BAHÇEM VE OLAYLAR

Aklın

Arka bahçelerinde

Esen rüzgar

Taşınmış ön bahçeye

Yaşamın dallarında

Hormonlu şarkılar

Bulutları lime lime

Mor-gök

Ve kış garibanı kuşlar

Beslenmemizin DNA’sı bozuk

Giyim kuşam

Kel başa şimşir tarak

Ya da muz cennetinde

Şımarık şebboy

Güneşler açsın artık

Açık alnımda ülkem

N.T

BİR ANI

Yazın güzellikleri bir bir kapı aralığından göçmeye başladı bile.

Hurma ağaçları ve diğerleri açsa açsa kan çiçekleri açar. Ölümü bile göze alan kaçaklar, can pahasına açık denizlerde canından olmakta.

Kadınlar ve çocuklar da dahil… Ülkemizin bir çok yerinde Mezopotamya bandıralı çadır kentler oluştu, oluşmakta. Bin bir sıkıntı içinde bir yaşam. Yani çile bülbülüm çile. Sayısal olarak çok fazla bir akım. Nereye sığdıracak nasıl besleyeceksin? En azından temel gereksinimlerini karşılamak bile oldukça zor. Sonra, ülkemizin kendi sorunları zaten üst üste.

Huzursuzluk zaten diz boyu. Karmakarışık olaylar yaşanıyor.

Hangi birine yaklaşalım. Çünkü hepsi önemli.

Doğal sorunlar bir yana sosyaller öbür yana..

  1. yanda ufak tefek de olsa ürküten doğal afetler. Uzun zamandır sürmekte. Bereket orta boyda. Yıkım şu bu olsa da en azından can kaybı yok, şimdilik. Umarım olmaz.Bu beklentimiz İzmir depremiyle ne yazık ki uzun sürmedi. Çanakkale deyince, içim cız eder hep. Çünkü üç yılım orada geçti. Çanakkale Öğretmen Okulu çıkışlıyım. 27 Mayıs darbesi olduktan üç beş gün sonra sınavlar başlamış. Haziran sonunda sınavlar da ,okul da bitmişti. Haziranda bitiremeyenler de eylülde.

Ben de Eylülde bitirenlerdenim.

Ancak artık o Çanakkale yok. Her şeyi ile çok değişmiş ve genişlemiş. Kocaman ve şirin mi şirin bir kent artık…

Bazen oturup “Nerde o günler nerde?..” şarkısıyla avunuyorum işte. Anılarda yaşamanın ayrı bir tadı ve güzelliği olduğunu benim yaşlarda olanlar bilir…

Neyse, konumuza dönelim. Geçtiğimiz günlerin en sürpriz olayı ABD’nin Suriye’yi havadan bombalaması. Yüreğimizi dağlayan bu ve benzer haberler… Ne desen ne söylesen… boşuna kürek gibi … Bu savaş ne zaman biter, nasıl biter henüz belli değil. Zaman ne göstererek belli olmasa da bu kanlı savaşın bir an önce sonlandırılması en büyük dileğim ve özlemim. Ülkemin yüreği böyle diyor, biline. Bu yetmiyormuş ABD bir de İran’ın çok önemli bir komutanını Irak’ta yok etti. Ve ortalık da birden karışıp gerginleşti. Bakalım sonrasında neler olacak?

Bizim bahçemize ancak ve ancak barış yaraşır, yakışır.”Elbet bir gün sabah olacak” deyip Tevfik Fikret’i de vesileyle anmış olalım.

Şimdilerde başka bir savaş gündemde. Hem de dünya çapında. Korona belası. Can alıp durmakta nalet mikrop.

Asıl savaş şimdi bence. Savaş isteyenlere ve arayanlara tavsiyem. Gerçi gereken yapılıyor. Aşı olayı çıkmak üzere. Umarım önlemlere uyulur ve aşı çıkar da bu meret mikrop yok olur…

Defol be korona-Virüs, defol…

Aşı olayı gündemin en önünde. Geldi, gelmedi; olurum olmam. Aşı da öncelik…Hepsi bir yana son günlerde aşının geldiği ve kontrol altına alındığı belirtilmekte.Belki aşılar bu dertten kurtaracak. Bu bir toplumsal sorun olduğundan kimse “Ben olmam” demek resmen insanlığa hakarettir bence.

Bu dertle sürüp giderken ABD’de olan biten demokrasi anına utanç verici.Ayrıntılar ekranlardan yansımakta. Bakalım zaman ne gösterecek?