Bugün halkımızın büyük bölümü ülkemizde bir türlü önü alınmayan hayat pahalılığı ve toplumun düzenini bozucu toplumu tahrikeden sorunları hiç bir endişeye kapılmadan bu gelişmelere sabırla katlanıyor .Özellikle. siyasi parti konuşmacılarının birbirini itham eden sözlerini ,boş vaatlerini soğukkanlılıkla takip ediyor.
Halkımız özveriyle elindeki kısıtlı ekonomik imkanları ile ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyor. Ülke yöneticilerinintoplumun yaşam zorluklarını azalacağı yalanlarına inanmıyor.
--------------------------------------
ÖNCE ZAM SONRA İNDİRİM
Marketlerin indirim yalanlarına da halkımız inanmıyor. Satılacak ürünlerin fiyatlarına önce zam yapılıyor, sonra da göstermelik indirim yapılıyor diye halkımız kandırılıyor.
Sokaklarda dolaştığınızda bakınız halk her zaman her ortamda geçim derdini, nasıl geçineceğini konuşuyor. Gülen neşeli insanlarımızıbugün ara ki bulasın.
Halk bu zorluklarla mücadele ederken siyasilere karşı güven ise her geçen gün azalıyor.
Bu yaşam zorluklarını devamı halinde toplum nezdinde onarılmayacak yaralar,sorunlar da açabilir.
Bu durum etin kokmasını aşıp tuzun kokma noktasına geldiğinin habercisidir.Ülke yönetiminde söz sahibi olanlar halkın geçim sorunlarını ön plana alıp çözüm yolları aramalı.
Toplumun artık siyasilerin gerçekleşmeyen vaatlere karnı tok. Televizyonlarda onların topluma yönelik haberleri dinleyen yok. Halk arasındaki güven bunalımının halkımız için çok önemli bir sorun olduğunu bu konuların uzmanları ifade ediyor. Bu konudaki uyarılar vakit geçirilmeden dikkate alınmalı.
Toplumun bu sabrı da yanlış yorumlanmamalı.Geçim sıkıntısı yaşayan halk evinin ihtiyacını karşılamak içi pazardan pazara dolaşıyor.
Yayın organlarında siyasetçilerin konuşmaları olduğu zaman çoğu kez halk bu kısır boş vaatten oluşan tartışmaları dinlememek için televizyonlarını kapatıyor.
Bu tür kısır tartışmaların yerine halkın geçim sorunları ve diğer meseleler gündeme getirilip çözüm yollarının aranması önerisinde bulunan vatandaşlar ”Birbiri ile ağız dalaşına giren, böylece halkı etkileyeceğini sanan siyasilerimize birileri.
Halk bir yanda sağlık ve güven sorunu, diğer taraftan geçim zorlukları hayat pahalılığı ile uğraşırken siyasilerin birbiri ile laf yetiştirme çabalarına ayıracak zamanı yok.
Televizyon karşısında cebelleşen siyasilerimiz biraz halkın içine girip sorunlarının neler olduğunu ne zorluklarla karşılaştıklarını görmeli. İktidarı,muhalefeti ile böyle halkın sorunlarının dikkate alınmadığı böyle bir dönemi hatırlamıyorum. Bu tür sıkıntıların olduğunu da bilmiyorum.
Halk arasında bir söz vardır.”Koyun can derdinde kasap et derdinde” benzetmesi yaptılar.
Bu pahalılıkta halkın nasıl kışı nasıl geçireceğini, her ay artan faturalarını nasıl ödeyeceği,çok zor geçecek kış aylarının hesabını yaparken siyasilerin bunlarla uğraşacağı, çözüm yolu bulması gerektiği halde toplumu kutuplaştıran konuşmalar yapması en çok onlara zarar vereceğini unutmamaları gerekir” uyarısında bulundular.
