TBMM BAŞKANI ŞENTOP, DR. SADIK AHMET PANELİNE KATILDI

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un teşrifleriyle Batı Trakya Türklerinin unutulmaz lideri Dr. Sadık Ahmet adına bir panel gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu gerçekleştirirken Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadettin Gömeç panelist olarak Dr. Sadık Ahmet hakkında önemli bilgiler paylaştılar.

Batı Trakya Türklerinin unutulmaz lideri Dr. Sadık Ahmet’in doğumunun 76. yılı münasebetiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un teşrifleriyle Keşan’da bir dizi etkinlik gerçekleştirildi. Edirne Valiliği ve Trakya Üniversitesi organizasyonu ile gerçekleştirilen “Dr. Sadık Ahmet Paneli”nde Batı Trakya Türk toplumunun haklı davasını tüm dünyaya duyuran ve şüpheli bir kaza sonucu hayatını kaybeden Dr. Sadık Ahmet’in hayatı, mücadelesi ve liderliği ele alındı. Panelin ardından Dr. Sadık Ahmet’in isminin verildiği köprülü kavşağın açılışı gerçekleştirildi.

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un teşrifleriyle gerçekleştirilen panele Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, Edirne Ak Parti Milletvekili ve TBMM KEFEK Başkanı Dr. Fatma Aksal, Edirne CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Edirne Dışişleri Bakanlığı Temsilcisi Büyükelçi Murat Ahmet Yörük, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal ve merhum lider Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet, kızı Funda Sadık Ahmet, oğlu Levent Sadık Ahmet ve aileleri ile Batı Trakya’dan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi Başkanı Çiğdem Asafoğlu, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa katılırken moderatörlüğünü Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun üstlendiği panelde Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Saadettin Yağmur Gömeç konuşmacı olarak yer aldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Dr. Sadık Ahmet’in hayatını, mücadelesini ve liderliğini anlatan sinevizyon gösterimi izlenmesi ile başlayan panelin moderatörlüğünü üstlenen Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, büyük Türk milletinin yiğit evladı Şehit Dr. Sadık Ahmet’in anmak için bir arada bulunduklarını söyledi. Dr. Sadık Ahmet’in emaneti olan ailesi ve torunları ile Balkanların ve Trakya’nın medarıiftiharı TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un teşrifleri ile güzel bir etkinliğe imza atacaklarını ifade eden Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Dr. Sadık Ahmet’in hayatı hakkında kısa bilgiler verdi.

Dr. Sadık Ahmet’in isminin kendisinin kişiliğine ve mücadelesine olan bağlılığına çok uygun olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Ahmet, Peygamber Efendimizin ismi. Sadık ise milletine, özüne, değerlerine sadık bir insan olduğunu ifade etmektedir. Bu güzel toplantıda çok kıymetli konuşmacılarla Sadık Ahmet'i tekrar hatırlayacağız. Nesillerimize tekrar hatırlatacağız ve yeni Sadık Ahmetlerin, doğup büyüyen Sadık Ahmetlerin, doğup büyüyecek Sadık Ahmetlerin güzel geleceklerini armağan edeceğiz.” dedi.

Panelin, “Sadık Ahmet Kimdir?”, “Doktor Sadık Ahmet'ten Lider Sadık Ahmet'e” ve “Lider Sadık Ahmet’in Mücadelesi” şeklinde 3 bölümden oluşacağını belirten Rektör Tabakoğlu, panelistleri tanıtarak sözü ilk konuşmacı Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç’e verdi.

Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Sadık Ahmet’i ve geçmişten bugüne bütün Türk büyüklerini rahmetle anarak sözlerine başlayan Ankara Üniversitesi Dil, Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlük mücadelesinde önemli bir yeri olan Sadık Ahmet’in isminin dünya durdukça Türk milletinin hafızasından silinmeyeceğini söyledi.

Sadık Ahmet’in yaşadığı sürece Batı Trakya Türklerinin başına gelen her türlü eziyet ve baskıya bizzat tanıklık ettiğini belirten Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç “Mesleğinden dolayı halk ile iç içe olan Dr. Sadık Ahmet, halkının meselelerini çözmek için elinden gelen bütün gayreti gösterdi. O yüzden Dr. Sadık Ahmet kısacık hayatında Batı Trakya Türklüğünün sesi ve bayrağı olmuştur.” ifadelerini kullandı.

