Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, tarım kesiminin ekim sezonunda karşılaştıkları sorunlarına yönelik olarak şunları söyledi; “ Şu günlerde ekim sezonundayız, o da bitmek üzere. Ülkemizde tarım kesiminin sorunları gün geçmiyor ki artış göstermesin. Tarım sorunları aydan aya günden güne derken artık saatten saate değişkenlik gösteriyor. Bunlar çoğu kez tarım çalışanlarının aleyhine oluşuyor. Bazen seviniyoruz, bir süre sonra ise tüm Umutlarımızı yok ediyorlar. Hafta başında bu sabah yataktan kalktığımızda akaryakıt zammı ile karşılaştık. Son iki ayda gelen zamlar tarım kesimini köyüne hapseder hale geldi”
“BU YIL VERİM İYİ”
Bölgede bu yıl ürün verimi diğer yıllara oranla iyi olduğunu, şanslı bir yıl geçirdiklerini belirten Akgün, “ Allahın lütfuyla iyi verim alıp paçamızı büyük sermayeye kaptırmadık. Bu nasıl bir devlet idare anlayışı anlamış değilim. Bölgemizde hayvancılık fiyatları yeterli . Bunun süt fiyatları anlamında söylemiyorum. Et olarak çok iyi fiyat var. Buna Ticaret ve Sanayi Bakanlığı gözü dikmiş. Diğer bakanlar da bu işle uğraşıyorlar. Et fiyatlarını düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu bakanlardan aynı gayreti süt fiyatlarının artması için de bekliyorum. Bu konuda kılını kıpırdatmıyorlar. Bu gübrede mazotta ve diğer tarım girdilerindeki aşırı fiyat artışları bir anlamda beylik düzeni savunucularını sevindiriyor. Bu zamların ardından önümüzdeki aylarda çiftçilerimizin toprak kaybı büyük sermaye malı olan araziler daha da artacak” dedi
“TARLALARDAN SONRA ARSA ALIMLARI BAŞLADI”
Bölgeden tarla satın alanların şimdi arsa satın almaya başladıklarını, köylerin kenarındaki avluları dahi satın aldıklarını belirten Akgün, “ Batıyoruz büyük sermaye evlerimizin yanındaki arsalarımıza da girmeye başladı. Tarlalardan sonra arsaların da elden çıkması düşündürücü. Maalesef ki, benden başka bölgemiz için çok önemli olan bu konularla ilgilenen ne bir siyasetçi ne de bir demokratik kuruluş temsilcisi var. Ben korkup yılmada garibandan küçük çiftçiden yana tavrımı sürdürdüm ve sürdüreceğim. Ülkemizde küçük üreticilerimiz korunup kollanmalıdır. Ülkeni kalkınması küçük üreticilerimizin desteklenmesine ve korunmasına bağlıdır. Ülkemiz 1970'li yıllardaki tarım politikalarına geri dönmelidir. Büyük sermaye çok destek almasana rağmen ,ülkemizdeki hayvancılığı ne durma getirdiği ortada.Bu çevreler devletten büyük krediler aldılar. Hayvanları çiftliklerde açlıktan öldü telef oldu.Buna karşın, küçük üreticilerimiz desteklenmiş olsaydı. Bugün Sırbistan gibi bir ülkeden et ithal edecek duruma düşmezdik.
