ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu adına ADD Edirne Şubesi Y. K. Başkanı Celil Özcan, şunları kaydetti:
"Türkiye gazetecilik tarihinde bir ekol olan, Cumhuriyet değerlerine bağlı, aydınlanmacı ve araştırmacı gazeteci Abdi İpekçi, 44 yıl önce bugün Maçka’dan Şişli’ye uzanan Emlak Caddesi’nde otomobiline açılan ateşle katledilmişti. İpekçi’nin cebindeki kaleme saplanarak kalbine giren kurşun, 1979 yılının siyasi ortamında yeni bir perde aralayacak, 12 Eylül’e giden yol biraz daha açılacaktı.
9 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’da doğan Abdi İpekçi, Yeni Sabah gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başladı. 1949'da Yeni İstanbul gazetesine geçti. Ardından İstanbul Ekspres'te Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı. Askerliğini Kore'de yedek subay çevirmen olarak yaptı. 1954 yılında Ali Naci Karacan’ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürü, bir süre sonra da genel yayın müdürü oldu. 1961 senesinden öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar Milliyet gazetenin başyazarlığını yürüten Abdi İpekçi, yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu.
Gazeteciliğin evrensel ilkelerinin Türkiye’de de uygulanmasını sağlamak için gösterdiği çabalar, O’nu uluslararası medya camiasının da tanınmış gazetecilerinden biri haline getirdi.
1970’li yıllardaki anarşi ve terörün önlenmesi için iktidarla muhalefet liderleri arasında da yapıcı bir diyalog kurulmasından yana olan, devlet yönetiminde partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş, ılımlı bir uygulamanın almasını isteyen İpekçi, 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul Maçka’daki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü. Mehmet Ali Ağca’nın verdiği ifadede Abdi İpekçi’ye 5 - 6 el ateş ettiğini söylemiştir. Fakat olay yerinde 9 mermi ele geçirilmiştir. Bu da bir ikinci kişinin olduğunu göstermiştir. O da Oral Çelik’tir. Oral Çelik ve Mehmet Şener suikastı beraber planlamış Mehmet Ali Ağca da tetikçi olarak sonradan aralarına katılmıştır.
Abdi İpekçi’nin katledilmesiyle ilgili olarak 2 Şubat 1979 tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki yazısında Uğur Mumcu şöyle sesleniyor:
“Daha geçen cumartesi İstanbul’da bir açık oturumda beraberce düşünce özgürlüğünden söz ediyor, vergi adaletsizliğinden örnekler veriyorduk. Ey okuyucular, İpekçi’yi her gün okuyan okuyucular, gözyaşlarımızı gözyaşlarınızla birleştirin. O uygar gazeteci, o en yetkin gazete yöneticisi kanlı kefenler içinde ilerici Türk basınının namusunu simgeliyor şimdi.
Abdi İpekçi bir basın şehidi olarak ölümsüzlüğe doğru uğurlanıyor. Çağımızda kahramanlar, kılıçlarıyla değil, kalemleriyle yüceleşiyor. Abdi İpekçi için akan gözyaşlarının yüreklerdeki kin tohumlarını kurutmasını diliyorum. Biz yazarlar, böyle günlerde, kalemlerimizden dökülen gözyaşlarımızı satırlarımızın arasına saklamak, acılarımızı gizlemek zorundayız. Bu günleri, acılarla, kan ve gözyaşıyla yaşıyoruz. Yarınların özgürce yaşanması için… “Abdi İpekçi niçin öldü?” diye sormayın. Yarınlar için, yarınların özgürce yaşanması için öldü…”
"Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savunan Abdi İpekçi’yi katledilişinin 44. Yılında saygı, rahmet, özlem ve minnetle anıyoruz."
Gözde Kabasakal