AYHAN TUNCA'DAN BİR YAPIT

Söyleşilerde…  Anılarda…Saklanmış yazılarda…
KÖY ENSTİTÜLERİ  ve  KEPİRTEPE…
YÖRE  YAYINLARI-15 Olan yapıt bir teşekkürle başlıyor.
“Kepirtepe ve Köy Enstitüleri'ni  çok içten  sevip, duyduğu saygıyı  yakından gözlediğim;  o alemin değerli bireylerinden, sevgili ağabeyimiz  BASRİ BAŞTÜRK'ün ısrarlı teşviki ile sıcak anımsatmaları ve yönlendirmeleri olmasaydı, bu çalışmaya ele atamayabilirdim!
Öncelikle  ona teşekkür etmeyi bir borç ve görev saymaktayım.
BASRİ   BAŞTÜRK'E  saygı, sevgi, samimiyetle armağanımdır, kitabım!

Kepirtepe Köy Enstitüsü ilk mezunlarından  babam SEFER TUNCA ile selamlamak isterim, bütün Kepirli Köy Enstitülü arkadaşlarını…”
Ayhan Tunca YÖRE DERGİSİNİ  yıllardır yaşatan azmi ve sadakatiyle yıllardır tanırım. Üstelik hem meslektaşım, hem komşumuz.  Babası Rahmetli Sefer Tunca'yı da tanıma mutluluğuna eriştim. Basri Baştürk'de yıllardır tanıdığım bir arkadaş ve dost için . O artık  kalan son Köy Enstitüsü mezunlarından saygı ve sevgi ile anılmaya değer bir efsane. Bir başka ilginç olay  da Ayhan Tunca'nın babasının öğrencisi olması.TUNCA'nın bir özelliği de has Edirneli olması.
Kitap oylumlu boyutlarda. Tam 320 sayfa. İçi Kepirtepe'de yaşanan anılar ve resimlerle dolu. Kitap sizi o günlere taşıyan özellikler taşır. Türk edebiyatına önemli bir katkı olduğunu söylemek isterim.Arı sade ve anlaşılır bir dille yapılan söyleşiler ve saklanmış yazılar okumaya değer bir yapıda ve özellikte. Bu okulların açılışında emeği geçen öncülerden çokça söz edileceği özellikle belirtilmiş:
“İsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel ve İnönü…”
Köy Enstitüleri Marşı da ilk sayfalarda yer almış.
İşte ZİRAAT MARŞI:
Sürer eker biçeriz güvenip ötesine
Milletin her kazancı milletin kesesine,
Toplandık baş çiftçinin  Atatürk'ün sesine,
Toprakla savaş için ziraat cephesine.
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz,
Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz.

İnsanı insan eden ilkin bu soy, bu toprak,
En yeni aletlerle en içten çalışarak,
Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak,
Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat alın ak.
Nakarat
Kuracağız öz yurtta, dirliği, düzenliği,
Yıkıyor engelleri ulus egemenliği,
Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği,
Bizimdir o  yenilmek bilmeyen Türk benliği.
Nakarat
Her bölgede bir köy Enstitüsü oluşmuştu. Kepir Trakyamızın onuru ve göz bebeği olmuştu. Örnekse, Mehmet Başaran, Kepir çıkışlıdır.Bilindiği gibi her bölgede bir köy Enstitüsü vardı ve toplam 21 taneydiler Yalnız Başaran'mı? Her biri bir başka değerdi. Köylere ışık taşıyan ilk aydınlardı.Bir zamanlar bir düşünür şöyle demişti: “Köyde mezarı olan tek aydın” bu ülküdaşlardı işte.
Bu yapıtın bir özeliği de yarınlara ışık tutması.Saklanan yazılar bölümünde ve söyleşilerde kimler yok ki… Bir bölümlünü tanıdım. Birlikte çalıştıklarımız oldu. Bu kitabından ötürü Ayhan Tunca'yı bir kez daha kutluyor, bereketli ürünlerinin sürmesini bekliyorum.
Başta Kepirtepe ve tüm Köy Enstitülerine sevgi ve saygılar…
Bu yapıtı okumak bence, ilgi duyan herkesin okuması boynunun borcu olmalı. Özellikle çalışan ve çalışmayan öğretmenlerin.
NOT: “Saklanan Yazılar bölümüne benim  de iki yazımı almış, sağ olsun…
Arka sayfadaki  bölümü de  aktarmalıyım:
“40.ooo köyün sadece 4992'sinde okul olup, ülkedeki tüm öğretmenlerin sayısı6786 idi…” İsmail Hakkı Tonguç şöyle demişti:
“Türk halkının her alanda uygar ülkelerden geride kalmasının en büyük sebebi softalıktır.”
Bu yüzden Cumhuriyet acele etmeliydi…
İşte Köy Enstitüleri!
Onlar, köylere, uygarlığın da yolunu işaret eden Aydınlanma'yı  götüreceklerdi…
Bu okulların Trakya'daki temsilcisi ise, Kepirtepe'ydi…
Kitap denenmemiş bir ayna tutuyor, Köy Enstitüleri ve Kepirtepe'ye…                                 
Ayhan TUNCA