Sağlığında ismi Edirne ile anılan Ciğerci Bahri Dinar kardeşimizin yokluğuna alışamadık. İşyerinin yanından geçtiğimde onu güleç yüzünü görür gibi oluyorum.
O hiçbir kurum ve kişinin başaramayacağı işleri başardı. Edirne’nin adını yurdun her köşesine tanıttı Edirne aşığı bir esnaftı, nerede bir etkinlik olsa onu görüyordunuz.
Hiç bir maddi destek görmeden ülkenin dört bir yanındaki etkinliklere katılır, Edirne tava ciğeri yanında kentimizin adını da duyururdu. Ulusal televizyonlarda ,basında onun kadar Edirne adını duyuran olmadı.
Buna resmi kurumlarımız ve siyasi partilerimiz de dahil. Beş yüzü aşkın sayıda TV ve ulusal gazetelerde programda Edirne adını duyurdu. Adı Edirne esnafı ile özdeşti. Ben buna gezdiğim illerde şahit oldum.
Kentimizin adı geçtiğinde Edirne’yi Ciğerci Bahrinin kenti olarak biliyorlardı. Şu anda onun bıraktığı yolu ,kentimizi tanıtma görevini izleyen yok.
Rahmetli Bahri kardeşimiz her şeyini Edirne’ye kentin tanıtımına adamıştı. Genç yaşta aramızdan ayrıldı ,acısı onarılmaz yaralar açtı.
O diğer kurumlarımız ve esnaflarımızca örnek alınmalı. Onun kentimizi sahiplenme yöntemi diğer esnaflarımızca benimsenmeli. Kentimizin tanıtımına onun çok büyük katkısı oldu. Ne yazık ki Edirne esnaflarımızın böyle bir fedakarlığı yok. ”Armut piş, ağzıma düş “anlayışı ile Edirne turizmine yararlı olamayız.
Herkes elini taşın altına koyup kentin turizm alanında kalkınmasına katkı yapmalı.
Ciğerci Bahri örneği unutulmamalı. Halkın ve esnaflarımızın bu nemelazımcı tavrı kalkmadığı sürece Edirne turizmde yol alamaz. Öyle göstermelik törenler ve amaçsız ziyaretlerin kentimiz turizmine katkısı olamaz.
Merak ediyorum son bir yıl içinde özel ve resmi kurumlarımızın, siyası partilerimizin turizme katkıları ,bu alanda somut çalışmaları oldu mu? Bu kısır döngü içinde ancak laf üretip bir yere varamayız.
Son ay içinde başka illeri ziyaretimde oralardaki çalışmaları görünce Bir Edirneli adına üzüldüm. Bu kadar turizm potansiyeli bulunan Edirne bu durumda mı olmalı?
Komşu ülkelerden kentimize alışveriş için gelenlerin katkısı bizi aldatmasın. Bir gün onlar da kesildiğinde halimiz ne olacak. Bunu acılarını daha önceki yıllarda yaşadık. Tekrar yaşamayalım.