Bir ülkenin kalkınması küçük üreticilerin desteklenmesiyle sağlıklı bir şekilde gelişir” dedi
“TARIMDA KALKINMA OLMADAN HİÇ BİR ŞEY OLMAZ”
Ülke tarımı gelişmediği sürece ülkenin kalkınmasının mümkün olamayacağına değinen Erdal Akgün,” Bugün ABD'yi incelediğimizde, her zaman tarıma desteği ön planda tutulduğunu görürüz. Bilindiği gibi gelecekte savaşlar tarım ve su üzerine yapılacağı iddia edilir. Bölgemizde tarlaların elden çıkarılması tüm detayları ile incelenmeli bu işin altında kimler var araştırılmalı.Ben bu işin altında sadece tarla alımı olmadığı kanısındayım.Bu iş görüldüğü gibi bir iki firmanın yapacağı iş değil. Bölgede tarlaların satımı işi sarımsaklı Devlet Üretme Çiftliğinin satılması Bahis Siteleri ile düğmeye basıldı. Atamızın bizlere yadigarı olan Devlet Üretme Çiftliklerinin yok edilmesiyle bu tarla satışları başladı.Bu millete yıllarca tohumluk damızlık hayvan üretmiş, çiftliklerin satışından sonra bakınız ondan sonra tüm çiftçilerde gerileme var.Özellikle küçük üreticiler bunun en büyük darbesini yedi.AKP iktidarı çiftçileri yok ediyor” dedi
TARIMA DESTEK BÖLGEDEN GÖÇÜ ÖNLER
Çiftçiler 15 yıl öncesine kadar desteklendiğinden köyler o zaman cıvıl cıvılsa, bugüne bakıldığında , köylerde çiftçilerin hayvanını tarlasını sattığını belirten Akgün, “ Aileler evlatlarını İş bulur vadi ile Edirne'ye gönderiyor. Gençler burada iş bulamadığı zaman sanayi bölgelerine gidiyor. Köylerimiz boşalıyor. Gençler buralarda güçlükle yaşarken köy ahlakını , köy terbiyesiyle yetişen evlatlarımızın bazıları madde bağımlısı haline geliyor. İssizlik geçim sıkıntısı, evlenememe korkusu gençlerimizi kötü yola düşürüyor. Edirne'de de bu tür madde bağımlıların olması bize yakışmıyor. Kültür seviyesi Avrupa düzeyinde bir il böyle olmamalı. Bunu ben biraz da yoksulluğa çaresizliğe bağlıyorum.”dedi
İYİ ŞEYLERDE PİLOT BÖLGE OLMALIYIZ
Devlet cezada ve bazı uygulamalarda Edirne'yi pilot bölge seçtiğine değinen Akgün, “ Aslında biz tarımda pilot bölge olmalıyız destek olacaksa ilkin burada olmalı.Keza eğitimde aynı şey uygulanmalı. Bizi milletin aleyhine olan konularda pilot bölge yapıyorlar. Örneği F tipi cezaevi,adli vakaların en az olduğu ilimizde kuruldu. Bölgemizde en kaliteli pirinç, buğday ve ayçiçeği yetişiyor. Sebze ve meyvede de iddialı duruma geldik. Karaoğlan'ın desteği ile bölgede sebzecilik gelişti. 7 yıldan bu yana süt fiyatları yerinde sayıyor. Ben Tarım Bakanımız Eşref Fakıbaba'dan olumlu beklentilerim vardı. O da fakir değil zengin babası olduğunu gösterdi. Zira partisi zenginlerin partisi oldu Bunu çok yadırgadım “ dedi
“MÜEZZİNOĞLU'NU TAKDİR EDİYORUM”
İnsanlarımızın başı dara düştükçe cumhuriyetin kıymetini daha iyi anlıyorlar diyen Akgün,” Dara düşünce Cumhuriyete daha çok sahip çıkıyoruz. Cumhuriyet Bayramında bunu bir kez daha anladık. Bölgemizden milletvekili seçilmiş eski Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu, ki kendine saygım vardı. Bizleri bir süre öncesine kadar Atatürk'ün gölgesinde siyaset yapmakla eleştirirdi. Biz görüşümüzde ısrarcı olduk. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Mehmet Müezzinoğlu kadar Atatürk diyen bir başka AKP'li görmedim. Demek ki o da dara düştüğünde kendi toprağında yetişen kurtarıcıyı hatırladı. Bir doğal afette nasıl yaradana sığınırsak, Türk halkı da sıkıştığında Ata'sına sığınıyor.Bu yönde en iyi örnek eski bakan Mehmet Müezzinoğlu oldu” dedi
Emre SEDEF
31 Ekim 2017 Salı 10:06