Edirne öyle güzelliklere sahip bir kent ki, buranın tarihi ve doğal güzellikleri hangi kentimizde görebilirsiniz .
İlinden üç nehir geçen, Edirne çevresinde birleşen sonra sınırlarımızı takiben birleşerek Meriç Nehri adıyla Saroz Körfezine uzanan Arda,Tunca Meriç nehirleri kentimize ayrı bir güzellik katıyor.
Şöyle hakim bir tepeden Edirne’ye baktığınızda yüzlerce tarihi eserle özellikle Selimiye’nin görkemli yapısıyla Edirne görenleri hayran bırakıyor.
Türkiye sınırları içinde komşu ülkelerden gelerek birleşip denize dökülen bir başka il yok. Edirne’miz böyle bir doğa güzelliğine sahip.Ne yazık ki biz bu güzelliklerden yeterince yararlanamıyoruz.Sınırımızda Meriç nehrinin Arda nehri ile birleşmesi, daha sonra Bulgaristan’dan gelen Tunca nehri ile de birleşerek Ülkemize sınır çizerek Saros körfezine ulaşıyor.Bu nehirlerimizden sadece tarımda sulama amacıyla yararlanıyoruz.”Su akar Türk bakar” misali nehirler akıp gidiyor.Meriç kenarında yapılan bir barajımızı dahi tamamlayamadık.
Bugüne kadar çok mahalli ve siyasi parti yetkilileri nehirlerden turizm amaçlı fayda konusunda vaatlerde bulundu. Bu nehirlerimizde su sporları yapılacağı çevresinde geniş piknik alanı yapılacağı sözü verildi.
Bunların hiç biri gerçekleşmedi.Bu güzelliklerden yeterli oranda faydalanamıyoruz.
-----------
KIRKPINAR ALANI ATIL DURUMDA
Yine ismi Edirne ile anılan tarihi Sarayiçi Kırkpınar alanı da Kırkpınar etkinlikleri bir günlük Kakava şenlikleri dışında faydalanamıyoruz . Daha önceki Spor bakanlarımız Kırkpınar alanının farklı amaçlı spor etkinlikleri yapılacağı düzeye getirileceği müjdesini verdi ,o da unutulup gitti.
Tarihi zenginlikleri yanında doğal güzellikleri de olan Serhat şehrimiz bugün kalkınmada öncelikli iller den biri olması gerektiği halde bu imkanlardan yoksun kaldı.Arşivler ortada bakılabilir.Edirne için verilen yardım ve kalkınma amaçlı sözler daha sonra unutulup gitti.
İlimizdeki tarihi eserleri görüntüsünü engelleyen binaların yapılmasına geçmişte izin verilmiş.Keşke izin verilmeseydi.O zaman Edirne’nin tarihi güzellikleri tüm çevre yollarından aynı görkemli haliyle görmek mümkün olacaktı.
Özellikle Selimiye Camii görüntüsünü engelleyecek yüksek yapılarla tarihi eserlerimizin net olarak görüntüsüne mani olduk.
Havsa istikametinden şehre geldiğinizde Selimiye Camimizin sadece minareleri ille kubbesinin üstü görünüyor.
Şehrin diğer giriş yollarından ise, özellikle batı ve güneydeki yollardan Edirne’ye baktığınızda, Selimiye’nin heybetli yapısını ve çevresindeki tarihi binaları net olarak görmeniz mümkün .
Daha önceki yıllarda birkaç kat bina uğruna tarihi güzelliklerimizi feda etmişiz. Başka ülkelerde kentlerin tanıtımında önemli görevi olan tarihi eserlerin yapılaşmada tüm boyutu ile görüntüsü sağlanırken, bizde bu kural hiçe sayılmış,yapılaşmaya feda edilmiş.
Bundan yarım asır öncesini hatırlayanlar bilir Havsa istikametinden Edirne’ye yaklaştığınızda tüm heybetli görüntüsü ile Selimiye karşınıza çıkıyordu.
O günün fotoğrafları ile bugünkü görüntüyü karşılaştıranlar bu farkı göreceklerdir.
Buna izin verenler kentimiz için en büyük kötülüğü yapmış.
Bugün dahi yapılaşmada tarihi dokularımızın görüntüleri dikkate alınmıyor,çevrelerinde görülmelerini gizleyen yapılaşmaya izin veriliyor.
Bir de tarihi dokunu çevresindeki ağaçlar eserleri görüntüsünü engelleyecek şekilde olmamalı.
------------------
FIKRA
ARABANIN PLAKASI
Orhan ve eşi Aysel bir müzeyi geziyorlardı.Bir Mısır mumyasının önüne gelip durdular.Hayretle mumyayı incelerken gözleri mumyanın üzerindeki M.Ö 2000 yazısı dikkatlerini çekti.Aysel eşine:
“Ne demek M.Ö 2000 ?“diye sordu.
Orhan şu cevabı verdi:
“Bunda anlamayacak ne var? Adama çarpıp onu bu hale getiren aracın plakası”