“BEN DELİ MİYİM?” Hüseyin Rahmi GÜRPINAR
Adını çok duyduğum ama bir türlü okuyamadığım bu yapıt sonunda elime geçti. Hem de bir sahafta. Yıpranmış ve eskimiş duruşuyla ilgimi çekti ve hemen edindim. Ve kısa sürede okudum, etkilendim. H.Gürpınar’ın bence en önemli yapıtlarından… mış, diyebilirim.
Yazarın adını duymayan yapıtlarından okumayan sanırım yoktur.
1865 yılında İstanbul ‘da doğmuş. 1944’te ölümünden sonra, Heybeli Ada mezarlığında dinleniyor. Romanları ve öykü yapıtlarıyla okuyucunun ilgisini çeker ve sevilir. Mülkiye mezunudur. 1926 yılında basılan yapıtı 364 sayfa olup bu günün yapıt, bu günün diliyle bir gurup tarafından yeniden kaleme alınmış sonraları. Yani 1965 basımı. Özgün ve sürükleyici bir anlatım.
Yaşantımızda hep merak ettiğimiz bir konu: Normal ve anormal kavramları. Ya da başka bir deyişle kim deli, kim akıllı?
İşte bunu irdeliyor Gürpınar.
İşte kitabın son paragrafı:
“Deli nedir? Akıllı kimdir? Anlayamadım.Hekimler hastalıkların adını koymak için neden ileri geldiğini bulmaya uğraşıyorlar.Mahkemeler her cinayette suçlu arıyorlar. Felâkete uğrayanlar da bunlara sebep olanlara lânet okuyorlar.
Bütün hayat meseleleri bir yaradılış dönüşü ile tekerlenip gidiyor. Fakat efendiler, siz büyük oluşların gerçeğine varmadan, bu işin suçlusunu görmekten çok uzak bir becerisizlik yolu üzerindesiniz. Çünkü yanlış tedavilerinizi, tedbirlerinizi, cezalandırmalarınızı tekrardan başka bir şey yapmıyorsunuz. Yok etmeye, hafifletmeye, dindirmeye uğraştığınız bünye ve cemiyet dertleri, fenalıkları eksilmiyor, her gün artıyor.”
Tedavisi var mı, yok mu? Yani kim deli, kim değil, toplumsal mı kalıtsal mı?Akla gelen sorulardan. Elbette bir davranış bozukluğu, bir hastalım. Onunda kendi içinde türleri var.
Toplumun bu hastalara tavrı da genellikle iç açıcı değil. Küçümsemeler, hor görmeler, alay konusu etmeler, üstüne varmalar… Hiç hoş değil…
J.Jak Rousseau bile emil adlı yapıtında toplumun yetişmekte olan çocukları olumsuz etkilediği görüşünde. Bu nedenli Emil adlı çocuğu toplumdan uzaklaştırıp doğa ile ve ağitimli insanlarla yetiştirme yanlısıdır, yine o yapıtta. Çocukların, yetişkinlerin minyatürü olmadığını, onların da kendilerine göre ayrı bir dünyaları olduğunu belirtir. Bu nedenle yetişkinlerin bir minyatürü gibi yetiştirilmelerine karşıdır.