Büyük usta Yaşar Kemal, yaşlılık için: " eskimiş bir eşya değilsin ki,seni kapının önüne koyayım", der.
Kürt yaşlı bilgeler:" yaşlılık naçarlıktır",
Alevi Dedeler:" yaşlılık dara düşmektir",
Hava annem de: " yaşlılık ağır silahtır, her insan yaşlılığı taşıyamaz" derdi.
Yani usta ve bilgeler bize:"yaşlılığınızla yaşamak zorundasınız,atmak,isteseniz,atamaz,
satmak isteseniz satamazsınız,"derler.
Peki bilimsel anlamda yaşlılık nedir?
Bedenin ve zihnin yavaşlaması, ölü hücrelerin sayısının yenilenen genç/canlı hücrelerden fazla olmasıdır.
Ölü hücrelerin sayısını azaltmak, bedenimizi ve zihnimizi diri, genç tutmak için ne yapmalıyız?
İşte sizlere,bir eğitimci olarak önerilerim:
- Eve, yatağa ve tembelliğe zihninizi ve bedeninizi alıştırmayın.
- Sokak, doğa ve insanların olduğu yerler mekanınız olsun.
-İnsanlarla tanışmaktan, sohbetten ve demokratik düzeyde, nezaket kuralları içinde tartışmaktan kaçınmayın.
- Sanatla uğraşın(resim, müzik vb),kitap okuyun. Okuduğunuz kitapları arkadaşlarınızla, çevrenizle paylaşın. Okuduğunuz kitabı tartışın.
-Anılarınızı yazın!
- Unutmayın, " her insan bir Cihandır."
-Herkesin mutlaka anlatacağı bir hikayesi vardır.
-Dünya sahne, biz oyuncular değil miyiz? Herkes kendi oyununu/rolünü oynamıyor mu? İnanıyorum yazacağınız çok şey vardır.
-Güzel kaliteli filmler evde, veya sinamada izleyin. Olanağınız varsa tiyatroya gidin.
- Canınızın istediği yemeği yapın veya yaptırın, dostlarınızla/çocuklarınızla yiyin. Ara sıra dışarıda ailenizle veya kendi başınıza yemek yemeyi ihmal etmeyin.
- Çocuklarınızı,torunlarınızı sevin, onları mutlu edin. Onlara hediye alın. Ödevlerine yardımcı olun. Onlarla yaz mevsiminde dondurma yiyin.
-Torunlarınıza uyarlanmış masallar anlatın. Onlarla zeka oyunları oynayın.
-Cimri olmayın,alan değil veren el olun.
-Adil olun. Çocuklarınız, torunlarınız arasında ayrım yapmayın. Özellikle kız çocuklarına karşı ayrımcı olmayın. Mirasınızı eşit paylaşın, kız çocuklarınıza haksızlık yapmayın.
-Eşinize ve kızlarınıza saygılı olun.
-Adil paylaşım, insanlığın güzel bir erdemi değil midir?
- Sokağa,parka veya özel yürüyüş alanlarına çıkın yürüyün. Hem de iyice, yorulana kadar yürüyün.
-Sosyal ortamlara katılın. Derneklere, siyasi partilere gidin.
- Hayat her yaşta güzeldir. Pozitif olun. -Bankamatik kuyruklarına asla girmeyin.
- Nazlanmayın,ufak tefek rahatsızlıkları abartmayın. Kendinizi acındırmayın. Gereksiz yere ilaç kullanmayın.
-Doğal yiyecekler yemeye çalışın. Az yemek yiyin.
-Bakımlı olun,size yakışan giysiler ve takılar takın.
-Sağlığınız yerinde ise çalışın. Mesleğinizle ilgili üretim yapın. Olanağınız varsa toprakla uğraşın. Sebze , meyve ağacı yetiştirin.Hayvan besleyin. Çalışmak insanı dinç, sağlıklı tutar.
-Gelenek ve göreneklerinizin iyilerini yeni kuşaklara aktarın, kötü olanları atın gitsin.
-Gençlere düşüncelerinizi dikta ettirmeye çalışmayın,ters teper. Onlarla sohbet etmeye çalışın, farklı fikirlerini destekin, deneyimlerinizi aktarın. Aranızda kuşak farkı olduğunu unutmayın.
-İnançlı iseniz, inancınızın gereklerini kendiniz için, dürüstçe yapın.
İnsanlar doğar, bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, ortayaşlılık, ve yaşlılık dönemini yaşar. Sonra da toprağa/doğaya döner. Unutmayın ki hayat bir bütündür, her koşulda mutlu olmaya çalışın , kötülükte , mutlulukda sizin elinizde. Hayat her şeye rağmen güzeldir.Yaşlılığın tadını çıkarın.
Değerli, saygı değer, hayatının hazan/güz mevsimini yaşayanlar, bu öneriler, yazımı yazmaya başlayınca aklıma gelenler. Sizler bunları zenginleştirebilirsiniz.
Ben kendim, yazdıklarımı uygulamaya çalışıyorum.
Sağlıklı ve mutluyum.
-Haydi hayırlısı ile mevsim olarak, sonbahar mevsimini geride bıraktık.
Sonbahar hüzünlü ama güzeldir. Hüznü de güzellikleri de doya doya yaşadık. Şimdi kışın keyfini çıkaralım.
Kış soğuk ama doğanın uykuya yatması dinlenmesidir. Geleceğe yatırımdır. Bahara erişmek için kış gereklidir.
Derim ki: Tüm olumsuzluklara rağmen gelin, hayatımızın sonbaharını sağlıklı, mutlu, olgunca, pozitif geçirelim.
Yeni, özgür baharlarda, neşe içinde, sağlıklı buluşmak dileği ile hepinize sevgi ve saygılar.