Sadık Ahmet’in Türk kimliğinin yok sayılmaya çalışıldığı bir ortamda “Türküm!” dediği için yargılandığını ve bu uğurda hayatını feda ettiğini söyleyen Prof. Gömeç “Kimsesiz Batı Trakya Türklerinin kimsesi olmuş, onun şahsında bu garip insanlar Türklük ve Müslümanlıklarına sıkı sıkı sarılmışlardır.” dedi.

Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç “Sadık Ahmet henüz bir lise öğrencisiyken Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmuş, diğer yandan Yunanistan'da yaşayan Türkler olarak dertlerini anlatacak kadar Yunanca bilmenin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Kendisi, resmî makamlara Yunan parlamentosuna, basınına, mahkemelere Batı Trakya Türklerinin sorunlarını bu dili bilmenin avantajıyla savunmuştur.” dedi.

Albaylar Cuntası ve Kıbrıs Barış Harekâtı ile Batı Trakya Türklerinin üzerinde baskının daha arttığını belirten Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç “1967’den sonra Lozan Anlaşması’na aykırı bir şekilde eğitim ve dinî vakıflar, Yunan hükümetinin denetimine geçti. Böylece vakıfların mülk edinmeleri, camilerin ve evlerin tadilatı bile yasaklandı. Eğitimde Türk adı kaldırıldı. Türkiye'den gönderilen öğretmen, ders kitapları, ders, araç ve gereçlerinin ülkeye girmesi engellendi.” şeklinde konuştu.

Dr. Sadık Ahmet için “Balkanların Bozkurtu Sadık Ahmet'e Armağan” kitabını hazırladıklarını ifade eden Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç, kitap hakkında bilgiler verdikten sonra konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı.

“Hunlardan itibaren Türk fetihleri ve hâkimiyetiyle tanışan Balkan coğrafyasının her tarafına Türk mührü vurulmuş durumda. Bunu inkâr etmek veya ortadan kaldırmak artık mümkün değildir. Batı Trakya'daki bütün Türkleri sürülse de Türklere ait her şeyi yakılıp talan edilse de tarihe not düşmüş hakikatler görmezden gelinemez. Balkanlar ve Batı Trakya, Türk milletinin bir parçasıdır. Hem Türkiye Türkleri olarak biz hem de o topraklara emanet olarak bıraktığımız kardeşlerimiz, Türklük mücadelesini sürdüreceğiz.”

Bir Batı Trakya Türk’ü olarak panelde yer almaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu, Sadık Ahmet’in liderliğinde 1985 yılının önemli bir kırılma noktası olduğunu söyledi. Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlük taleplerinin dünya kamuoyuna ilk defa duyurulduğu imza kampanyasının bu tarihte Dr. Sadık Ahmet’in inisiyatifi ve girişimleri ile başladığını söyleyen Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu “Zamanla insanlar neye ve niçin imza atmaları gerektiğini öğrendikten sonra imzaların sayısı günden güne artıyor. Fakat o günkü konjonktürde, bırakın imza kampanyası düzenlemeyi, iki kişinin Yunanistan’ı kahvede bile eleştirmesi çok büyük bir riskti. Bu zor zamanlarda Dr. Sadık Ahmet bir inisiyatif aldı ve imza kampanyasını başlattı.” dedi.

İmza kampanyasındaki metnin Türkçe ve Yunanca yazıldığını, tam isminin “Yunanistan Cumhuriyeti’nin Sınırları İçinde Yaşayan Batı Trakya Türk Müslüman Azınlığın Şikâyetleri ve İstekleri” olduğunu söyleyen Doç. Hüseyinoğlu “Aslında on yıllardır devam eden etnik kimlik, ev alma-satma, okul ve dinî hürriyetler bağlamında azınlığın arasında tartışılan konuları bir kâğıt üzerine döktü. Metnin son paragrafındaki kısmı özellikle onu paylaşmak istiyorum: ‘Batı Trakya Türk Müslüman azınlığı olarak biz demokrasinin beşiği olan Yunanistan’ın bu ücra köşesinde antidemokratik uygulamalara kurban ediliyoruz. Uluslararası kuruluşlarda söz sahibi olan bütün devlet temsilcilerine çok yönlü bir baskı altında bulunduğumuzu açıkça duyuruyoruz. Demokrasinin ve insan haklarının savunucusu olan bütün uluslararası kuruluşların da bizim haklarımızın savunulmasını istiyoruz.’ Aslında imza kampanyasının son cümlesi buydu.” dedi.

