ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

Özgüven; bireyin kendisi ile ilgili olumlu düşüncelere sahip olması, yeterli ve değerli olduğunu düşünmesi, kendisini tanıması ve olduğu gibi kabul etmesi anlamına gelir. Özgüven gelişimi çocukluğun ilk yıllarından itibaren öncellikle anne-babanın daha sonra da çocuğun sosyal çevresini oluşturan bireylerin verdikleri geri bildirimler ile oluşur. Çocukların kişilikleri, kendi davranışlarının çevreleri üzerinde yarattıkları etkileri gözlemleyerek gelişir. Eğer çocuk anne-babasından ve yakın çevresinden olumlu geri bildirimler alıyorsa o zaman kendisinin yeterli ve sevilebilir bir birey olduğunu düşünür ve bu düşünce daha sonrasında inanışa ve kişilik özelliğine dönüşür.

Her anne-babanın, çocuklarının sahip olmasını istedikleri özelliklerin başında özgüven gelir. Peki özgüveni yüksek çocuklar nasıl yetiştirilir, anne-babaya düşen görevler nelerdir?

Özgüvenin Oluşmasında Ailenin Rolü

Koşulsuz Kabul ve Sevgi: Çocuğun başarı veya başarısızlığına, hatalarına veya doğrularına, koşullara bağlı olmadan verilen sevgi koşulsuz sevgidir. Onu kendisi olduğu için sevin ve sevginizi gösterin.

İhtiyaçların Karşılanması: Anne-babanın yeterince ilgilenmediği durumlarda çocuk kendisi ile ilgili özelliklerin, becerilerin, kişisel yeteneklerinin farkına varılması ve desteklenmesi alanında büyük bir eksiklik yaşar. Çocuğun varlığını ve ihtiyaçlarını ihmal eden bir tutum özgüven ve kişilik gelişimini olumsuz etkiler.

Beklentiler: Çocuklar deneyerek yanılarak öğrenirler. İlk yaptıkları iş genellikle kaliteli değildir. Anne-baba olarak mükemmeli beklemek yetersizlik duygusunu pekiştirebilir. "Zaten ne yaparsam yapayım olmuyor o zaman ben de yapmaktan vazgeçeyim" özgüvene zarar veren düşünce kalıplarından biridir. Çocuktan beklentinin yüksek olması kadar az olması da güven gelişimini olumsuz etkiler. Çocuk kendinin değersiz, işe yaramaz, yetersiz olduğu mesajını aldığı için hayatını da bu şekilde sürdürür.

Olumlu Yönleri Vurgulamak: Düşünceleri, kişilik özellikleri ve davranışları eleştirilen çocuk, kendini değersiz ve yetersiz hisseder. Bu nedenle çocuğun olumlu davranışlarını pekiştirmek önemlidir. Olumlu geribildirim verirken dikkat edilmesi gereken nokta kişilik özelliklerinden çok davranışa ve çabaya yönelik olmasıdır. Örneğin sınavdan iyi not alan çocuğunuza “Sen çok zekisin” demek yerine “Düzenli çalıştın ve çok çaba sarf ettin, seni tebrik ediyorum” demek daha doğrudur.

Seçimler Yapmasına Müsaade Etmek: Burada bahsedilen şey çocuğa sınırsız seçim hakkı sunmak değildir. Ancak çocuk yaşına uygun durumlarda seçimler yapmalıdır. Bu yöntemi kolaylaştırmanın en kısa yolu çocuğa seçenek sunmaktır. “Kahvaltıda tost mu yemek istersin yoksa yumurta mı?” gibi seçenekler sunarak çocuğun uygun kararları verirken seçenekler arasından seçim yapması önemlidir. Kıyafetlerini veya oyuncaklarını çocuklar kendileri seçmelidir.

Sorunlarını Tek Başına Çözmesine Destek Olmak: Çocuğunuz yalnızca sizden yardım talep ettiğinde ve istediği ölçüde destek olun. İstemediği zamanlarda ona yardım etmek çocuğun kendisini yetersiz hissetmesine yol açar. “Denemeye başla, ihtiyacın olduğunda burada olacağım” tutumu en doğrusudur. Çocuğun yapabileceği şeyleri ebeveyn üstlenmemelidir. Çocuğa sorumluluk verilmelidir. Çocuklar düşündüğümüz kadar hassas değillerdir, şans verildiğinde ve uygun ortam sağladığında sorunlarıyla baş edebilirler.

Kıyaslamalardan Kaçınmak: Kıyaslanmaya maruz kalan çocuklar, belirli bir başarı düzeyinde olmalarına rağmen, bekleneni karşılayamıyorlar ve öz güvenleri azalıyor. Kendini değersiz hisseden çocuk yeni sorumluluklar almak için yeterli çabayı göstermez oluyor. Kıyaslanan çocuk sevilmediği, değerli olmadığı hissine kapılıyor, her an reddedilmeye hazır hissetmeye başlıyor. Bunun yerine çocuğunuzun yeteneklerini tanımalı, iyi olduğu konularda onu takdir etmeli, yetersiz hissettiği alanlarda ise eksikliklerini kapatmasına yardım etmelisiniz.

Özgüven sahibi olmak her şeyi dörtdörtlük yapmak, her konuda başarılı olmak anlamına gelmez tam tersine hayatta her zaman her şey yolunda gitmeyebilir, herkesin artı ve eksi yönleri olabilir ama birey bu özelliklerinin farkında olup kendisini olduğu gibi kabul edebilirse o zaman kendine güvenen bir birey olur. Özgüvene sahip olmak sadece yaptıklarımızın değil kişiliğimizin değerli olduğuna inanabilmektir.