Korkular, üzüntü mutluluk ve heyecan gibi olağan ve doğal bir duygudur. Korku tehlike yaratan bir durum karşısında devreye giren bir savunma mekanizmasıdır; içinde bulunulan tehlikeli duruma uygun tepki verilmesini sağlar. Bu nedenle korkular ile baş etmenin yolu korkuyu bastırmak, yok saymak değil korku ile uygun şekilde başa çıkmayı öğrenmektir.
Bebeklik döneminde her yeni şey korkutucu olabilir ancak çocuk büyüdükçe bu korkular azalacaktır. Yaş dönemlerine bağlı olarak korku duyulan durumlar değişiklik gösterecektir. Örneğin okul öncesi döneme kadar hayali varlıklar, karanlık, vahşi hayvanlar vb. korku nedeni iken yaş büyüdükçe daha kişisel korkular ortaya çıkar; anne babanın tartışması, boşanma, kayıp, okul başarısızlığı gibi… Yaş büyüdükçe korkular yetişkin profilinebiraz daha benzerlik gösterir.Korku yaratan durumda baş etmeyi öğrenmek çocuğun psiko-sosyal gelişiminde önemli bir role sahiptir. Güven ve kendi kendine yetebilme duygusun temelleri korkuyla baş edebilme becerisi sayesinde oluşur.
Korkunun ortaya çıkmasında birkaç faktör etkilidir. Bunlardan biri korkunun öğrenilmesidir. Çocuklar, büyürken ebeveynlerini gözlemlerler. Onların olaylar karşısında verdikleri tepkileri taklit eder ve uygulamaya çalışırlar. Burada önemli olan aile içinde korkulan şeye nasıl tepki verildiğidir. Eğer ailenin yanlış tutumundan veya ailede biri korktuğu için ondan korkuyorsa ailenin tutumunu değiştirmesi gerekmektedir.Ailenin tutumu çocuğun korkularının pekişmesinde veya onlarla baş etmesinde önemli yer tutar. Korkular zamanla geçer ancak korkuyla baş etmede kullanılan yöntemler eğer doğru değilse süreci çok uzun ve yıkıcı hale getirebilir.
Ailenin kesinlikle yargılamadan, dalga geçmeden, hafife almadan çocuğu kabul eden bir konuşma tarzıyla yaklaşması önemlidir.Çocuğun korkuları karşısında anne‐babanın tepkileri çocuğun tutumlarını belirler. Yaşadığı duyguları paylaşarak onu ve korkularını önemsediğinizi hissettirin. Anlaşıldığını hisseden çocuk kendini güvende hissedecektir.Çocuğunuzu dikkatli bir biçimde dinleyin, neden korktuğunu anlamaya çalışın. Çocukluk korkuları çoğunlukla bilgi veya güven eksikliğinden kaynaklı olabilir. Çoğu zaman ihtiyaç duyduğu bilgiyi veya güveni verince çok kısa zamanda bu korkularından kurtulduğunu görürsünüz. Çocuğun hissettiği duyguyu kabul edin. Bunu onayladığınızı ona hissettirin. Hissettiği şeyi hissetmeye hakkı olduğunu anlasın. Hemen onu korkusundan kurtarmaya ya da sorunu onun yerine çözmeye çalışmayın. Şefkat ve biraz anlayış gösterin. O ne hissettiğini söyledikten sonra siz de bugüne dair ya da geçmişte hissettiğiniz duygularınızdan bahsedebilirsiniz. Küçüklükte olan korkularınızı paylaşın. Korkuyor gibi yapmayın. Çocuğa gerçeği anlatın. Çocuğun korkmadığı bir korkuyu seçin ki o sırada kendisini sizden güçlü hissetsin. Bu durum kendi korkusuyla yüzleşmesine yardım eder.Hepimizin bir korkuyu yenme tecrübesi vardır. ‘’Hatırlıyor musun bir korkun vardı ama ondan artık korkmuyorsun.’’ Çocuk kendi kendine hatırlayamazsa ona yardım edin. Hatırlaması ve o duyguları yeniden yaşaması için fırsat verin. Sizin baskı yapmanız ve korkusunu sizin yanınızda yenmesini istemeniz doğru değildir. Yoksa çocuk sizin isteğinizle kendisini zorlanmış hisseder. Ve zorlama, korkuya yol açar! Sadece özgür irade çocuğa korkusunu yenecek gücü olduğu hissini verir ve onunla başa çıkmasını sağlar.
Son olarak unutmayın, korku yaratan duruma karşı çocuğunuzun anne ve babaya bağımlı hale gelmesine izin vermeyin. Çocuğunun korkusu ile kendisinin başa çıkabildiğini bilmesi, ona bu ortamın hazırlanması, ileriki yaşları için atılacak en büyük adım olacaktır. Çocuğun yaşamını etkileyen ve günlük rutinleri aksatan bir seviyeye ulaşmışsa bir uzmandan destek alması gerekmektedir.