İNSANA DAİR..

"insanım ben, insana ait hiç bir şey bana yabancı değildir",
Yada  Can Yücel gibi:  "insanlığa dair ne varsa kabulüm”,
 Veya 19. Romalı komedya yazarı Terentius'un: "Ben insanım, insana ait hiçbir şey bana yabancı değildir.”
Aynı anlam ifade eden sözler. 
Bu sözler, kendi özüme vardıktan sonra benim insanlarla ilgili düşüncelerimin temel dayanağı oldu. Bir anlamda yaşam felsefem haline geldi. Kontrollü duygusal olduğumu söyleyebilirim; ama  fazla heyecanlı değilim. Yaşamımda akıl, mantık hep ön planda oldu. Tabi ki genetik kodlama, düzenli okuma, araştırma ve matematik öğretmeni olmamın yanı sıra; hayatın  olumlu ve olumsuz yanlarını doya doya yaşamamın bunda payı olduğunu düşünüyorum.İnsanın iki yönü beni hep düşündürmüş, olumlu ve olumsuz anlamda etkilemiştir.Birincisi; insan beyninin yaratıcılığı, buna hayran olmamak elde değil. Beyin muhteşem bir organ. Kapalı kutu gizem, sır dolu. Soyut olan her şeyin yaratıcısı. Ufkumuzu açan, bize yol, yöntem gösteren; bizi tehlikelerden koruyan, başarıya götüren, buluşlarla hayatımızı kolaylaştıran, acıyı, kederi, sevinci yaşatan ve de özgürlük isteyen muhteşem organ!..
İkincisi; birincinin tam ters durumu. İnsan beyninin körlüğü. Özellikle soyutlama, inanç konusunda tamamen bağımlı/kör olma; ufkumuzu körelten, ezber ve tekrarı sürdürme, kul olma hali!.. 
Birinciye dahi, yaratıcı insanları ki bunlar çok az bulunur, insanlık için çok kıymetlidir, bunların zihinleri hep dışarıya açık arayış içindedir; ikinciye de bizde çok  bulunan, sürekli aynı şeyleri tekrar eden, tekrar ettiği şeyin ya da şeylerin ne anlam ifade ettiğini de bilmeyen zihinler dışarıya yeni şeylere kapalı insanları örnek verebilirim.Ne demek istediğimi anlayın işte, etrafınıza şöyle bir alıcı gözle bakıp gözlem yapın, o insanlardan onlarca görürsünüz!
İnsanlarla ilgili olumlu olumsuz kanı, düşünce, algı ve yargılarımız vardır. Kimi insanlara çok yakınız, onları tanıdığımızı zannederiz. Ancak güvendiğimiz, değer verdiğimiz insanın beklenmedik bir  davranışı ile karşılaşınca şaşırır kalırız. Oysa yukarıda bilgelerin söylediklerini hayat kılavuzu yaparsak şaşırıp kalmayız.Sonuçta her insanın içinde olumlu ve olumsuz bir tarafın olduğunu  bilim insanları söylüyor. Batı'da demokratik eğim, kültür, yasalar ve demokrasi ile insanların içindeki olumsuzluk en aza indiriliyor; orda insan yaşamı kolaylaşıyor, normalleşiyor. Batı bunun için insanlara cazip geliyor ve oraya binlerce, onbinlerce insan gitmek istiyor; biz dahil diğer ülkelerde bu yapılamadığı için her gün hayat bizi süprizlerle karşı karşıya getiriyor; çatışma ve bölünmeler, düşmanlıklar yaşanılıyor, stres, sıkıntı günlük yaşamımızın bir parçası oluveriyor; bu durumda da  yukarıdaki o muhteşem söz yine  imdadımıza yetişiyor. “İnsanlığa dair ne varsa kabulüm”, insandır yapar, insanlık hali deyip gülüp geçiyoruz veya üzülerek sonucu kabul ediyoruz. Daha sağlıklı, güzel bir yaşam için, ideolojilerden arınmış demokratik eğitim, kültür ve yasalar ile gerçek demokrasi olmalıdır, derim. Bu olursa insanlar özgürleşir, yaratıcılığı artar, ezber ve tekrardan, kul olmaktan kurtulur. Hayat normalleşir, sağlıklı ve daha mutlu bir yaşam olur.
Kardeşim Şadan Üzülmez'in insanla ilgili güzel şiiri ile yazıyı bitirelim.
DARILMAYIN
İster anam,
İster babam,
İster abilerim, ablalarım;
İster, yok olup giden,
Üçevlerin küllerinde, hayatı  yeniden yaratan Kürt kardeşlerim darılsın.
Kim darılırsa darılsın, hiç umurumda değil!
İnsanlık hali,
bir sevdaya kapıldım. 
Gönlüm,
bir güvercin gibi tedirgin; 
kelebeğin narin kataları gibi, pır pır edip uçuyor.
Sevdam bana,
deli dalgalar,
yalçın kayalar,
vahşi aslanlar gibi
heyecan ve coşku veriyor.
Akılımın, ruhumun ve bedenimin tutunduğu, tek güzel tutku,
sevdam değil mi?
Gerisi boş!..