BİR OLMAZSAK  YOK OLURUZ!

Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği-Kadın Kurultayı Bileşeni son zamanlarda Edirne’de işlenen 2 kadın cinayetini protesto etti. Edirneli kadınlar adına açıklamayı yapan Hülya Bodur, “Ya bir oluruz, ya da bir bir yok oluruz.” dedi.

Hürriyet Meydanı’nda bulunan Özgür Kadın Heykeli’nde basın açıklaması düzenleyen kadınlar son dönemde yaşanan 2 kadın cinayetini protesto etti. Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu’nun da destek verdiği basın açıklamasında, şiddetle mücadele konusunda ciddi çalışmaların yapılması istendi.

“ŞİDDETE DUR DİYEN KADINI DEVLET YETERİNCE KORUYAMIYOR”
Edirneli Kadınlar adına basın açıklamasını yapan Hülya Bodur, “Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti ile karşılaşmayalım derken bu kez ateş çok yakınımıza düştü. Edirne'den iki kadın cinayeti tüm ülkeye haber oldu. Geçtiğimiz hafta içinde Keşan'da Didem Uslu'nun vücut parçalarının ormanda bulunduğu haberi ile kadın cinayetlerine bir yenisi eklenirken, dün de Havsa'dan Kübra'nın öldürülmesi haberi ile sarsıldık. 21 yaşında 3 aylık evli olan Kübra, yaşadığı şiddet dolayısıyla birinci ayın sonunda ailesi ve jandarma ile birlikte yaşadığı evden alınmıştır. 2 aydır ailesinin yanında saklanan Kübra, dün boşanmak istediği eşi tarafından pompalı tüfekle öldürülmüştür. Uzaklaştırma kararı alınmasına rağmen korunamayan Kübra ile, birimiz daha yok edilmiştir. Kadına yönelik şiddet sadece kadının sorunu değildir. Şiddet bir insan hakları ihlalidir. Şiddet mağdurunu koruyan, şiddet uygulayanı cezalandıran yasalar var, ancak korunma uygulamaları ve sığınma evleri yeterli değil. Bu nedenle hakkını aramak isteyen, şiddete dur diyen kadını devlet yeterince koruyamamaktadır. Erkek egemen zihniyet ve kadın-erkek eşitliğini göz ardı eden anlayış, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşama geçirilmesi karşısında yetersiz kalmaktadır.” dedi.

“ŞİDDET DAVALARININ TAKİPÇİSİYİZ”

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesini ilk imzalayan ülke olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir sorumluluğun altına girdiğini belirten Bodur, “Türkiye olarak CEDAW’a imza koyan ülkemiz; İstanbul Sözleşmesinin 25'inci madde gereği, şiddet vakalarında derhal baroya bildirim yapılması ve avukat atanmasının istenmesini, tüm kamu görevlilerinin aldıkları ihbar üzerine işlem yapma zorunluluğunun ve aksi takdirde İstanbul Sözleşmesi madde 29 gereği tazminat yükümlülüğünün olduğunun kendilerine hatırlatılması ve dikkatlerinin çekilmesini, şiddet mağduru kadınlar için de 6284 sayılı yasanın uygulanmasını, yasa gereği nüfusu 50 bin üzerinde olan belediyelerin sığınak açmak için çalışmalar yapmasını gerektirmektedir. Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, Devletin; ilgili kurumlarıyla sorumluluk üstlenerek,  tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak gerekli sosyal politikalar uygulanmalıdır. Şiddet hepimizi öldürüyor. Kadın hareketi olarak şiddet davalarının takipçiyiz. Ya bir oluruz, ya da bir bir yok oluruz.” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasının ardından kadınlar 6284 sayılı kanuna nasıl başvurulacağını, neler yapılabileceğini tek tek okudular.

Kerem Filiz

banner8
Haberler