Istıranca havası,Edirne soluğu kattın evime, sağ olasın, kafana yüreğine sağlık…
İşte şiirler, derken , bir de canlı şiir katılmaz mı? aileye… Ozan’a sağlıklı, mutlu ozanca bir yaşam diler, ana babayı, dedeyi anneanneyi kutlarım.
Mutluluğunuzun sürekli olmasını dilerim.
Hiç boşuna, üşümekten , söz etme ozancan, şiir sıcağıyla kuşatılmışsın sen… Ne güz, ne kış üşütebilir seni…
Yaşamın hep böyle güzel, başarıların sürekli olsun.
Dostlukla selamlar, sevgiler…
Mehmet BAŞARAN
Sevgili Başaran’a adadığım şiirimi de eklemen edemiyorum:
ACILARIN HARMAN YERİNDE
Acıların
Harman yerinde
Bir Başaran yalnızlık
Hüznü harmanlar
Yürek yürek
Çaresizlik hasadından
Önce kızı sonra eşi
Uğurlandı
Sevgi sonsuzluğuna
Alkışlarla alkışlarsız
Bir Başaran kaldı
Tek başına Mehmet
Kedisiyle direnen
Başaranlarsız
Saçları
Köy rüzgarlı
Kepirtepe esintili alnı
Avutmaz artık onu
Ne “Giz Kokan Suskunluk”
Ne “Meşe Seli”
Buluşsa da
Kaynarca Deresiyle
Orpheus’ün Liri
Direnir acılı Başaran’ın
Ceylan köy’lü yüreği
Acıların harman yerinde
Bir Başaran yalnızlık
N.T