Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından, Batı Trakya Türk toplumunun lideri Dr. Sadık Ahmet’in hayatını anlatan filmin çekimlerinin Mimarlık Fakültesinde gerçekleştirilmesi nedeniyle, “Film Seti Olarak Mimarlık Fakültesi” başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansta Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet, filmin yapımcılarından Muhammet Usta ve Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Yıldız Tahir konuşmacı olarak yer aldı.
Dr. Öğr. Üyesi Yıldız Tahir, mimarlık ve mekânlar üzerine bilgiler paylaşarak, “Ben konuşmamda daha çok mimarlık ve sinema ilişkisinden söz etmek istiyorum. Bunlar iki farklı disiplin gibi görünse de aslında iki disiplin de, zamanın ötesinde, zamandan bağımsız mekânlar ve hikâyeler üretmek ve kurgulamak üzerine çalışıyor. Bugün, tarihi bir değer taşıyan Mimarlık Fakültesi binamızda, böylesine anlamlı bir filmin çekilmiş olması da, geçmişte var olan bir mekânın, bir sinema kurgusuyla, algısal bir mekâna dönüşerek, Dr. Sadık Ahmet gibi değerli bir dava adamının hayat hikâyesine ev sahipliği yapmasına olanak sağlıyor. Kaynaklarda Harbiye Kışlası olarak yer alan, Sultan Abdülaziz tarafından Edirne Askeri Lisesi olarak inşa ettirilen, yapımı 1871 yılında tamamlanan ve yaklaşık 140 yıl boyunca askeri okul, kışla gibi işlevlerle hizmet veren, 2009’dan bu yana da Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak kullanılan bu binanın, Dr. Sadık Ahmet’in yaşamını ve mücadelesini anlatan bir filmde set olarak tercih edilmesi elbette tesadüf değil. İçinde bulunduğumuz bu binanın mimari özellikleri, Batı Trakya Türk Toplumunun unutulmaz lideri Dr. Sadık Ahmet’in, ömrünün büyük bölümünü geçirmek zorunda kaldığı mahkeme binalarıyla önemli benzerlikler taşıyor. Aynı zamanda, mimari yapılar açısından tarihsel bir belge niteliği taşıyan sinema filmlerinin, bu ve benzeri binaların gelecek kuşaklara aktarılması açısından da büyük bir önem taşıdığına inanıyorum.” dedi.
Işık Ahmet, Dr. Sadık Ahmet’in hayatı hakkında bilgiler verdiği konuşmasında, “28 yıldır Sadık Ahmet’in özlemiyle yaşıyor, onun hatırasını ve fikirlerini yaşatmak, yeni nesillere aktarmak için çabalıyoruz. Sadık Ahmet, davasına inanmış bir liderdi. Bu zorlu yolda ben ve çocuklarım her zaman, dimdik onun yanında durduk ve ona güç verdik. O başarılı bir doktordu, dönemin ilk fenni sünnetçisiydi, ilk milletvekiliydi. Her zaman ilkleri başarmak, gelecek kuşaklara örnek olmak, bu davanın nesilden nesile aktarılmasını sağlamak için çalıştı. Ne yazık ki Türk olduğu için, bir hekim olarak, bir bilim insanı olarak Yunanistan’da özgürce mesleğini icra etme şansı olmadı. Meslek yaşamı boyunca köylere hastaları tedavi etmeye gitti, gittiği yerlerdeki insanlarla sohbet etti, sorunlarını, dertlerini