MÜHENDİS VE MİMARLAR SOKAĞA İNDİ

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne Temsilciliği, 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Gününde meslekte yaşadıkları mesleki ve ekonomik sorunları anlatabilmek için sokağa indi. Grup adına basın açıklamasını okuyan TMMOB Edirne il Koordinasyon Kurulu Sekreteri Yılmaz Eren, “Bir dönemin en gözdesi olarak görülen mesleklerimiz, bugün diplomalı işsizliğin, güvencesiz bir geleceğin, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmanın sembolü haline getiriliyor. hem insanlık hem meslek onurumuzu ayaklar altına alınıyor” dedi.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne Temsilciliği, 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Gününde meslekte yaşadıkları mesleki ve ekonomik sorunları anlatabilmek için sokağa indi.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne Temsilciliği üyesi bir grup mimar, mühendis ve şehir plancısı Saraçlar Caddesinde toplanarak sorunlarını dile getirdiler. “Mühendis, mimar ve şehir plancıları dayanışma gününde soruyoruz boşuna mı okuduk” sorusuyla basın açıklamasına başlayan Eren, açıklamasında şunlara yer verdi:

“19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durmasını, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesini sağlamıştı.  19 Eylül iş bırakma eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten bizlerin kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu nedenle bugünü “Dayanışma Günü” olarak kutluyoruz.

SORUNLARIMIZ GİDEREK BÜYÜYOR

Üzülerek görüyoruz ki, bugün geldiğimiz nokta hem bizler için hem halkımız için daha da zor koşullara davet çıkarıyor. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hala en öncelikli sorunları olmaya devam ediyor. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mesleğimiz sistematik olarak değersizleştiriliyor.

MESLEĞİMİZ BİR ZAMANLARIN EN GÖZDESİYDİ

Bir dönemin en gözdesi olarak görülen mesleklerimiz, bugün diplomalı işsizliğin, güvencesiz bir geleceğin, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmanın sembolü haline getiriliyor. hem insanlık hem meslek onurumuzu ayaklar altına alınıyor.  Her yeni günde, onlarca genç, eğitimleri dışında bir alanda çalışmak, daha iyi bir hayat yaşayabilmek için yurtdışına gidiyor. Genç meslektaşlarımız, ülkesinden, hayallerinden , ailelerinden vazgeçmek zorunda kalıyor Gençlerimiz göç ettikçe, ülkemizin geleceğine dair umutlar da tek tek sönüyor. Meslek itibarımız yerle bir edilirken, özlük haklarımız da giderek budanıyor. Her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımızın çalışma koşulları daha da zorlaşıyor.

KAMUDAKİ MESLEKTAŞLARIMIZ SİYASİ BASKI TEHDİDİ ALTINDA

Kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüze kalıyor. Tek adamın himayesine girmiş bir düzende, güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyüyor. 

Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın çoğunluğu yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan doğrudan etkileniyor. Meslektaşlarımızın çoğunluğu asgari ücrete çalışıyor. İş bulamayanlar, meslek dışı alanlarda garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışmaya mecbur kalıyor.  İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan meslektaşlarımızı tehdit ediyor.

BURADAYIZ, MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ

Bizler, faaliyetlerimizle, kendi sorunlarımızın dışındaki toplum ve kamuyu ilgilendiren birçok sorunun çözümünde çaba harcıyoruz. Kentlerimizi, doğamızı ve yaşam alanlarımızı rant ve talandan koruyoruz. Kamu zararı doğuracak, toplumun güvenliği ve sağlığını tehlikeye atan, Meriç ve Tunca Nehirleri kıyılarında yapılan doğaya, bilime aykırı projeleri, rant veya çıkar ilişkilerine dayalı yapılaşmaları, park ve ulaşım sorunlarını, çevre kirliliklerini engellemeye, düzeltmeye, değiştirmeye çalışıyoruz. Afetler ile yıkılmayan, dirençli, sağlıklı, güvenli kentlerin inşa edilmesi için de elimizden geleni yapıyoruz. Biliyoruz ki, bu ülkenin geleceği, aklın, bilimin ve tekniğin ışığında özveriyle çalışan mühendis ve mimarlara ihtiyaç duyuyor.

Bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Meslek itibarımıza, meslek sorunlarımıza ve çözümüne sıkı sıkı tutunmak demek, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de tutunmak demektir.. Bu dayanışma günümüzde tüm meslektaşlarımıza, emekçi halkımıza bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin, haklarımız ve geleceğimiz için mücadelemizi büyütelim. Meslek itibarımızın ayaklar altına alınmasına izin vermeyelim.”

Gözde Kabasakal

banner8
Haberler