SEBZE VE MEYVECİLİK DESTEKLENMELİ  

Son yıllarda Trakya’da ,özellikle ilimizde sebze ve meyve üretiminde büyük artış yaşanıyor.

Bu alanda teknolojik yeniliğe her zaman açık olan, bunu her fırsatta değerlendiren Trakyalı çiftçilerimiz bugüne kadar ürettiği ( buğday-ayçiçeği ) ve diğer tahıl ürünleri yanında sebze ve meyve yetiştiriciliğine önem veriyor.

Bugüne kadar ektiği ürünlerden yeterince emeğinin karşılığını ve gerekli devlet teşvikini alamayan köylülerimiz, geçimini sağlamak için tarlalarında farklı ürün yetiştirmeye yöneldi.

Bunların başında piyasası ve kar oranı yüksek olan sebze ve meyve üretimine ağırlık verdi. Son zamanlarda bölgemizdeki pazarlarda satılan ürünlere baktığımızda yerli ürünlerin sayısının arttığını görüyoruz.

Üreticilere devlet desteğinin sağlanması ve girdi fiyatlarının azalması halinde bölgemizde yetişen bu ürünler diğer bölge pazarlarına da yayılacak.

Böylece daha ekonomik şartlarda ucuz olarak tüketicilere ulaşacak.

İstanbul gibi büyük kentlere gelen sebze ve meyveler , akaryakıta yapılan aşırı zamlar, ve diğer yol masrafları sonunda , daha çok Akdeniz bölgesinden gelen bu ürünler  şehre  bölgemizden  uzak olduğu için  tüketiciye pahallıya mal oluyor.

-----------------------

BÖLGEMİZ BU ALANDA AVANTAJLI

Tüketimin en yoğun olduğu mega kent İstanbul’a ulaşım alanında yakın olan bölgemiz,üreticilerimize imkanlar sağlandığı,girdi fiyatlarının düşürülmesi halinde İstanbul pazarında söz sahibi olup halka ucuza mal ulaştırmayı sağlayabilir.

Trakya topraklarının sulanması ve gerekli teşvikin yapılması ile bölgemizde sebze ve meyvecilikte atılım yapabilir.

Böylece, son yıllarda artış gösteren tarlaların satışı da engellenmiş olur.

Geçimini sağlayamayan az topraklı çiftçilerimiz çareyi topraklarını satmada buluyor.

Bir süre sonra bölgemizde göçü de hızlandıracak olan tarlaların el değiştirmesi sonunda uzun süredir bölgesinde yaşamını huzur ve mutluluk içinde sürdüren bölgenin beşeri demografik yapısının da değişmesini gündeme getirebilir.

Bölgemiz siyasileri ve diğer demokratik kuruluş temsilcileri bu konuya gereken duyarlılığı bugüne kadar göstermedi.Parlamentoya yeni giren vekillerimizin bu hayati sorunlara önem vermesi gerekir.

--------------

FIKRA

AÇ-KAPA,AÇ KAPA

İki huysuz otobüsle seyahat ediyorlar.Biri sürücüye seslenmiş:

“ Oğlu aç şu camları,havasızlıktan boğulacağım.”

İkinci yolcu:

“Oğlum kapat camları üşütüp öleyim i burada.?”Diye homurdanmış .

Birinci huysuz kişi,”

-“Camı açsana evladım sıkıntıdan öleceğim:

İkinci”

Kapan kaptan camı soğuktan öleceğim.

Otobüsün muavini kaptan şoför koşar:

-“ Usta bu yolculardan ne yapacağımı şaşırdım ,biri, aç diğeri camı kapat diyor”.ne yapayım?

Tecrübeli kaptan şoför:

-“Önce camı aç biri ölsün.Sonra da kapat diğeri ölsün,biz de yolumuza deva edelim” demiş