dinledi. Ve en önemlisi duyduklarına kulaklarını hiçbir zaman kapatmadı, bunları kendine dert edindi. İlerleyen yıllarda, Batı Trakya Türk Toplumu ile ilgili sorunlar giderek şiddetlenmeye başladığında bir imza kampanyası başlattı ve tamamen demokratik bir hak olan bu kampanya nedeniyle tutuklandı. Daha sonra mahkemeler, tutuklanmalar, tehditler, takip edilmeler, baskı ve kontol altına alma çabaları normal yaşamımızın bir parçası haline gelmeye başladı. Sadık Ahmet, yaşadığı zorluklar ne olursa olsun, bu toplum için verdiği haklı mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu durum, hakları için mücadele ettiği Türk Toplumunun da, kendisini doğal bir lider olarak görmesini sağladı. O kendi davasına inanan, hedefleri olan ve kendi çıkarları, konforu için bu davadan asla vazgeçmeyen gerçek bir liderdi. Sadık Ahmet yaşamı boyunca “Ben bu davada haklıyım ve başaracağım.” dedi. Türkiye Cumhuriyeti devleti de onu, bu haklı davasında yalnız bırakmadı. Dile kolay, tam 28 yıl geçti… Ama bugün görüyorum ki, 28 yıl geçmesine rağmen Sadık Ahmet bu toplum üzerinde çok derin izler bırakmış. Türkiye’de birçok okulda, köprüde, caddede onun adına rastlıyorum. Ne mutlu ki onun yaşam hikayesini ve mücadelesini gelecek kuşaklara aktaracak, belge niteliğinde bir film çekiliyor. O, gerçekten bunu hak eden bir liderdi.” diyerek, Sadık Ahmet ile tanışmaları ve evlenmeleri, Sadık Ahmet’in eğitim hayatı ile geçirdiği mahkeme süreçleri hakkında bilgiler verdi.
Filmin yapımcılarından Muhammet Usta, çekimler için, doğal bir plato niteliği taşıyan Mimarlık Fakültesinin kapılarını açan Trakya Üniversitesi’ne ve üst yönetimine teşekkür ederek, “Bu prodüksiyon ile 2023-2024 sezonunun en iddialı ve en yüksek bütçeli filmini yapıyoruz. Erdal Beşikçioğu, Erkan Can, Nur Fettahoğlu, Renan Bilek, Ozan Akbaba, Taner Rumeli, Suzan Kardeş, Burak Satıbol gibi bir daha belki de hiçbir şekilde bir araya gelmeyecek efsanevi bir oyuncu kadromuz var. Böylesine değerli bir kadronun bir araya gelmiş olmasının en önemli nedeni de Dr. Sadık Ahmet’in filmimize konu olan etkileyici yaşam hikâyesi ve adını andığım bu çok değerli sanatçıların bu hikâyeye gönülden inanması… Filmlerde mekan, kostüm, dekor gibi çok farklı kavramlar, süreçler vardır ve özellikle dönem filmlerinde bunların hepsi ayrı bir öneme sahiptir. Biz senaryo için yaklaşık 4.000 sayfalık doküman taradık. Senaryo ekimiz, aile ile birlikte Sadık Ahmet’in dostlarının içinde bulunduğu yaklaşık 16 saati bulan mülakatlar dinledi. Türkiye’nin en büyük reklam yönetmenlerinden birisini sinema çekmeye ikna ettik. Velhasıl çok güçlü bir hikâyemiz, çok güçlü bir ekibimiz ve çok yönlü imkanlarımız var. Türkiye’nin 2024 yılındaki Oscar aday adayı filminin bu olacağını düşünüyorum.” diyerek film hakkında bilgi verdi.
