KAR Dergisi’nin 19. sayısı geldi. 20. sayıda Mehmet Başaran dosyası yayımlanacağını böylece öğrenmiş oldum. Konu:”Mehmet Başaran ve Köy Enstitüleri” Bilindiği gibi enstitülerin kuruluş tarihi 17 Nisan.
Başaran örnek aldığım Trakyalı bir ozan ve yazar. Kendisiyle, kitaplaşır, mektuplaşır ve telefonlaşırız. Bir çok acıları ve güçlükleri aşarak bu günlere geldi. Kendisine sağlıklı günler ve yıllar d,iliyorum.
KAR’ın bu çağrısına, ondan gelen iki mektupla katılmayı uygun ve doğru buldum. Çünkü bu mektuplar bence, edebiyat tarihinin malı olabilmeli. Yarınlara kalabilmeli diye düşünüyorum. Kaybolup gitmelerini hazmedemezdim doğrusu.
Ve işte mektuplar:1
Sevgili Eryaşar 19.Mayıs.1993
Sizleri yakından tanımak, özveriyle yürek gücüyle çevrenizde yarattığınız düşün ve sanat havasını, dostluğu solumak, insan sıcaklığını yaşamak gerçekten mutlu etti beni, bizleri…
Önemli olan, benim ilk yapıtımın kırkıncı yılı filan değildi; önemli olan , güzel olan , bu halka en zor koşullarda borcunu ödemeye, çevrelerinde aydınlanma direncini, güzelliğini yaratmaya çalışan sizlerin güzel imecesiydi.Biz de ses katabildikse o imeceye ne mutlu…
Her on yılda bir gök ekinlerin biçilişini yaşıyoruz uzun süredir.Bu acılar döneminden geçiyoruz. Umuda, sevince, aydınlığa dönüştürmeye çalışıyoruz acıları.
Herkes gücünce, daha da parlatmak için bir şeyler atıyor yüreğinden aydınlanma ateşine.Gene de Yunus’un dizeleri düşmüyor dilimizden:
Şu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Ama boşa gitmeyecek elbet çabalar; emeklerimiz birike birike , bolluklu hasatlara ulaştıracak bizi. Küskun toplum mu, korku toplumu mu yaratılmaya çalışılıyor? Boşuna gayret… Tarih boyunca kimsenin , hiçbir baskıya gücü yetmemiş “idraki kaldır”maya ademiyetten…
Uğur Mumcu’nun yaşamı da, Mumcu’yu anlatan senin dumanı üstündeki kitapçığın da ne güzel doğruluyor bunu…
Dokunsak yırtılır korkunun duvarları
Çıkar herkes zındanından
Eşsiz dolaşımı başlar kanın
Benden sana, senden ona
Kutsal bir imecedir yaşamak…
O güzel imece gecesini, gününü hazırlayanlara, “kanın eşsiz dolaşımını duyurmak için” emeğini katanlara ayrı ayrı, candan teşekkürler… En başta size, Damla’nın pırıltısını yaratanlara, (Süreyya Eryaşar, Uluğ Turanlıoğlu, Necdet Tezcan, Halil Türkan,Hasan Tahsin Yılmaz kardeşlere ve de adını anımsayamadıklarıma) sonra sizlere omuz veren, Kütüphaneciler Derneği Şube Başkanı Ender Bilar’a candan teşekkürler, sevgiler, saygılar…
Sağolun, varolun canlar, emeğiniz kutlu olsun.
Mehmet BAŞARAN
(Devamı yarın)