Anadolu Jet firması tarafından yayımlanan Anadolu Jet Magazin Dergisinin yeni sayısında 'Çeyizlerin Baş Tacı Aynalı Süpürge' başlığıyla, Edirne'nin meşhur el sanatı tanıtıldı. Yazar Ülkü Burhan'ın hazırladığı haberde Fotoğrafçı Fatih Mehmet Özdemir'in birbirinden güzel fotoğrafları kullanıldı.
ANADOLU JET MAGAZİNDE YER ALAN HABER ŞU ŞEKİLDE;
Anadolu'nun pek çok yerinde hâlâ çeyizlerin olmazsa olmazlarından biri sayılan aynalı süpürge Türk kültüründe önemli bir yere sahip.
Genç kızlarımızın vaktiyle çeyizlerini süslemiş, el emeği göz nuruyla sandıklara konulmuş, malum vakit gelene dek özenle ücralara saklanmış her bir eşyanın halk kültürümüzde derin bir anlamı, içimize işleyen bizden bir hikâyesi vardır. Söylenemeyen sözler motiflerde, oyalarda, tahta kaşıkların desenlerinde; üç eteklerin, şalvarların, alınlıkların pullarında sırlarından çözülüverir. Peki ya aynalı süpürge?
Kız Annelerinin Gözdesi
Teknoloji ilerledikçe elektrikli süpürgelere yenilip, boyutları giderek küçülüp kapı arkalarında, buzdolaplarının üzerinde süs olma kaderini yaşasa da aynalı süpürgeler kimi evlerde hâlâ kız annelerinin gözdesidir. Tohumlu bitkiden yapılmış olması nedeniyle bereketi simgelediği kabul edildiği için bazı yörelerde kız çocuğunun dünyaya gelmesi onuruna aynalı süpürge alınır, bir kenara konulur. Bereket getirmesinin yanında tüm kötülüğü süpürüp yok ettiğine dair bir inanış da vardır. Bu nedenle Anadolu insanı evde bir yerlerde süpürgenin varlığını hissetmekten hiç vazgeçmemiştir.
Aynalı süpürgeye dair rivayetler muhteliftir. Kayınvalideler ve gelinleriyle ilgili olanlardan başlayalım: Kayınvalide ve gelinlerin birlikte oturdukları dönemlerde gelinin pek konuşmadığı bilinir. Kayınvalidesinin nasıl bir ruh hâli içinde olduğunu aynadan görerek çözmeye çalışması evdeki huzur adınadır. Evi süpürürken, süpürgenin üzerindeki aynadan kayınvalidesinin yüzünü izleyen gelinin, hâl ve hareketlerine yön vermeye çalışması da aynı sebeptendir. Burada en iyi yardımcısı o küçücük aynadır.
Başka bir rivayet ise şöyle der: Süsüne pek düşkün gelininin, aynalarda yüzünü seyretmekten iş yapamadığını gören kayınvalidesinin biraz da kızgınlıkla süpürgeye ayna yerleştirip “Hem bak, Arzbet hem de iş gör biraz.” demesinin sonucudur aynalı süpürgelerin kapı ardında beklemesi. Bir evin kapısında aynalı süpürgenin asılı durması da evlenecek gençler adına güzel bir mesajdır. Çünkü bu tavır o evde evlilik çağına gelmiş bir kızın varlığını gösterir. Bazen de sırf bekâr kızların kullanması için yapılan, tepesine iri çivi çakılmış süpürgeler göze çarpar. Gittiğiniz evde böyle bir süpürge kimin elindeyse bilin ki bekârdır. Besbelli ki söz ağızdan çıkmadan da karşı tarafa çok şey söylenebiliyor. Bu, kültürümüzün ne denli derin ve köklü olduğunun göstergesidir.
Başka kültürlerde de kötülüğü kovduğuna olan inanç yüksektir. Öyle ki kapı yanına asılan aynalar bu amaca hizmet eder. Eve yaklaşan şeytanın/cadının aynada kendini görünce korktuğuna ve oradan koşarak uzaklaşmaya çalıştığına inanılır. Zamanla aynaya nasıl bakılırsa yansıyan görüntünün de öyle olacağı düşünülür ve en güzel hâllerle ona yönelir çehreler. Güzelliğe, güzelleşmeye gidilen yolda en büyük destek duvardaki o parlak dünya olur.
Kök Boyalar, Püsküller, Boncuklar
Aynalı süpürgenin Anadolu insanının hayatındaki yerini anlatırken işin ustalarından bahsetmemek olmaz: Tarladan ustanın eline gelen süpürge telleri önce uzunluklarına göre tasnif edilir. Sonra da yapraklarından ve tohumlarından ayrılır. Kolayca şekil verilebilmesi için su ile ıslatılır. Bu işlemin adı “tavlama”dır. Islatılan ve yumuşak kıvama gelen teller kükürt fırınına konulur. İki-üç saat fırınlanmış teller cılız, kalın, ince, uzun gibi kıstaslara göre yeniden ayrılır. Sonra tellerin sarılmasına geçilir ve süpürge ilk şekline usta ellerde kavuşur. Bu aşamaya gelinceye dek süpürge üç elden geçmiş olur: Seçici, sarıcı ve bağlayıcı. Süpürge sonra daha ince ustalıklarla tepeliğinin sivriltilme ve tıraşlanma işlemine tabi tutulur. Sıra dikicinin hünerli ellerindedir artık. Mengeneyle sıkıştırılan süpürge kolon atma işlemiyle süslenmeye hazır hâle gelir.
Yapımı zahmetli olan ve belli bir zaman dilimine sıkışan süpürgeler, ilk aşamanın ardından birbirinin aynısıyken kök boyalarla buluştuktan ve maharetli ellerin hayal gücüne teslim olup süslendikten sonra kendi karakterine bürünmüş olarak gelir dizilir önümüze. Türlü renkte püsküller, boncuklar, pullar, iplikler ve nihayetinde tam ortasına oturtulan yuvarlak bir aynayla dile gelirler. Ustasının yüzünü güldürmeyi ederiyle değil de aldığı son hâlin güzelliğiyle başarır. Diğer zanaatlarda olduğu gibi verilen emeğin karşılığı karın tokluğu, gönül bolluğudur.
Gerçek ebatlarında, bulunduğu yeri narin ellerin hüneriyle pür-i pak eden süpürge, bahsettiğimiz gibi, artık genellikle bir süs eşyası olarak evlerimizde kendini gösteriyor. Kadınlarımızın hayal gücüyle buluşup, çeşitli objelerle donatılıp aynası da eklendikten sonra pazarlarda, stantlarda alıcılarla buluşmayı bekliyor. Olur da rastgelirseniz, hem kültürümüzün önemli bir unsurunun yaşaması hem de insanımızın emeğine destek adına bir süpürge de siz alabilirsiniz.”
Emre SEDEF
04 Ekim 2017 Çarşamba 10:34