Gurbetçi basın mensubu hayrettin Özcan konuşmasını şöyle sürdürdü, “Almanya’nın büyük yayın kurumlarında görev yaptım son on yılımı ise Wavvaz gazetesinde geçirdim. Dört yıl önce işimden ayrıldım . Şu anda reklam ajansım var serbest çalışıyorum. 20 yıldan bu yana Haber gazetesi adında bir gazete çıkarıyorum. Bir de reklam ajanım bulunuyor” diye konuştu.
YURT DIŞINDAN BAKILDIĞINDA TÜRK MEDYASI
Yurt dışından bakıldığında Türk medyasının manzarasına değinen Özcan, “Bilindiği gibi halkımız okumaya ilgi duymuyor. O nedenle gazete satışlarımız çok düşük. Gönül gazete tirajının özellikle ulusal medyada yüksek olmasını isterim. Yerel basınımıza bakıldığında beni her zaman hayrete düşüren durum şu oluyor: Bir ilde gereğinden fazla gazete olması. Örneğin Edirne’de günlük olarak yayınlanan ona yakın gazete var, bu sayı Edirne’ye çok. Bu oran bir pastanın dokuza bölünmesi anlamına geliyor. Burada en çok üç gazete olması gerekir.Aslında mahalli basının birleşerek güç birliği yapmaları gerekir. Bu konuda Almanya’dan örnek vermek isterim. Benim çalıştığın medya grubunun çatısı altında dört gazete vardı. Benim çalıştığım gazete kendine rakip olacak gazeteleri satın aldı. daha güçlü duruma geldi. Edirne’de bunu yapmak için güçlü bir medya patronu gerekiyor. Böyle olduğunda her gazetenin önemli elemanları bir gazete etrafında toplanır ve daha kaliteli gazete olması sağlanır” dedi
EDİRNE DİĞER KENTLERDE ÇOK DAHA GÜZEL
Edirne’nin çok beğendiği bir kent olduğunu belirten Özcan, “Ülkemiz de cennet gibi bir ülke. Edirne diğer kentlerde daha çok güzelliğe sahip bir il. Edine tarih zengini bir il insanları da çok misafirperver. Ne yazık ki Edirne yeterince gelişmiyor. Edirne’nin daha gelişmiş bir il olması lazım. Bir ilin gelişmesi için bina yapmak gerekmez.Aslında bu tarihi kenti şanına yakışır şekilde sadeleştirip daha da yaşanılır bir hale getirilmesi gerekir. Tarihi eserler ve yeşil alanlar korunmalı. Maalesef burada tarihi dokuya yeterli özeni göstermiyoruz. Tarihi eserler yanında görüntü kirliliği yaratılıyor. Selimiye Camisi çevresindeki kirlilik bu güzel esere yakışmıyor. Selimiye gibi önemli bir eser 500 yıldan bu yana ayakta kaldı.O zamanın ilkel koşullarında bu güzel eser nasıl yaratılmış? Mühendisler gelip bu yapının özelliklerini incelemeli. Şu anda Selimiye, yeni tamamlanmış bir yapı gibi. Almanya’daki tarihi eserlerin böyle görkemli yapısı yok. Böyle eserlerin çevresi daha düzenli olmalı. Maalesef Edirne’de böyle bir düzen göremedim. Tarihi eserlerin çevresinde düzen sağlanması durumunda Edirne turizm alanında İstanbul ile yarışır. Yurt dışından Kapıkule yoluyla yurda giriş yapanlar ilk olarak Edirne’ye gelmesi lazım . Ne yazık ki, yurda giren turistlerin bu kente yönlendirilmesi için gerekli çalışma yapılmıyor. Resmi ve özel kuruluşlar bu alanda gayret göstermeli.” Dedi
24 SAAT HİZMET VEREN TUTRİZM BÜROSU KURULMALI
Yurt dışından gelen gurbetçiler o zaman Edirne’nin turizm gelirine büyük katkı sağlayacağını belirten Özcan, “Aslında Edirne’de bir turizm bürosu açılıp 24 saat hizmet vermeli. Maalesef bazı otel sahipleri gurbetçi müşterilerden fahiş fiyat teklif ediyor. 170 lira konaklama ücreti olan bir otelde gurbetçi geç geldi diye 400 lira fiyat teklif ediliyor. Belediye bir turizm bürosu açarak bu konuda düzenleme yapabilir. Bunlar değerlendirilirse Edirne için turizm altın yumurtlayan tavuk haline gelir. Bu tavuğun bazı kişilerce kesilmesine izin verilmemeli. Yurt dışından gelen paralı insanlarımız ilk olarak Edirne’ye geliyor. Edirne bu imkanı çok iyi değerlendirmeli. Piyasada gerekli düzenleme yapıldığında Edirne’de bir gün kalacak olanlar daha fazla zaman kalabilirler. Bakıyorum bazı esnaflarımız Edirne’nin tanıtımı için çaba harcıyor. Bu görevi tüm esnaflar üstlenmeli “ değerlendirmesi yaptı.
Haber Merkezi