ANADOLU DALINDA

Çıkınımda kıştan kalma (k)alıntı dizeler
Güz güzeli çalıntı kanamalı ve ufuksuz
Kış bahara, bahar kışa dargın küs
Barış bahçelerine hoyrat tırpan
Kargalar özgür çığırtkan ve peynir
Güvercinlerden güvencesiz ötüşler çıbanı
Bir dere kenarında üç beş kelaynak
Varsın yoksun rüzgarında yedi uyurlar
Gerisin geri uçan bir kuş varmış diyorlar,
Anadolu dalında yuvalanmış, ötüşken.
Necdet TEZCAN

Göçmen kuşlar çoktan gitti. Gelmeleri bile çok uzak değil.
İşte en kısa günler. İşte Kuruyan ve rüzgâra takılan yapraklar.
Yazdan eser kalmadı. Ama şimdilik kış kışlığını gösterme niyetinde değil gibi. Ülkemiz dünyanın belkide en güzel yerlerinden birinde. Üç tarafı denizlerle çevrili. Belki de kuzey yarım kürenin en güzel yerlerinden. Adı Anadolu. Ama Küçük Asya diyenler de var. Bereketli verimli topraklar sonra, hangi mevsimde hangi ayda günün neresinde olursa olsun her an dört mevsimden birini yaşamak olası.
Ancak kıymetini bilebiliyor muyuz? Bu soru hep kafamı kurcalamakta.
Tarih ötesinden bakarsak, hep bir birimizi yemekle başka şeyler olmamış. Koca Osmanlı bile zamanla hasta adama dönüşmüş. Batılıların deyimi böyle. Koca imparatorluğu parçalayıp hisse kapmak uğruna zırhlı araçlarıyla gelmişler. Ama “geldikleri gibi gitmişler.” Birçok yatırım ve hizmet oralarda kalmış. Bu kalanlar Osmanlıyı anımsatsa da bizim olmaktan çıkmış. Oralarda kaderleriyle baş başa şimdilerde. Gerilemenin ve parçalanmanın belki de en güçlü nedeni çağın gerisinde kalmak deniyor. Ne kadar doğru bilemiyorum. Ama görünen köyün kılavuz istemediği kanısında olduğumu belirtmek zorundayım.
İleri- geri kavgası başımızın belası olmuş. Şer güçler adım adım ve halkı kandırarak bu günlere gelinmiş inancı yaygınlaşmıştır.
Kendimize dönmeyi ya da kendimize gelmeyi pek düşünmemişiz, nedense, kendi yağımızla kavrulmayı öğrenememişiz. “Yurtta barış, Dünyada Barış” söylemine bile kulak vermemişiz. Komşuluk ilişkileri kör topal yürütülmüş.
Gel zaman git zaman; bir varmış bir yokmuş.. derken, işte buralardayız.
Nerde miyiz?
Buralardayız işte..
Çok şükür gözlerimiz, kulaklarımız sağlam.
Ancak bakmak başka, görmek başka diyenler de az değil..
İnanın bana gözümüz dışarıda değil, içerde olmalı… Ve yine inanın başka Türkiye güzeli bir ülke yok. Onu çağdaş düzeye ulaştırmak, ancak ve ancak kendi ellerimizle, kendi aklımız ve emeğimizle olabilir
Başka türlüsü yok, olamaz da…
Dünyayı bir ağaca benzetirsek; bu ağacın en güzel dalı benim ülkem. Bir de değerini bilebilseydik eğer, cennete dönerdi bu vatan…