YAĞMUR ÜSTÜME ÜSTÜME…

Ünlü bir deyişle başlıyorum: “Yağmur yağdı böyle oldu” derler. Deyiş daha çok olumsuz yönde sanıyorum. Seller, taşkınlar…

Diyeceksiniz ki ne zamandır yağmur yok. Ne demek niyetindesin, bizi mi kandıracaksın!

Öyle bir niyetim yok elbet. Doğru belki de aylardır yağmadı. Bulutlar zaman zaman dönüp dolaşsa da bir türlü yağmur bırakmadılar.

Tarım ve özellikle çeltik üreticileri zor durumda. Hele çeltik yetiştirme olayı için su çok önemli. Hasat zamanı da yaklaşıyormuş zaten. Önemli bir gazete konuya değinmiş. Alıntılıyorum:

Başlık: Bir Nehir Kurudu

Tunca Nehri yağışlar azalınca susuz kaldı.

Edirne’de çeltik üreticisi, bölgenin temmuz ayında yağış almaması ve Tunca Nehri’nin kuruması üzerine üründe verim kaybı endişesi yaşamaya başladı. Hasada günler kala zor durumda olan üreticileri temsilen...

Ziraat Odası başkanı Hüseyin Arabacı … ‘yakın zamanda su debileri yükselmezse biz bu kesintilerle suyu aşağı indiremezsek büyük ihtimal bu bölgedeki çektiklerimiz kuruyabilir ya da ara ara can suyu vererek ama ciddi anlamda verim kaybı da yaşarız’ dedi.”

Demek ki yağmursuzluk da önemli ve sıkıntılı.

Tunca söz konusu olunca aklıma başka şeyler de geliyor. Meriç köprüsünün bitişin solunda pik yerleri yapılmış, Valilikçe. Birkaç gün önce o güzelim alanda biri tahtaları söküp yakmış… yerel gazetelerde okudum. Ve şaşırıp kaldım. Halkın dinlemesi için düşünülmüş böyle bir yerin varlığının kime ne zararı olabilir ki.Gölgelikli oturma yerleri ve ızgara ocakları… karşınızda Meriç ve martılar…

Güzelliklerin de düşmanları ola biliyormuş demek ki…diye söylenmekten kendimi alamadım, doğrusu…

Bir de yeni yapılan köprünün bir yerinde şelale gibi bir çıkıntı. Köprü de üstten geçmekte. Balık tutanlar, dereyi izlerken keyif çatanlar orayı keşfetmiş. Ancak buraya kadar iyi de o çöp birikintileri oldukça can sıkıcı. Sanki özellikle yerlere ne varsa atılmış. Çöp birikimleri o görünümü yok etme niyetinde sanki.

Oysa benim bildiğim şu:

İnsan eğer insansa kendi pisliğini kendi temizler, kendi çöpünü kendi atar. Doğrusu da bu olmalı bence.

---------------------------------------

Kadın hakları her gün çiğnenmeye devam ediyor. En kötüsü de hayatını kaybedenler. Yazık değil mi onlara. Çünkü onlar bizim her şeyimiz. Anamız bacımız, eşimiz, canımız. İnsan soyunun devam etmesinin yükü de onların işi.

Onlara işkence edip, yok edenlere ne dedir? En azından insan değil denir.

Hakaret amaçlı yazılanlar ve söylenenler de az değil.

Onlarında dilini eşek arısı soksun demek az bile gelir.

Kadına saygı ve sevgi erkek milletinin önceliği olmalı oysa…

------------------------------------

Bir de Muharrem İnce olayı patlak verdi.Çok şey söylemek niyetinde değilim. Çünkü çok söylenenler ve söylenecekler var. Ama bir cümle söylemeden geçemeyeceğim:Yeni parti kurmanın bence ne yeri, ne zamanı…

-------------------------------------------------

Başladığımız gibi bitirelim iyisi mi?

 “Yağmur üstüme üstüme varsın yağsın küçük hanım…”