İnsanların ciddi bir risk taşıdığı için başlarda imza vermekten çekindikleri fakat Dr. Sadık Ahmet’in gittiği her yerde kampanyayı anlatması ile çok kısa bir sürede ulaşılan 15.000 imzanın Yunan yetkililerinin dikkatini çektiğini söyleyen Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu “Yine bir sünnet etkinliğine giderken 2.500 imzayla beraber yakalanıyor ve Sadık Ahmet'in imza kampanyası davaları başlıyor. Sadık Ahmet’in öne çıktığı bir diğer nokta da 1987’de, Selanik’te düzenlenen Uluslararası Demokrasi ve İnsan Hakları Kolekyumu’dur. Oradaki bütün uluslararası katılımcılara İngilizce bildiri dağıtılıyor. İşte bu cesurca girişimler onun, halkın desteğini almasını sağlamıştır.” ifadelerini kullandı.

Dr. Sadık Ahmet’in mahkeme sürecinin iki yıl sürdüğünü ve sonunda istinaf mahkemesi tarafından iki yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade eden Doç. Hüseyinoğlu, konuşmasını istinaf mahkemesinde Dr. Sadık Ahmet’in savunmasından şu cümlelerle sonlandırdı:

“Ben azınlığın bir doktoru olarak onların sorunlarıyla ilgilenmeyi kendime bir insanlık görevi kabul ediyorum. Burada Yunanlı şahitler gerçek dışı çeşitli beyanlarda bulundular. Verdikleri istatistiki bilgileri inkâr etmiyorum. Ancak bu istatistikler, kendi isteklerine göre hazırlanmıştır. Örneğin 300 senet verdik, tapu verdik deniyor fakat kaç kişinin tapu için müracaat ettiği ve kaçının tapu aldığı zikredilmiyor. Yine kaç kişinin traktör ehliyeti için müracaat ettiği, kaçının bundan yararlandığı zikredilmiyor. 1950’lerde ilkokuldayken benim okuduğum Türkçe kitaplarını çocuğum da okuyor ve yıl 1989. Batı Trakya'da bugün tek Türk taksi şoförü bile yok. 5 çöpçüden başka resmi dairede çalışan kaç tane Türk devlet memuru vardır? Azınlık halkının kaç fabrikası vardır? Otobüs şirketlerinde kaç tane Türk ortak vardır, kaç tane Türk şoför vardır? Bunlara verilecek cevaplar hep hiçtir. Biz bu imza kampanyasıyla hükümeti küçük düşürücü bir harekette bulunmadık. Tam tersine sorunlarımızı Yunan Meclisi’nde dile getirmeyi amaçladık. Eğer mecliste sorunlarımız çözülmezse, Avrupa İnsan Hakları’na ve Avrupa'daki diğer çeşitli kuruluşlara başvuracağımızı söyledik. Bugün de tekrar ediyoruz.”

Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu’nun konuşmasının ardından sözü alan Gümülcine Seçilmiş Müftüsü ve Dr. Sadık Ahmet’in dava arkadaşı, yaşayan efsane İbrahim Şerif, yaşadıklarından kesitler anlatacağını ifade ederek “100 yıl önce azınlık olan Batı Trakya halkı, bilhassa 1964 yılına kadar iyi kötü bazı haklarına saygı duyulan yıllar yaşadı. İlkokuldan mezun olduğum gün 1964 yılında köyümüzün ilkokul tabelasında evvela Yunanca okulun adı, altında da Hasköy Türk İlkokulu yazıyordu. Biz mezun olduk, bu tabelalar ortadan kalktı, sadece Yunanca yazıldı. Okulların içeriği değiştirildi ve bundan sonra da azınlık hakları yavaş yavaş azınlığın elinden alınmaya başlandı. Bu 1964 yılında başlayan azınlığa farklı davranma 1967 cuntasıyla zirveye çıktı ve azınlık, bir getto hayatı yaşamaya başladı. Herkesin ifade ettiği gibi artık azınlık insanı ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf vatandaş, ev alamaz, tarla alamaz, traktör alamaz, ehliyet alamaz, evinin kiremitleri kırılır onları değiştiremez hale geldi. Kısaca azınlıktan başka bir hayat içine girdik.” dedi.

