Videoya ulaşmak için tıklayın: https://www.youtube.com/watch?v=TY_jUK8r8-8
Özel Trakya Hastanesi Psikoloğu Meral Uçak, Kahraman Maraş Merkezli yaşanan depremin ardından kişilerdeki ve çocuklardaki psikolojik etkilerini anlattı.
Psikolog Uçak, gazetecilere yaptığı açıklamada, bireylerin deprem haberlerini gün boyunca izlememesi gerektiğini ifade ederek, çocukların da deprem haberlerinden olumsuz etkilenebileceğini ve çocuklara depremin görselleştirilerek anlatılması gerektiğini dile getirdi.
Yaşanan depremden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek, söze başlayan Uçak, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Bu süreçte gerçekten hepimiz hem travma yaşayalım hem depremi deneyimleyelim hem deneyimlemeyelim yakınlarımız deneyimlediği için ikincil travma yaşıyoruz. Bizler için de bu süreç oldukça zorlu geçiyor. Özellikle bu süreçte evimizde otururken, uyurken, yemeğimizi yerken birçok kişiden de duyabiliyoruz, hepimiz duyuyoruz. Çok huzurlu hissedemiyoruz, kendimizi suçlayabiliyoruz. Bununla alakalı olarak yapabileceğimiz şeyler tabi ki mevcut.
HEPİMİZ ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK
Öncelikle elimizden geleni hepimiz yapmaya çalıştık. Kimimiz faaliyetlerde bulunduk kimimiz yardım gönderdik kimimiz bir telefon numarısını bir yerlere ulaştırmayı sağladık. Bu sebeple öncelikle elimizden geleni yaptığımızı düşünürsek en azından kendimizi biraz içsel huzura yetiştirebiliriz diye düşünüyorum.
OLUMSUZ HABERLERE HER SANİYE MARUZ KALMAMALIYIZ
Bunun dışında olumsuz haberlere her gün, her saniye maruz kalmamalıyız. Tabi ki haberleşme açısından bizim bilgi edinmemiz gerekiyor. Ancak bunun olumsuz süreçlerde faaliyet gösterdiğini de düşünebiliriz. Çünkü şöyle bir durum var, her zaman enkaz altından çıkan insanların sağlıklı çıktığını göremediğimiz de oluyor. Bunları görmek ve elimizden bir şey gelmiyor oluşu o insana o anda yardım edemiyor oluşumuz bizim daha kendimizi suçlamamıza sebep olacağı için tabi ki bir nebze haberleri takip edelim ama, bütün gün oradan çıkamıyorsak ekran başından ayrılamıyorsak orada bir farkındalık geliştirmemiz gerekiyor. Bir şekilde, ‘Tamam bu kadar bilgi aldım, bunu bırakıyorum’ deyip en azından haberlerden bir nebze uzak kalmak bizim normalleşme sürecimizde yardımcı olacağını düşündüğümüz etkenlerden biri.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ
Aynı zamanda bu ekranlarla alakalı durumda çocuklarımızı da düşünmemiz gerekiyor. Öncelikle çocuklarımız zaten hepsi ya duydu ya gördü ya biz birlikte konuşurken deprem hakkında bir şeyler olduğundan haberdarlar. Ama depremin ne olduğunu yaş grupları dahilinde baktığımızda, küçük çocuklar daha anlama kapasitesi geliştirmiş durumda değiller. Henüz soyut düşünme becerisini geliştirememiş çocuklarımızda daha çok böyle 3 ve 7 yaş arasındaki çocuklar için, özellikle deprem sadece bir kelime. Ama depremle ilgili söylemler çocuklar için yine de yıkıcı oluyor. Çünkü ‘Enkaz altında kaldı ya da öldü, çıkarılamadı’ gibi söylemlerin kendi aramızda bile geliştirilmesi, onların depremin çok korkunç bir şey olduğu gerçeğini, yüzleşmelerine sebep oluyor. Çocuklarımıza bunu nasıl anlatabiliriz? Öncelikle çocuklarımıza depremin olağan bir durum olduğunu anlatmamız gerekiyor. Deprem ile ilgili soracakları sorulara hiçbir şekilde geçiştirme göstermeden ilgiyle cevap vermemiz gerekiyor. Eğer çocuklarımız 3 ve 7 yaş arasındaysa depremi onlara görselleştirerek anlatmak her zaman daha iyi olacaktır. Çünkü depremin ne olduğu hakkında belirgin, somut bir tutarlı bilgileri yok. Bir sandalye üzerine cisimler yerleştirerek onu sallayarak kayaçların bir birinden uzaklaşıp nasıl hareket haline geldiklerini ifade etmek onlar için açıklayıcı olacaktır.
Peki depremi öğrendi çocuğumuz ama yine de korkuyor ne yapabiliriz? Şöyle de bir durum var. Çocuklarımıza deprem olacak ama biz bundan korunabiliriz bunu aşılayabiliriz. Deprem anında ne yapabileceğini gösterebiliriz. Deprem küçük çantası hazırlayıp yatağının yanlarına koyabiliriz. Böylece onlara dünyaya karşı güven duygusunu aşılayabiliriz. Bunun dışında çok olumsuz söylemlerin yayınlandığı haberlere erişimleri kısıtlayabiliriz.”