Erdoğan'ın yorgunluğu, AKP'nin MHP ve derin devletle bütünleşmesi, ekonomik sıkıntılar, halkın sağ duyusu ve özellikle İmamoğlu rüzgarı onun geliştirdiği politikalar; CHP'nin eski kodlarından azıcık da olsa sıyrılması( ana itici güç İmamoğlu), kimlik siyasetini aşmaya çalışması ve seçimlere Türkiye ve kent ittifakları ile akıllı, poltik yaklaşımla girmesi bu olumlu sonucu getirdi diye düşünüyorum.
Önümüzdeki dönemde:
-YRP'nin yükselişinin ve genel olarak İslami kesimin yükselişinin önü kesilmeli. Çünkü AKP'de çözülme başlayacak. AKP'den kopan emekçiler sola, gerçek sosyal demokrat partiye yönelmeli. Bu aşamada İdeolojik demokratik mücadele pik yapmalı.
-CHP nin eski dar ideolojik kodlarınından çıkması, gerçek bir sosyal demokrat parti olması için yapıcı eleştiri yapılmalı. Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel'le başlayan CHP nın dönüşümüne destek olunmalı, Kibirlı, ırkçı milliyetçi ve Sünni İslamcı kimlik siyasetine pirim verilmemeli bu yaklaşımlara karşı amansız ideolojik mücadele verilmeli. CHP, halkın açtığı bu kırediyi iyi değerlendirmeli, kendini iktidara hazırlamalı. İç siyasetten dış siyasete, tarımdan ticarete, sanayiye, adaletten eğitime ve iç barışa; sivil herkesin hakkını hukunu tanıyan bir anayasa yapmaya şimdiden hazrlık yapmalı. Cumhuriyet'in ikinci yüz yılını vat ettiği gibi Demokrasi ile taçlandırmalı. Yoksa kitleler büyük hayel kırıklığı yaşar ve tekrar geriye dönüş başlar.
-DEM Parti ötekileştirilmemeli, vebalı muamelesi görmemeli, demokratik siyasette yerinin olduğunun altı çizilmeli. Kürtler de dar kadro, tek çizgi siyasetini bırakmalı. Demokratik siyaset doğrultusunda adımlar atmalı, her kesimden insanları kucaklamalı. Demokratik siyaseti tek meşru zemin kabul etmeli.
-Kendilerine sol, sosyalist diyen tüm partiler için kıral çıplak derim. Bunu söylemek de hiç bir beklentisi olmayan, masumane çocuk saflığı ile bana düştü. Hikaye şu: "Kıralın etrafındaki herkes, görmedikleri kıyafetin (çünkü Kıral çıplak mış) ne kadar harika olduğunu söylüyormuş. Kral, yalnızca akıllıların gördüğü kıyafeti giydiğini zannedip halkın arasına karışmış.Herkes kralın halini görüyormuş ama korkudan sesini çıkaramıyormuş. Derken bir çocuk çıkmış ve kralı gösterek ‘Aa, kral çıplak, çıplak!’ diye bağırmış. Herkes kahkahalar atmaya başlayınca kral utana sıkıla koşa koşa sarayına dönmüş." Solun durumu da bu hikayedeki gibi, tek kelime ile berbat!
Eski idoljilerden, örgutlenmelerden ( kaç sol parti, örgüt, hareket var sayısını ben bilmiyorum. Sürüsüne bereket diyebilirim.)alışkanlıklardan, içi boş söylemlerden vazgeçin derim. Komik, gülünç şeyler ( Maçoğlu'nun İstanbul Kadıköy'den aday gösterilmesi gibi) yapmayın. Sizlerin dürüst, güzel bir geçmişiniz var. Sizler, akıllı, zeki insanlarsınız. Eski sığ, geçersiz söylem ve örgütlenmeyi bırakın. Kendinize gelin, kendinizle yüzleşin.
Önünüze Demokrasiyi ve demokratik mücadeleyi bırakın yeter.
Yolumuz uzun ve çetin.
İslam coğrafyasında demokrasiyi kurmaya çalışıyoruz. Bu çok kıymetlidir. Ve 57 Müslüman ülkede tek örnektir.
Az olan kıymetlidir. Elde edilmesi de zordur.
Eh zorda bizim işimizdir, diyenlere kolay gelsin ve selam olsun!
Kalemine sağlık sevgili hocam,yerinde gerçekçi ve özlü tespitler yapmışsın...Güzel günlerde görüşmek dileğiyle.