HANCI MEMNUN, YOLCU YORGUN (MU?)

Yaz bitti.Yazlıklar boşaldı. Güz ortaları bile uzak değil.

Evlere kapanma zamanı kapılarımızda tık tık.. Son pastırma yazı sıcakları da en uç dalın en ucunda. Hava durumu da bu değişim sürecinden etkilenecek ve renklenecek.

Yağmur, sis, kırağı; kar ve rüzgar gibi türler gündemde olacak. Bilindiği gibi bu saydıklarım da kış atmosferinin ürünleri, yani biri gelir, biri gider üveylikleri; güveylikleri de denebilir hani.

Kış demek kapalı yerler demektir. Zaman artık oralarda yuvarlanacaktır. İnternet-kafeler, kahvehaneler, gazinolar, sinemalar, pastaneler. Pastaneler artık eski işlevlerini yitirmiş gibi.Önceleri sık sık uğranılan ve dinlenilen yerlerdi.

Kaç gündür yaz sıcaklarını anımsattı güneş. Bu günse lodos ve çisentili.

Yani oynak bir aylaklık. Ve uyum zorlukları

Ve evlerin bitmeyen çilesi,

Ama azaldı gibi artık...

Alet ve makine bağımlılığı en başta. Kalorifer ya da doğal gaz. Çağın, tekniğin nimetleri bile olsa sık sık arızalanmalar. Belli şirketlerden çağırdığınız teknik adamalar, dokuz dereden su getirmekte. Başından savıp hiçbir şey yapmadan parayı alıp gidiyor. Son gelen kim vurduya getirip makbuz bile almadan çekip gitmişti.

Yani, öyle bir bağımlı olduk ki, onlarsız yaşamak bile “abesle iştigal” gibi.

Tüm bu kolaylıklara rağmen, her ne hikmetse boşanmalar sayısal olarak artışta. Kişilik bozuklukları, yetişme koşulları öyle bir hale getirildi ki: artık kimse kimseye katlanamaz oldu.Bireycilik bencilliğe dönüşerek yobazlaşmaya başladı, sanki.

Toplumu oluşturan çekirdek ailenin temellerinde her gün bombalar patlatılmakta.

Katlanamayacaksan,paylaşıp bölünmeyi bilmiyorsan ne diye boyundan büyük işlere karışıyorsun Özveri nedir bilmiyorsan evlenmek niye?Evlilik çoluk çocuk işi değil ki, olgunluk ister.

Biz altı kardeşiz.Annem sık sık:”Sık sık ve belli bir yaştan sonra, “Artık mürvetinizi (mürüvvetinizi-) görelim” derdi.

“ Yani artık evlenin ölmeden önce mutluluğunuzu görelim demek isterdi.

Evlilik saygın bir kurumdur, aile de. Onların bile içine etme yarışında maratondayız, çok şükür!

Zaten saygın kurumlar birer birer çökertilmekte. Yarış ne yazık ki sürüyor.

Alın size bazılarını:

Hurafeler hortlatılmakta,

Falcılık geçerli

Tarikatlar boyuna çoğalmakta,

Şeriat özlemcileri uygun adım,

Önlenemeyen terör

Ekonomik kriz,

Ülkeyi bölme gayretleri…

Say say bitmez anlayacağınız…

Başka bir deyişle, Hancı gene memnun(mu?), Yolcu yine yorgun (mu?)…

AK BEKLENTİ

Kapılar artık gıcırdamıyor durgunluğa

Zaman, uykusu bölünmüş ağaç

Tersyüz ceketlerden sarkan ipleriyle

Yıkık duvarlı kumrular tiplemesi

Lodosa

Başını çarpan çarşılar

Bedesten kapısı aralayan morumsu

İlk açan lalenin yaz akşamına perde

Apartman özlemine lila ağlayan

Kaval

Ve leyleğin “lak-lak” ömründe göç

Aşka yangın çıkaran ak beklenti

N. T