“VATANDAŞIN SIRTINA YÜKLENİYOR”

Eczacı Şükrü Ciravoğlu, ilaçlara uygulanan Euro kuru nedeniyle Temmuz ayında ilaçlara yüzde 30 civarında zam geldiğini hatırlatarak, bu rakamın ilaç firmaları için yeterli olmadığını dile getirdi. Ciravoğlu, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uyguladığı bazı politikalar nedeniyle vatandaşın ilaca ödediği katkının arttığını da vurgulayarak, “Burada vatandaşın sırtına yıkılan rakamlar giderek artmış durumda. Dolayısıyla ilaçlarda fiyat farkları çıkıyor. Bu fiyat farkları giderek artar durumda ve bunlar güncellenmediği için kurum tarafından vatandaşın sırtına yıkılıyor” dedi.

Eczacı Şükrü Ciravoğlu, SGK’nın uyguladığı politikalar nedeniyle ilaçlardaki katkı paylarının giderek artığını ve bunların da vatandaşa sırtına yük olduğunu dile getirdi.

Ciravoğlu, gazetemize yaptığı açıklamada Euro bazlı fiyat ayarlamaları sonucunda ilaçlara, en son Temmuz ayında yüzde 30 civarında bir zam geldiğini hatırlatarak, “Bu bir miktar ilaç firmalarına nefes aldırmış gibi görünüyor ama yeterli olmadığı zaten uygulanan Euro kurundan belli. Ama bunun karşı tarafa yansımasına baktığımızda sıkıntı ilaç firmaları, ilaç depoları ve eczanelere kadar yansıyor doğal olarak. En sonunda da vatandaşa yansıyor” dedi.

Ekonomik sıkıntılar nedeniyle vatandaşın alım gücünün iyece azaldığını da dile getiren Ciravoğlu, açıklamasında şunlara yer verdi:

“Dolayısıyla en basit şeylerde bile vatandaş zorlanır hale geldi.  Burada ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uyguladığı bazı politikalar var. Devlet ilacın büyük bölümünü ödüyor. Ama burada vatandaşın sırtına yıkılan rakamlar giderek artmış durumda. Dolayısıyla ilaçlarda fiyat farkları çıkıyor. SGK'nın ödediği reçetelerde dahi fiyat farkları çıkıyor. Bu fiyat farkları giderek artar durumda ve bunlar güncellenmediği için kurum tarafından vatandaşın sırtına yıkılıyor ve gittikçe zorlanıyor vatandaş.

3 KUTU İLAÇ YAZILIYOR, VATANDAŞ BİRİNİ ALABİLİYOR

Örneğin 3 kutu yazılan bir ilacı adedini düşürmek zorunda kalıyor vatandaş. İlaçta bile ekonomi yapmaya mecbur kalıyor çünkü alım gücü yok. Diğer taraftan eczanelere baktığımızda da aynı şekilde ecza depoları ve firmalarla birlikte giderler ciddi boyutta artıyor ve yapılan fiyat artışları bu giderleri hiçbir zaman karşılayacak boyutta olmuyor.

DEVİR KAZANMA DEVRİ DEĞİL, AYAKTA DURABİLME DEVRİ

Genel giderler çok artıyor. Bunlar devlet tarafından belirlenen giderler. Örneği vergiler artıyor; ilaçta yüzde 8 olan KDV yüzde 10'a çıktı. Onun dışında, ürünlerde ÖTV artışı, akaryakıta zam, asgari ücret belirlemesi nedeniyle personel giderlerindeki artışlar. Bunların hepsini topladığınızda sektörün her bölümünün üstüne bunlar otomatikman yıkılıyor. Dolayısıyla şu anda herkes zorlanır durumda, ancak ayakta durma mücadelesi verilebiliyor. Devir artık kazanma devri değil, ayakta durabilme devri.

HESAPSIZ ECZACILIK FAKÜLTELERİ AÇILIYOR

İşin bir de farklı bir yönü var. Bir çok alanda olduğu gibi burada da hesapsız kitapsız, plansız programsız yapılan işler sonucu bir taraftan da eczacılık fakültesi açılıyor. Şu anda 2 tane daha özel eczacılık fakültesine izin verildi. Bu da paralı eğitimin bir parçası. Genel politika olarak devlet bu alana yatırım yapmaktansa paralı eğitimin önünü açarak o şekilde bir tür üstünden atmış gibi görünüyor konuyu ama sonuçta vatandaş orada da ciddi bir ödemeyle karşı karşıya kalıyor. Artı olarak plansız programsız yapıldığı için bunlar yapılanın kalitesinin ne olduğu da son derece tartışılır durumda. Örneğin yeni açılan bazı eczacılık fakülteleri var özel tarafından, öyle ki bir tane eczacılık fakültesi mezunu öğretim üyesi yok içerisinde. Başka alanlardan, veterinerlik fakültesi mezunlarından öğretim üyesi ve öğretim görevlisi temin ederek tabelanın altında eğitim vermeye çalışıyor, buna eğitim denirse tabi. Oysa eğitim son derece önemli bir konu. Kalkınmanın da ilk basamağı. Sağlık alanı çok daha önemli. Kaliteli insan yetiştirmek zorundayız. İyi eğitim vermek zorundayız insanlara ama maalesef yok. Diğer taraftan da genel koşullar nedeniyle iyi eğitim verebilen çok yerleşik okullardan mezun olanlar da yurt dışına kaçmaya çalışıyor. Bir de onları tutabilme meselesi var. Yani ülkenin gidişatı çok parlak gözükmüyor.”

Gözde Kabasakal

banner8
Haberler