Toplumumuz mahalli, seçim öncesi istemese de stresli bir dönem geçiriyor.
Bir tarafta siyasilerin araçlardan gelen, kulakları tırmalayan anonsları,diğer yandan basın ve medyada siyasi parti temsilcilerinin birbirini acımasızca suçlayan konuşmaları:
İster istemez bu toplumu da huzursuz ve tedirgin ediyor. Diğer taraftan halkın günden güne yükselen geçim sıkıntısı ile boğuşan vatandaşlar bir an önce mahalli seçimin sona ermesini bekliyor.Bu dönemde bazı çevrelerin körüklediği topluma zararlı olacak senaryolar ile üç günü geçireceğiz.
Bölgemiz insanları bu tür olumsuzluklardan fazla etkilenmese de başka bölgelerde görünen toplumun yapısına uymayan haberler ister istemez herkesi endişeye sevk ediyor.
Bölge halkımızda demokrasi kültürü, hoşgörüsü büyük oranda bu olumsuzluklardan etkilenmesini önlüyor.Bu huzurlu ortamı yok etmek isteyenlerin çabaları bölgemizde sonuç vermez.
Bu koşullarda toplum genelinde bir konsensüse,empatiye hoş görüye çok ihtiyacımız var.Halkımız özellikle mübarek Ramazan Bayramı öncesinde bunun çok daha özlemini çekiyor.
Toplumda bakıyoruz ,eskiden olduğu gibi insanlarımız arasında sevgi ve hoşgörü yok denecek kadar azaldı. Halkımız arasında gereksiz yere kavgalar, tartışmalar çıkıyor.Bu tartışmalar bazen daha da büyüyerek yaralama ve ölümlere aile facialarına kadar varıyor.Bu görüntüler tarih boyunca hoşgörünün temsilcisi olmuş her,koşulda ve şartlarda dostluğu ilke edinen halkımıza yakışmıyor.Bu olumsuz ortamın sona erdirme görevi medyamız ve siyasi partilerimize düşüyor.
Onlar toplum arasındaki bölünmüşlüğe zemin hazırlamamalı.
Halkın birlik ve beraberliği için çaba harcamalı.
Huzursu ortamdan şimdi geçici olarak yararlananlar olabilir. Zamanla bu toplumdaki kaos yaratma çabaları onlar için de zarar getirebilir.iO nedenle bugün halkımızın en çok huzur ve güvene gereksinimi var. Herkesin bunu dikkate alması gerekir.
Toplumun genel beklentisi de bu. Huzursuz ortam muzırlığa zemin hazırlar. Bunu unutmayalım.
----------------
FIKRA
PADİŞAH VE DALKAVUĞU AVDA
Nişancı olduğu ile övünen bir padişah keklik avına çıkar.Çevresindeki askerler ve uşakları keklikleri padişaha doğru yönlendirir.Padişah bunun üzerine kekliklere nişan alıp ateş eder.
Aksilik bu ya hiç birini vuramaz.
Daha sonra önünde geçmekte olan bir kekliğe de ateş eder. Padişah sevinçle dalkavuğuna sorar ”Bak nasıl vurdum” der Ve dalkavuğuna: “Vurmadın deme sakın canını yakarım bak ”diye tehdit eder.
Zor duruma düşen dalkavuk bir süre düşünür.Padişahın önünde eğilerek şöyle der:”Padişahımız zavallı kekliğin hayatını bağışlamak yüceliğinde bulunup yaşamasına izin verdi ”der.