BÖYLE Mİ OLMALIYDI?

Yaşı yarım asrı aşkın olan vatandaşlarımız eğitimde eski sistemin özlemini duyarlar. Hani o her okul formasının ayrı oluğu ilkokullarda siyah önlük giydiğimiz günleri özlemle hatırlarız.

Zor şartlarda da olsa o dönemde eğitimdeki başarı bugünün daha üst seviyedeydi. Bugün daha çok imkân olmasına rağmen o günlerin başarısına ulaşamıyoruz.

İlkokulu eğitimimi Çavuşlu köyünde Köy Enstitüsü mezunu olan bir öğretmenimden aldım. Öğretmenimiz tüm zamanını okula eğitime harcıyordu. Hocamızın öğretmen odasının yanında bir işliği vardı .Okulu tamir edilmesi gereken yerleri genellikle öğretmenimiz sağlıyordu.

Hiç unutmam bir gün okulun damına çıkmış yağmurdan akan yerdeki kiremitleri yeniden diziyordu.

Onlar bu beceriyi okullarda gerekli olabilecek her mesleği öğrenerek almışlardı. Teori yanında pratik onların başarısında önemli etken oldu. Onlar zamanımızın öğretmelerinde olduğu gibi “ders bitsin de okuldan ayrılayım” anlayışında değildi. Her zaman öğrencileri ve velilerin yanındaydı. Köylüler arasında bir anlaşmazlık mı çıktı hemen öğretmene başvururlardı.

Gençlerin evliliğine de öğretmene başvurulurdu. Halk yoksul olsa da okulda öğrencileri iyi eğitim alacağına inanıyordu Öğrenciler arasında ayrı gayrı yoktu.

Böyle günlerden bugüne geldik. Çağdaş eğitimi savunanların genel kanısı Köy Enstitülerinin eğitimini arar hale geldik. Sermayedarların baskısı sonucu ülkemizde kapatılan bu okulları örnek alan İskandinav ve Güney Amerika ülkeleri eğitimde bizden çok daha ileri düzeyde.

Öğrenci azlığından köy okulları kapatıldı. Bugün köylerde devletimizi temsilen imamlar ve muhtarlar kaldı. Eskiden ulusal bayram günlerini okullarda öğrencilerle birlikte veliler de kutlardı. Okulda yapılan konuşmalarda milli duygular tazelenirdi. Şimdi böyle günlerde muhtarlık binası hariç bir bayrak dahi göremiyorsunuz.

Taşımalı sistemle öğrencileri velilerde uzaklaştırdı. Bu çağlarda eğitimin en yararlı olanının öğrencilerin velileri ile yakında eğitim görmesinin faydalarını bu konunun uzmanları söylüyor.

Pedagojik eğitim görmeyen eğitimcilerin bulunduğu okullardan ne kadar başarı beklenir. Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerimizin eğitimi devletimizin en önemli hizmetlerinden biri değil mi? Ne olduğu belli olmayan eğitim kurumlarından diploma alıp daha sonra devlet hizmetinde görev alanların başarısı ile senelerde okullarda dirsek çürütüp mezun olan öğrencilerle bir olur mu?

Sık sık değişen eğitim sistemi ile yetişen evlatlarımız yarın gelişmiş ülkelerin düzeyine nasıl erişecek? Daha önceki yıllarda ülke genelinde ilk sıralarda yer alan Edirne bugün eğitimde daha alt sıralara indi. Bu konu eğitim kurum temsilcilerimizin ve siyasilerimizin ilgi alanına girmiyor mu?

Paran kadar eğitim göreceksin mantığı ile eğitimde sorunlar çözülür mü? Bu soruna at gözlüğü ile yaklaşanların dikkatine sunarım….