KoronaVirüs salgını nedeniyle iki aydır en sıcak liman olan evimizdeyiz. Gerçekten de insanın kendi evi gibi yok ve olamaz. Nereye gidersen git, nasıl ağırlanırsan ağırlan kesin kendi evini arar ve özlersin. Sizin vücut dilinizden anlayan tek yuva kendi evinizdir. Bu çok kişi için böyle sanıyorum. Hele bir yaştan sonra, kuşların bile yuvaları var bildiğiniz gibi. Yuvasız canlı olmaz gibi düşünüyorum.
Fırsat bu fırsat deyip bu sıcak limanın tadını çıkarmanın bence tam zamanı. Aslında tümüyle evde yaşamak biraz sıkıcı da olabilir, bazılarınca.
Karantina sürüyor. Bayram günlerinde tümüyle sokağa çıkma uygulandı. Ancak başından beri 65 yaş ve üstü olanlara yasaklama başından beri süregeldi.
Yine de son iki haftadır Pazar günleri bizlere de sokağa çıkma izni çıktı. Bizim için bu doğrusu bir bayramdı. İkinci bahardı.
Havalar biraz limoni de olsa da iyi düşünülmüş bir karardı.
Saat 14’e gelir gelmez hemen sokağa fırladım. Erken olduğundan gazetelerin gelip gelmediğine bakmak için. Ancak her yer kapalıydı. Biraz yürüdüm ama tüm dükkanlar kapalıydı.Caddelerde üç-beş yaşlının dışında ve tek tük geçen arabalardan başka kimsecikler yoktu.
Doğa iyice canlanmış, yeşermeyen ağaç, mevsimine göre açmayan çiçek kalmamıştı. Yani doğa coşmuş, sanki gelinliğini giymişti. Biraz yabancılık çektim gibi duyumsadım kendimi. Doğayla iç içe olmanın doyumsuz tadı bambaşkaydı doğrusu. Taraftarlar parkında biraz oturdum. Orada bulunan ama artık iyice eskimiş, biraz da kırık dökük banklara oturdum.
Kısa bir süre sonra, biraz yürüyüp eve döndüm. Evin huzur veren sıcaklığı yine de bambaşkaydı.Dışarı çıkarken maskemi taktığımı da belirtmeliyim. Önlem önlemdir. Bu şeytan mikrobun şakası yoktu. İhmale gelir yanı da olamazdı. Tüm dünyayı kırıp geçirdiğini artık ve sanıyorum öğrenmeyen kalmadı. Cahil cesareti bile bu olayda geçerli değil. Aslında hiçbir zaman geçerli olmaması gerekir.
Bir süre sonra bir kez daha kendimi attım dışarı. Baktım caddede beyaz bir köpükle kaplanmış.Dikkatli bir biçimde karşıya geçtim. Dönerken bu o caddenin köpüğü kaybolmuş, öteki yanı bu kez köpüklenmişti. Anladım ki önlemler tüm önemiyle gündemde. Edirne için özverili çalışmalar hep yapıldı zaten. İlgililere ve yetkililere sevgilerle… Sağlık çalışanlarının özverili gayretleri de kutlanası değerde, doğrusu.
İşin başlarından beri dünya çapında rakamlar, ürkütücü, moral bozucu boyutlarda. Bereket hayatını yitirenlerin sayısında giderek azalmalar başladı. Dolayısıyla önlemler de yavaş yavaş normale dönmenin arifesinde. Ülkemiz bu konuda alınan önlemler doğrultusunda daha şanslı konumda. Ancak ucuz atlatıldı diye denetimsiz normale dönme olmamalı. Ancak ve ancak uyarılara dikkat ederek böyle bir normalleşme olmalı. Yoksa, yetkililer ikinci kademeden söz etmekte. Böyle tuzaklara düşmemek oldukça önemli elbet. Kurallar keyiften değil, zorunluluktan. Bu bilince ulaşmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Bu lanet korona artık dünyanın sorunu. Başka bir deyişle baş belası. Tüm dünya bu savaşta birleşmeli ve bu ortak bela bir an önce yenilmelidir kanısındayım.
Bizim, yani yaşlıların ikici pazarı da böylece geçiverdi. Sanırım giderek önlemler kontrollü bir biçimde azaltılacak. Çünkü, baharı evlerde geçirdik, yazı umarım sahillerde geçirme fırsatı doğar. Özellikle çöl sıcakları bir süre sonra dayanılır gibi değil. İklim değişiklikleri de almış başını gidiyor. Ne yazık ki sıcaklardan bölgemizde en çok etkilenen kent durumunda ve konumundayız. Klimalarla idare etmek de salgın nedeniyle sakıncalıymış. Yine de aşırı sıcaklar olmaz umarım. Çalışanları da düşünmek gerekir diye düşünmek istiyorum.
Nasrettin Hoca kış gelince soğuklardan, yaz gelince de sıcaklardan ağlaşıp dururmuş. Kahvedekileri usandırmış bu yakınmalar. Bir gün orada bulunanlardan biri “Ya, Hoca efendi yaz gelir sıcaktan, kış gelir soğuktan yakınıp durursun, bıktık usandık…”
Hoca biraz düşündükten sonra:
-Bahara bir şey diyor muyum?”
Bu dünya ne salgınlar yaşamış, canlar yitirmiş. Hele tıbbın pek gelişmediği dönemlerde.Hepsi aşılmış, bunun da aşılacağına inanıyorum. Çünkü aşı olayı başladı. Önem sırasına göre insanlarımız aşılanıyor. Umarım etkili olur da bu baş belasından dünya çapında kurtulur, normal yaşantımıza döneriz.Aslında sorunlar asla bitmez bence. Biri bitse biri başlar. Bunlar bireyesel olabileceği gibi bölgesel ve toplumsal da olabilir. Bereket bilim sayesinde bir biçimde çabucak,Özellikle sağlık sorunları eskilere göre akıllı bir biçimde aşılabiliyor…
Biz eşimle birlikte ilk aşılamalarımızı olduk. Çok basit ve kolay. Hiçbir yan etkisini görmedik, yaşamadık. Abartılı söylemlere kulak asmayın sakın. Sıranız gelince aşınızı mutlaka olun.
Geçmiş olsun… İkinci aşılarımıza da az zaman kaldı…