Sanırım, “zemheri” denen günleri yaşıyoruz. Zemheri kışın en şiddetle olması gereken günler. Bu yakıştırmayı köy ilkokulunda öğretmenlik yaptığım yıllarda köylülerden öğrenmiş. Kar, kış iyi de , uzayınca tadı kaçıyor. Kapanan yollar ulaşımı aksatınca bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Doğu’da çiğ olayları can yakarken , hastalananların nakli zar-zor oluyor.
Bunların yanında sayısı artan kayak merkezlerinde gününü gün edenler, karın ve kışın tadını çıkaranlarla dolup taşmakta… olduğu söylenip, yazılmakta.Son günlerde baharımsı havalar da az olsa bile yaşanmakta. Kar kokusuna karışan bahar kokuları insanı bir hoş etmekte. Hele güneş sırtınızı ısıtıyorsa, iyisiniz demektir.
Önceki yıllarda kışı çıkarmak, ısınmak… ayrı bir dert ve önemli bir sorundur
Uzun yıllar önce Bir orman köyünde öğretmenim.
Kasabadan köye dönüyoruz. Belirtiler kışın kapıda olduğunu, tipinin yaklaştığını haber veriyor. Orman yoluna saptığımızda kar başladı. Biraz sonra tipiye döndü ve savurtmağa başladı. Köy görünmüştü ki, tipi iyice artmış, kar yolları örtmeye başlamıştı.
Bir an araba sallandı ve durdu. Kara saplanmıştı. Bereket köye çok yakındık. Yürüyerek kendimizi köye ve evlerimize atıverdik.
O yıllarda yarıyıl dinlencesi yasaya göre 1-15 şubat günleri arasındaydı. Sanırım bir hafta ya da on gün kalmıştı. O süre içinde gece gündüz ve eksi ikilerde yağdı durdu. Beyazlamayan yer kalmamıştı artık. Dinlence başladı sonunda. Ama biz kasabaya gidemiyorduk
Çünkü yollar kapanmış araçlar işlemez olmuştu. Ancak bir hafta kadar sonra hava açtı, kar dindi.Arkadaşımla yürüyerek (6km) gitmeye karar verdik. Muhtar ve yaşlılar gitmeyin, sakın haaa! Dedilerse de dinlemedik. Yerler çatır çatır buzdu.Soğuk mu, soğuktu hava. Yaban hayvanları çıkabilir diye hiç düşünmeden yola koyulduk. Ana yola eriştiğimizde in cin top oynuyordu. Ne araç ne insan!.. İki kilometre ilerde olan köye kadar yürüdük ve bir kahveye atıverdik kendimizi. Şansımız varmış, biraz sonra bir askeri cemseyi gelirken, daha doğrusu gitmek istediğimiz yere giderken gördük. Durumumuzu anlatınca bizi de aldılar da öyle ulaştık kasabaya.
Bu anlattığım ufak bir anı. Daha niceleri yaşanmış o yıllarda. Bu anılar toplanabilse bir kitap olabilir sanıyorum
Elbette kış kışlığını, yaz yazlığını yapacak. Hep bahar olacak değil ya!...Nitekin son günlerde bölgemizin en sıcak kenti durumundayız. Kırklara varan sıcaklık kentimizi yakıp kavurmakta.. nedenini bir türlü anlamış değilim…
-------------------------
O GELİNCE
O gelince hani güz sisiyle gülümser ya
Yani derinliklerinde kulaçlar denizi tenimin
Eylül yaza yakındır kasım kış-kışa
Yalnızlığımı içli şarkılar rüzgarında gizler
Aşk dedik var sandık avuntuydu inandık
Unutulmuş dediler ninemin çeyizinde hava-cıva
Güz güzeli güller aldım sabah yelinden
Yetmişinde aşık olduğum sandığımda
Sırtüstü yüze yüze adama vardık sandık
Yaban güzeli dostlarla doğanın yüreğinde
N. T