ADD Edirne Şubesi Y.K.Başkanı Celil Özcan, yayınladığı yazılı mesajda şunları kaydetti:
"9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun rıhtımından başlattığı kutlu yürüyüş, 9 Eylül 1922 günü İzmir’de Akdeniz’e, 11 Ekim 1922 sabahı da Mudanya’da mutlu sona ulaşmıştır.
Türk Ulusu, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verdiği topyekûn mücadele ile Batı Emperyalizmi’ni, maşaları ve işbirlikçileriyle birlikte savaş meydanlarında yenmiş, 1699 Karlofça Antlaşması’ndan 223 yıl sonra bir görüşme masasından ilk kez başı dik kalkmıştır.
Bazı madrabazlar, Fesli meczup takipçisi kimi soytarılar ve tarih cahili çakma profesörler; Kars’tan Doğubayazıt’a Pontus ve Ermeni çeteleri ve Rusya ile yıllar süren savaşların ardından 3 Aralık 1920 Gümrü ve 16 Mart 1921 Moskova Antlaşmaları ile kapanan Doğu Cephesi’ni, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa kuvvacılarının Şahin Bey’le, Sütçü İmam’la, Ali Saip (Ursavaş) Bey’le Fransız işgaline karşı destansı direnişlerinin sonunda 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması ile kapanan Güney Cephesi’ni, Antalya’dan Konya’ya uzanan Kilikya İtalyan işgalini, Anadolu’nun dört bir yanındaki İngiliz’i, Payitaht İstanbul’daki işgalci devlet komiserlerini, yani Yedi Düveli görmezden gelip kıt akıllarınca “Yunan Harbi” diyerek küçültmeye çalışsalar da Kurtuluş Savaşımız, Türk Ulusu’nun Batı Emperyalizmi ile kesin hesaplaşmasıdır ve bir tarafında tek başına Ankara Hükümeti Temsilcisi İsmet Paşa’nın karşısında da İngiltere Hükümeti Temsilcisi General Harrington, Fransa Hükümeti Temsilcisi General Charpy ve İtalya Hükümeti Temsilcisi General Mombelli’nin oturduğu Mudanya Mütareke masası bu hesaplaşmanın taraflarını tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır. Emperyalizmin maşası Yunanistan Hükümeti de yoktur o masada, işbirlikçisi İstanbul Hükümeti de. Kaldı ki, Antlaşmadaki Trakya Yunan işgalinin sona erdirileceği maddesinin Yunanistan’ın imzası yokken nasıl gerçekleştirileceğini soran İsmet Paşa’ya General Harrington’un verdiği “Sakıncası yok, antlaşmayı uygulama sorumluluğu tamamen bize ait.” yanıtı bile tek başına esas işgalcilerin kimler olduğunu, kimlerle savaştığımızı ve kimleri yendiğimizi göstermektedir. Bilinen gerçektir, kalıcı barış antlaşmalarına kadar geçerli olacak mütarekeler (ateşkes antlaşmaları) savaşan devletler arasında yapılır. Kurtuluş Savaşı’nda Türk Ordusu görünürde Yunan Ordusu ile savaşırken aslında Yunan’ı Anadolu’ya süren, eğiten ve donatan İngiltere, Fransa ve İtalya ile mücadele etmiş, mütareke antlaşmasını da doğal olarak bu devletlerle yapmıştır.
15 Ekim 1922’de yürürlüğe giren Mudanya Mütarekesi ile emperyalistler işgali artık sürdüremeyeceklerini anlamışlar, önce Trakya, ardından Anadolu ve nihayet İstanbul aylar içinde özgürlüğüne kavuşmuş, Lozan’da son Türk Devletinin tapu belgesi alınmış, 1 yıl sonra 29 Ekim 1923 tarihinde de Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinde yerini almıştır. “Yenilmez” bilinen batının büyük devletlerinin Kemalistler’e yenildiklerini tescil eden Mudanya Mütarekesi’nin Türk Ulusu açısından bir diğer kazanımı da, emperyalistlerin Lozan Barış Konferansı’na Ankara Hükümeti ile birlikte işbirlikçileri İstanbul Hükümetini de davet etme küstahlıkları üzerine Büyük Millet Meclisi’nin 1 Kasım 1922’de Saltanatı kaldırması olmuştur.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asma ve Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığımızla Mudanya Mütarekesinin 102. yıldönümünü kutluyor, ebedi Başkomutanımız, değişmez önderimiz Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türk Ulusu’nu, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Gazi Meclis’in gözü pek yiğitlerini, Şanlı Ordumuzu ve görüşmelerin kararlı diplomatı İsmet Paşa’yı şükranla, minnetle, saygıyla anıyor, kadın, erkek ve çocuk aziz şehit ve gazilerimizin manevi huzurlarında tâzimle eğiliyoruz."
Haber Merkezi
