Son yıllarda dünyada ,ülkemizde olduğu gibi bölgemizde de su kaynakları, düşen yağışlar gittikçe azalıyor. Kış ayında olmamıza karşın bölgemiz bırakınız kar yağışını yeterli oranda yağmur da almıyor.

Bölgemiz kuraklık tehlikesi yaşayan illerin başında geliyor .Şehre su sağlayan barajlar gibi yer altı sularına ulaşmak gittikçe zorlaşıyor alt tabakalara iniyor.

Ülkemizde kuraklık günlük ihtiyacın yanında en çok tarımı etkiliyor. Daha önceki yılları hatırlayanlar bilir, kış ayları yağmuru ve karı ile yağışın bol olduğu aylardı .

Dünyadaki kuraklık bölgemizi daha çok etkiliyor .Kış aylarında yaz havasının olması iyiye alamet değil.

Nehirlere baktığımızda su debileri iyice azalmış durumda. Yaz aylarında nehirlerin suyu daha da azalacak.

Su yaşamımızda olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Kuraklık başta tarım olmak üzere tüm alanları olumsuz etkileyecek.

Tarımda verim düşecek. Bunun bilinmesine karşın suyu boş yere harcamaktan geri durmuyoruz.

İlgili kuruluşlarımızın bu konudaki uyarıları yeterli olmuyor. .Kış ayları içindeyiz İlimizde kar görmedik. Kar toprağın suya kanması yer altı suların oluşması için en önemli etken.

Şöyle çevremize bakalım. Eskiden çok yaygın olan ayazmalar dereler kurudu. Bu gelecek günler için uyarıcı olması gerekmez mi? Bazı bölgelerde vahşi sulama ile ihtiyaçtan fazla su harcanıyor.

Tarlaların damlama ile sulanması su tasarrufu için gerekli olduğu halde ne yazık ki bu konuda uygulama yok.

Yer altı sularından daha önceleri yakın mesafede çıkan suya erişmek için çok daha derine inmek gerekiyor. Bu konuda gerekli uyarıyı yapan uzmanlarımız var. Kendini bu sorunlara adamış bu işin uzmanlarından yararlanamıyoruz.

Bunların başında Eski DSİ 11. Bölge Müdür Yardımcısı Yüksek Makine Mühendisi Hüseyin Erkin’in çevre ve su sorunları konusunda çalışmalarını ve uyarılarını kapsayan Edirne’de Su Kültürü adındaki kitabı bu sorunları detaylı şekilde anlatıyor ve çözüm yolları öneriyor.

Kitap bölgemizde hayati önemi olan su kaynakları ve nehirlerin konumu için ilgili konuları kapsıyor. Bu , hepimizin okuyup ders çıkarması gereken bir eser. Bölgemizde bu önemli su ve su kaynaklarının tasarruflu kullanılması konusu boş laflar bugüne kadar gerçekleşmeyen projelerle çözümlenemez.

Şehrin sınırına dayanan çeltik alanlarının sulanmasına suyun daha az tüketileceği çözümler bulunmalı. Yer altı suları gereksiz yere harcanmamalı.

Su kaynakları kimsenin malı değil toplumun ortak malıdır. İsrail , suyu defalarca kullanma imkanı yaratıyor. Biz ise bir defada kullanmada dahi tasarrufa gidemiyoruz.

Yarın kuraklık kapıya dayandığı zaman ne yapacağız.?

Suyun tasarruflu kullanılmasını sağlamak başta siyasilerimiz, kitle örgüt temsilcilerimiz olmak üzere hepimizin ortak sorunu olmalı. Zira doğacak tehlike tüm toplumu kapsayacak.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.