Balkanların barış ve huzur kenti olan Edirne’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 102.Yılını kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Traklar, Bizans ve Osmanlı ile üç medeniyetin; Musevi, Hristiyan ve İslam ile üç dinin; Meriç, Tunca, Arda nehirleri ile üç nehrin buluştuğu kadim kentimiz Edirne, yüzyıllar boyunca medeniyetlerin buluşma noktası olmuştur.
Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmasının yanında ticari açıdan da öneme sahip olan Edirne, fethedildiği 1361 yılından beri Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı olmuş, Balkan bağlantısının önemli bir halkasını oluşturmuş.
Balkanlardaki her türlü sosyal, politik gelişmenin ve savaşların etkisini de yüreğinde hissetmiştir.
1912 yılında Balkan ülkelerinin Osmanlı İmparatorluğuna karşı giriştiği savaşta, Edirne Müdafi Şükrü Paşa kumandasındaki askerlerimiz 155 gün boyunca şehrimizi kahramanca savunmuş ancak 26 Mart 1913 yılında teslim olmak zorunda kalmıştır.
Tarihinin en karanlık ve acı günlerini bu dönemde yaşayan Edirne, işgalle birlikte Sarayiçi’nde binlerce evladını şehit vermiştir.
Edirne’miz Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Mütarekesi’nden sonra Yunan tehdidiyle karşılaşmıştır.
Bu tehdidin önlenmesine yönelik tüm çabalara karşın, şehir 25 Temmuz 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş ve 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması’yla da Doğu Trakya Yunanistan’a verilmiştir.
Acılarla ve şehitlerin kanlarıyla yoğrulan bu topraklar, Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasının ardından imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile iki yılı aşan işgal dönemi sona ermiştir.
Antlaşma hükümleri uyarınca Yunan kuvvetleri 21 Kasım 1922’de Edirne’den ayrılmış, 25 Kasım’da imzalanan tesellüm tutanağıyla da şehir geri alınmıştır.
Edirne’nin kurtarılmasından bir yıl sonra, 25 Kasım 1923’te ilk Kurtuluş Yıldönümü Töreni düzenlenmiştir.
Lozan Anlaşmasıyla Edirne Türkiye hudutları içine alınarak Trakya'daki bugünkü sınırlarımıza ulaşılmış ve Edirne Türkiye Cumhuriyeti'nin Batıya açılan kapısı haline gelmiştir.
Edirne’de yaşayan tüm insanlarımız; vatanını seven, devletini seven, milletini seven, bayrağını seven, Cumhuriyetini ve Atatürk’ünü seven insanlardır.
Türkiye’den başka gidecek vatanın olmadığını en iyi bilen, bu duyguyu yüreğinde yaşayan insanlardır.
Son devletimizin de Türkiye Cumhuriyeti olduğunu; Devlete, Cumhuriyete ve Vatanına kasteden dâhili ve harici düşmanlara karşıda her zaman mücadelenin yanında yer almıştır.
Edirne çok çile çekti, çok acı çekti, çok sıkıntı yaşadı, çok şehit verdi, çok gazi verdi. Şehit kanları ile sulanan bu topraklar, yani Edirne'miz Türkiye'nin batıya açılan kapısı oldu sonunda.
Edirne'mizin düşman işgalinden kurtuluşunun 102.Yıldönümünü kutluyorum. 25 Kasım 1922'de ebedi Türk yurdu olarak adını tarihe yazdıran İlimiz Edirne!
Büyük komutan, devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, Şükrü Paşa'yı, şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, nur içinde yatsınlar...