İKİ ROMAN


1.ZAMAN GEÇTİKÇE  (A.Ersin  ŞENERLER-Ceren Yayınları)
2.EŞİKTEKİLER  (Gönül ÇATALCALI-Tekin Yayınları)
Zaman  geçtikçe yapıtı bir Edirneli yazarın. 1958 doğumlu. Yazıları ve şiirleriyle ilgi çeken Şenerler “      “fotoğrafın, “ doğada bulunmak ve doğayla bütünleşmek için en güzel sebeplerden biri olduğunu; bunun yanı sıra, yazım ve fotoğrafın, birlikte; en iyi ifade biçimi olduğunu’…” savunuyor.
Bu roman bir raslantı olarak elime geçti. Bir Edirneli yazarla karşılaşmak beni hep heyecanlandırır. Bu kez de öyle oldu. Akıcı, sürükleyici bir anlatımla oluşmuş yapıt 320 sayfa. Bıkmadan, usanmadan okunabilecek boyutlarda.
Tıp öğrencisi olan İhsan’ın özverilerle yaşamını sürdürmesi, örnek olacak boyutlarda. Bu kitabı, Tıp dünyasının özellikle tıp öğrencilerinin okuması bence kaçınılmaz. Olaylar Edirne ve çevresinde yaşanıyor.  Aynı köyde yetişen arkadaşların öğrenciyken de yaptıkları dayanışma örnek olacak türden. Kitap zaten çile çeken kadınlara adanmış:
 “Yaşamları çileden ibaret olan kadınlara saygı ile…”
Bir Tıp öğrencisinin, komşusu olan kanser hastasına gösterdiği olağanüstü özverinin inanılmaz örnekleri. Arka kapaktaki açıklamanın bir bölümünde deniyor Kİ:
“İki kadın ve iki yaşam…
Kadına özgü acıların da   örneklendiği bu öyküde ,en önemli sonuç; insanın kendini mahf etmek için, aslında hiç kimseye ihtiyacı olmadığı gerçeğidir! Eğer kendi ısrarlarımızla  “kenara” gelmişseniz ve size uzanacak   bir el yoksa, uçurum kollarını açmış sizi  bekliyordur!
Kendisine bu yolda başarılarının sürmesini diler ,kutlarım.
----------------------------------------------------
 “Eşiktekiler” Gönül Çatalcal’NIN  bu romanı  372 sayfa.
Kızıma armağan etmiş İzmir’de.
Kendini şöyle tanımlamış: “Dünya vatandaşı, Türkiyeli,Egeli, Akhisarlı, Karşıyakalı, Eğitimci. Birçok dergide yazıları ve öyküleriyle görülür. Bu romanı okuyup bitirdikten bir ödül almasını bir gazetede görünce daha çok mutlu oldum.
İlk sayfalardaki başlangıç notu: “Korkuları, acıları, çaresizlikleri, pişmanlıkları ve özlemleriyle eşikte kalanlara…”
Konu tütün ekicilerinin karşılaştığı akıl almaz sorunlarını ve bu uğurda savaşımını ele alır. O zamanlar Fransızların yetkisine verilen rejinin ve onların korucularının yaptıklarının yaşanmış özeti gibi. Kaçakçılıktan daha çok para geldiği halde bu olanaklarını  açıkça kullanamaz köylüler. İzin yoktur. Ölümü bile göze almak zorunda kalırlar.  Olaylar Çan Yenice ve köylerinde yaşanır. Bir çok köylü öldürülür ve örgütlenme zorunda kalırlar. Yakalananlar izbelerde çürümeye bırakılır. 
Bunlar yaşanırken, kurtuluş savaşının ışıkları parlamaya başlar. Çete kurup Kemal’in ordularına yardımcı olurlar. Baskınlar düzenleyerek Yunan askerlerini pusuya düşürüp yok ederler. Köylülerde onlara para ve yiyecek konusunda yardımcı olur. Köyler sık sık basılır Rumlarca ya da rejinin adamlarınca, didik didik aranır, yangın çıkarılıp tahrip edilir; kadınlar kızlar zarar görür. Gebe kadınların karnı yarılarak çocuk kız mı erkek mi? Diye iddiaya girilir.
Kitabın arka kapağındaki son paragraf şöyledir:
“1950’Lerin  Türkiyesi…

Sahneye gerilmiş ince bir perdenin ardındaki döneme ışık tutan Gönül Çatalcalı, perdenin önünde büyük bir aşkı, ürperten heyecanları ustalıkla aktarıyor, arkadaki siyasetin masum insanlara dokunan kirli oyunlarını gözler önüne seriyor. O günlerin “sır”larını günümüze taşıyarak ikinci kuşağa çözdürürken, okuyanı derinden sarsan bir hikâye anlatıyor.
Eşiktekilerin hikâyesini…”
Romanın tadına varmanın ancak okuduktan sonra yaşanabileceğini içtenlikle belirtmeliyim.
Yazarın TUTUNMAK (öykü), İSİMSİZ (Roman) adlı iki kitabı daha var.
Başarıları bol, ürünleri bereketli olsun,sevgiyle…