Çok karmaşık ve sıkıntılı bir dönem…
Ortadoğu’ yani eski Mezopotamya’da neler olduğu belli değil. Irak’ta , Suriye’de ve öteki arap ülkelerinde dönen dolaplar.ABD ve Rusya’nın tavrı v e tutumu, şaşırtmakta . Ama hiçbir şey net olarak:
Belli değil
Bir Kürdistan lâfı dolanıp durmakta . Ne zaman nerde, nasıl?..
O da belli değil.
Çünkü olacak iş değil…
Ötüp duran baykuşların türden olmayan söylemleri ve eylemleri yenilir yutulur cinsten değil. Ortamı iyice boş buldular.Çatışmalar, bayrak indirmeler, yol kesmeler, ve yaralanan askerlerimiz, adam kaçırmalar. Dağdan ineceklerdi, inmediler; silah bırakacaklardı, bırakmadılar… Hele o uzantıları, Eşkıya kılıkları… Hele şehitlerimizin acısı…
IŞİD denen ve kafa kesen kökten dincileri insan ciğeri yemeyi ve kan dökmeyi; hem de barbarca sürdürmekteler. İnsanları acımasızca kurşuna dizmek… Hem de Müslümanın müslümanı acımasızca yok etmesi…Barbarlığın , katliamın akıl almaz örnekleriyle, nereye?
Bir Ortadoğu ülkesi olan İran neyin peşinde, amacı ne ? O da henüz açık değil..
Yani nerden ve nereye baksan karmaşa, kaos. Tarikat çatışmasına doğru bir gidişin kanlı eşiğinde Hem de tarikat adına… Tarihi suni alevi çatışmasının bir uzantısı sanki.
Daha doğrusu belirginleşmeyen süreç
Öte yanda bizim kendi sorunlarımız…
İstanbul seçimi yaklaşırken dönen dolaplar ve( pi) sayısı olmayan hesaplar … Pazarlıklar, görünmeyen perde arkasında olup bitenler…
Yani kimin eli kimin cebinde?
O da belli değil
Güney sınırlarımız yol geçen hanına döndü diyorlar. Sınır kapılarımızdan giren çıkan belli değilmiş…
Ne kadarı doğru?
Can korkusuyla ülkemize kaçan Suriyeliler , sırtımızda önemli bir kambur. Büyük kentlerde çocuklarına dilencilik yaptırdıkları , ucuz ve kaçak işçi olarak çalıştıkları Yaşadıkları hayatın bir rezalet olduğunu söyleyenler de az değil, hani… Yansımalar da bir o kadar.
Hepsi bir yana. Şu anda ülke İstanbul Belediye başkanlığı seçimlerine odaklanmış durumda 23 Haziranda yeniden sandıklar kurulacak. Sonuçları hep birlikte göreceğiz. Bunu anlamak istemeyenler neyin peşinde belli değil.
Ramazan da geldi geçti. Artık şov düzeyinde gösteriler de gündemde. İftar yemekleri, iftar çadırları.. neyin nesi ve neden gerekli .Bunların ve benzerlerinin başka bir köşesinde inanç sömürüsü ve siyaset yok mu? Benim bildiğim bu tür yardımlar açık açık değil, gizli saklı olur. İnsan onurunu kırmadan…Neyse bu yıl öyle şeyler pek olmadı. On bir ayın sultanı çok şükür sakin ve olaysız geçti.
Bu tür şok sayılabilecek yaşantı dilimleri toplumun huzur ve güvenini yaralamaz mı? Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmek anlamına gelmez miydi, yaniciğime…
Belli değil..,
Aslında belli ama, belli değil işte..
BU KENT
Uyuyan bir kedi sabahları bu kent
Bekçiler şimdi işsiz çöpçüler yorgun
Karanlığın pisliğine dayanır mı süpürge
Kaç kişiyle temizlenir gecenin şok utancı
Kent bir simge ülkeme yaya girince
Koca genç enerjiye dur demek kolay mı
Açlığı işşizliği ev ev sergilemek
Aklım ermez böyle aklın içine
Sırtımda kamçı izleri inadım inat
Kim gelir kaldırır yorgun düşünce serap
N.T