SANAT VE SPOR…

Ünlü tiyatro oyuncularından biri, “Her şey çok pahalı ama sanat ucuz.” demiş.
Ne ucuzu diyorum ben de, bedava bedava; bir sergi açılıyor… Resim, karikatör vb. kimse de para istenmiyor, ama yine de ilgi yok. Bu ilginin kişilerden gelmesini beklemiyorum. Çünkü kişilerin ilgilenmesini sağlayan itici güç gerekir. Bu da reklamdır, basındır, eğitimdir.
Arkadaşlarla toplandığımızda büyük kentlerde dergi çıkarıldığını, bizim burada çıkarılmadığını, oysa potansiyel olduğunu konuşuruz hep. Bir türlü bu işi biri ya da bir ekip başlatamaz.Çok önceleri çıkan DAMLA ve OZAN AĞACI dışında.
Olay kadar nedenler önemlidir elbet. Yıllar önce burada da yani Edirne'de de çıkan dergiler varmış. Bugün birkaç taşra kentinde üniversite olmasına rağmen yok. Biraz garip gibi.
Sözünü ettiğim dergi edebiyat dergisidir, diğerleri değil.
Şimdi bir maç olduğunu düşünün. Hafta sonlarında tüm ülke, belki de dünya, tabi bu arada Edirne hop oturup, hop kalkıyor. Gollerin, ofsaytların en ince ayrıntısına kadar hesabı yapılıyor. Kişiler tuttukları takımın yengisi ya da yenilgisiyle bütünleşiyor. Bir bardak suda hesaplar yapılıyor. Buz üstüne yazı yazılıyor. Üstelik bu har hur büyüğü, küçüğü ile basın da eşlik ediyor.
Spor olmasın, yapılmasın demiyorum. Mutlaka güzel bir olay. Ama ayrıntıya kadar inilen tartışmalar, üzülmeler, sevinmeler, övünmeler, dövünmeler yanlış. Nihayet sonunda bir karşılaşmadır, bir taraf kazanacak, bir taraf kaybedecektir. “İlla bizim takım yensin” anlayışı hoş değil.
Bu ilgi sanata da olmalı derim ben. Çünkü sanatsız bir toplum, kültürsüz bir toplumdur. Bir ulus topsuz olur belki ama kültürsüz olamaz.
YALANCI MEYVA
Hele bir uçlansın bahar ayları
Nasıl küser kuşlar ötüşe ötüşlerden
Erikler kızarınca sabır taşı çatlar
Hantal bir yelkovanın titrek sesinde
Esini tetiklemek çorbaya tuz-biber
Gül-yanar bahçelerde unutulmuş sel
Usta yangınlarına kan kokan kilim
Yaprak yaprak ufalanır yer altında tan
Yalancı meyvenin al-sarısını tuşlar
 “Savaşa hayır” dizisinde gözyaşı çocuklar
N.T