KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ ALARM VERİYOR

Edirne Tabip Odası yönetimi, yaptığı açıklamada, “Hastanelere başvuru sayısının artışıyla övünülemez, koruyucu sağlık hizmetleri alarm veriyor” dedi.

Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, bir sağlık sisteminin, hastanelere başvuru sayısının artışıyla övünemeyeceğini dile getirerek öncelikli olanın hasta etmemek olduğunu vurguladı.

Kanser tarama kitleri ve aşılarda yaşanan aksaklıkların, üreme sağlığı desteğinin kesilmesinin, temel ilaçların yokluğunun halk sağlığını tehdit ettiğinin ileri sürüldüğü açıklamada, şunlara yer verildi:

“Bir sağlık sisteminde yıllık muayene ve tedavi edilen hasta sayısının çokluğu o toplumun sağlıklı olduğu anlamına gelmez.  Tam tersine, sistemin hasta olduğunu, insanları koruyamadığını gösterir.  Sağlık bakanı, sağlık kuruluşlarına başvuran hasta sayısından övgüyle söz ediyor. Sayın Bakan acaba koruyucu sağlık hizmetlerinin durumundan ne ölçüde haberdardır?

KANSER TARAMA KİTLERİ YOK

Hastalıkları, örneğin kanser hastalığını tedavi etmek elbette önemlidir. Ancak daha önemlisi insanlar kanser olmadan veya  kanser ileri evrelere ulaşmadan  yakalamaktır ve bu birinci basamak sağlık hizmetlerinin görev ve sorumluluğu altındadır. Bu hem o hastaların sağlığı hem de sağlığın ekonomi-politiği açısından çok daha doğru ve çağdaş bir sağlık politikası yaklaşımıdır.

Ancak bugün en yaygın olan ve taramalarla en erken evrede yakalanabilen barsak kanseri ve rahim kanseri kitleri birinci basamakta bulunmamaktadır.

DOĞUM KONTROLÜ MALZEMELERİ YOK

Hacettepe Üniversitesi Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre vatandaşlar, kullanılan doğum kontrolü malzemelerinin yarıdan çoğunu kamu sağlık kuruluşlarından ve özellikle de aile sağlığı merkezlerinden temin ediyorlar. Oysa pandemiden bu yana geçen üç yılda aile sağlığı merkezlerine bu malzemeler verilmemektedir. Bu durum, insanların alım gücünün bunca düştüğü bir dönemde her zaman olduğundan daha yakıcı bir sağlık sorununa yol açmaktadır.

AŞILAR YOK

Koruyucu sağlık hizmetinin en önemli yanlarından birisi olan bağışıklama hizmetlerinde, yani aşılamada da ciddi aksamalar yaşanmaktadır. Ulusal aşı takvimine HPV ve Rota virüs aşılarının eklenmesi gerekirken, halen verem, çocuk felci, hepatit B, tetanos gibi temel bebek ve çocuk aşılamaları dahi aksamaktadır. Geçen yılın sonunda başlayan bu soruna ne yazık ki henüz çözüm üretilememiştir.

ANTİBİYOTİKLER VE ONLARCA KALEM İLAÇ YOK

Koruyucu sağlık hizmeti bir yana, hastaların tedavisinin önünde de engeller bulunmaktadır.

Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde yaygın kullanılan antibiyotikler, özellikle amoksisilin içeren şuruplar başta olmak üzere onlarca kalem ilaca erişilememektedir.

Bunun dışında, ilaç fiyatlarına yapılan son zamlarla ateş düşürücü şurupların fiyatının bile seksen beş lirayı bulması, halkın eczanelerde mevcut ilaçlara da ulaşımını engellemektedir.

Yüz yıl önce kuduz aşısı da dahil birçok aşıyı kendisi üreten Türkiye bugün bunları yaşamaya mahkûm değildir. Sosyal Sigortalar Kurumunun ilaç fabrikalarını kapatanlar, bugün halkımızın amoksisilin içeren şuruplar gibi en temel ilaçlara bile erişimde yaşadığı sıkıntı karşısında en hafif ifadeyle, mahcubiyet duymuyorlar mı?

ŞEFFAFLIK YOK

Ülkemizde Kızamık Eliminasyon Programı çalışmalarıyla kızamık olgu sayıları 2007-2010 yılları arasında 10’u geçmemiştir, ancak 2011 yılından itibaren vaka sayılarında ciddi artışlar görülmeye başlanmış ve salgın oluşmuştur. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Bildirimine göre 2019 yılı itibariyle Türkiye’de Kızamık vakaları 2094’e ulaşmıştır. Artan kızamık vakaları ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’ndan kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama bekliyoruz.

Biliyoruz ki ülkemizin koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, halkın sağlık hakkını teslim etmek noktasında başarılarla dolu bir geçmişi var, bu başarılarla bağdaşacak şekilde koruyucu sağlık hizmetlerinde politik istek ve iradenin oluşturulmasını talep ediyoruz.”

Yavuz Göktaş

banner8
Haberler