Konferansın sonunda bir konuşma yapan Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, düzenlenen etkinliğin, son dönemde katıldığı en anlamlı söyleşilerden biri olduğunu ifade ederek, “10 bin yıllık tarihi olan ve tarih yazarak yoluna devam eden çok büyük bir milletin mensuplarıyız. Şanlı tarihimizde çok büyük zaferler, başarılar olduğu gibi, çok zorlu, çok hüzünlü dönemler, halen izlerini taşıdığımız yaralar da var. İşte Balkan coğrafyası ve özellikle Batı Trakya’da verilen mücadele de bunların başında geliyor. Gelecek nesillere fikir ve değer aktarımı açısından çok önemsediğim bu filmin seti Edirne’ye kuruldu ama Balkanlar’da halen pek çok vatan evladımız, soydaşımız, köklerine sarılarak, değerlerine sahip çıkmaya çalışarak yaşamanı sürdürüyor. Ve kalplerimiz yüzyıllardır bu coğrafyadaki insanlarımızla birlikte atıyor. Acılarımızı, hüzünlerimizi, mutluluklarımızı gönülden paylaşmaya, birbirimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Trakya Üniversitemizin de bu anlamda çok önemli bir misyonu var. Üniversitemiz, Balkanlardan gelen 4 binden fazla öğrenciye kucak açmış durumda. Bu nedenle de, böylesine anlamlı bir sinema filminin, Balkanlar gibi çok özel bir misyonu olan üniversitemizde çekiliyor olması bizler için ayrı ve özel bir anlam taşıyor.” dedi.
Yeni Türkiye yüzyılını hayal ettiğimiz bugünlerde, büyük Türk milletinin kahramanlarına biraz daha yakından bakmanın, onları anlamanın, fikirlerini, mücadelelerini gelecek kuşaklara aktarmanın hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “İşte Dr. Sadık Ahmet de bu kahramanlardan biridir. İçinden geldiği toplumun değerlerine sahip çıkan, haklı mücadelesinde gözünü kırpmadan hayatını ortaya koyan, yakın tarihimizin büyük bir dava adamıdır. Sadık Ahmet ile meslektaş olmamızın, benim için ayrı bir duygusal anlamı olduğunu da belirtmek isterim. Fikirlerini, mücadelesini yakından takip etmekle birlikte, Rektörlük görevimle birlikte kendisini daha iyi tanıma fırsatım oldu. Dönem dönem çok değerli eşi Işık Hanım’a ziyaretlerimiz oldu, Dr. Sadık Ahmet’i ve yaşamını farklı vesilelerle bizzat Işık Hanım’dan dinledik. Trakya Üniversitesi olarak Batı Trakya’yı ilk günden itibaren sahiplendik ve bu mücadeleye destek vemek için var gücümüzle çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımızla, bir Cuma namazı sonrasında, Gümülcine’de bir diyaloğumuz oldu. Kendisine “Buranın, Batı Trakya’nın Rektörü benim.” demiştim. Tabii önce bu duruma şaşırdı. Batı Trakya’dan gelen binden fazla öğrencimiz olduğunu öğrendiğinde, kendisi de söylediğime hak vermişti. Trakya Üniversitesi olarak bizim her zaman arkasında durduğumuz bir sözümüz var. Batı Trakya’dan gelerek, ben Trakya Üniversitesinde okumak istiyorum diyen hiçbir öğrencimizi geri çevirmiyoruz. Tıp Fakültemizde, Mühendislik Fakültemizde, üniversitemizin tüm birimlerinde, Batı Trakya’dan gelen evlatlarımıza ayırdığımız kontenjanları olabildiğince yüksek tutmaya çalışıyoruz ki, Dr. Sadık Ahmet gibi yeni neferler, yeni dava insanları yetişsin. Sadık Ahmet’in hayatının, mücadelesinin bir filme dönüşmesi ve Üniversitemiz Mimarlık Fakültesi’nin de bu filme mekânsal olarak ev sahipliği yapması heyecan ve mutluluk verici bir durum. Özellikle bu tarz filmler, aynı zamanda tarihsel birer belge niteliği taşıyor ve unutulan değerleri, mücadeleleri, kahramanları gelecek kuşaklara aktarmakta önemli bir rol üstleniyor. Bu nedenle de film yapımcılarımıza teşekkür ediyorum. Üniversitemizin böyle değerli bir filme ve böylesine önemli etkinliklere ev sahipliği yapması bizler için bir gurur vesilesidir.” dedi.
Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimar Sinan Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet, Yunanistan Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burcu Hamide Özgüven, Yapımcı Muhammet Usta, akademisyenler, film ekibi ve öğrenciler katıldı.
Haber Merkezi