Sadık Ahmet ile 1979 yılında tanıştığını ve dostluklarının o yıllardan itibaren başladığını ifade eden Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, yükseköğrenim tahsili görmüş bir avuç azınlık Türk gencinin artan baskılara karşı mücadele geliştirme fikirleri ürettiğini belirterek “İşte tam o dönemde Yüksek Tahsilliler Derneği kurulması düşünülüyor ama yeterli sayı yok. Bir derneğin kurulması için o gün Yunanistan'da 23 kişi lazım. Ben 22. kurucu üyesiyim. En son mezun olan kişi ile derneği kuruyoruz. Bu dernek, bizim geliştirdiğimiz fikirlerin mücadelesini vermek için kuruluyor.” dedi.

Dr. Sadık Ahmet’in de kurucusu ve yönetim kurulu üyesi olduğu derneğin, Yunanistan ve İngiltere arasındaki bir sorundan dolayı yaşanan gerilimde önemli bir iş başardığını söyleyen Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif “Yunanistan’ın, İngiltere’nin İrlanda karasularındaki balıkçılara yaptıklarına karşı çıkması ile Batı Trakya’da yaşanan olaylar İngilizlerin dikkatini çekti. İngilizler, bizden bilgi ve belge istediler. Bizi ziyaret ederek yaşadıklarımızı siyasi platformlarda paylaşmamız tavsiyesinde bulundular. İşte bu noktada daha önce birkaç denemede başarısız olsak da Rodoplu Sebahattin Emin ve Doktor Sadık Ahmet, Güven listesi adı altında aday oldular. Sadık Ahmet, en çok oy alan kişi olarak meclise girdi. Kısa süre sonra yenilenen seçimlerde bu sefer Sebahattin Emin’in yerine Doktor Sadık Ahmet ile ben aday oluyorum ama tırnak içinde ‘Gümülcine’den aday değiliz’ yazmadığımız için adaylığımız iptal edildi.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu seçimde İsmail Rodoplu’nun milletvekili olarak meclise gittiğini, Dr. Sadık Ahmet ve kendisine de “Batı Trakya Türkleri oylarınızı bize verin.” yazan bir duyurudan dolayı dava açıldığını söyleyen İbrahim Şerif “Gümülcine'de, 25 Ocak 1990 tarihinde, mahkemede bu cümleden dolayı 18 ay hapis cezası alıyoruz. 3 aya yakın hapiste yattıktan sonra geri kalanını istinaf mahkemesi paraya çeviriyor ve böylece hapisten çıkıyoruz. Ve hapis çıkışı tekrar aday oluyor Sadık Ahmet. Sadık Ahmet Gümülcine’den milletvekili oldu. Ben seçimde aday olmadım. 1990’da üç aday içerisinden %95 oy alarak müftü seçildim. Ama Yunanistan peşimizi bırakmadı. Hemen birkaç ay sonra tekrar bir mahkeme ve 9 ay hapis cezası daha. Bu sefer Yunanistan’ı müftü olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine verdim ve kazandım. Tazminat olarak aldığım 10.000 $ cezayı, 1999 yılında gerçekleşen Atina'daki depremde zarar gören insanlara bağışladım.” dedi.

33 yıldır sürdürdüğü müftülük vazifesi boyunca onlarca defa mahkemelere çıktığını söyleyen Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif “33 yıldır bu davanın peşindeyiz. Buradan Sadık Ahmet’e mücadelesinden dolayı teşekkür ediyor ve Allah'tan rahmet diliyorum. Bu mücadelenin en güzel tarafı bu bayrağı taşıyan insanların var olması. Batı Trakya'da çok iyi yetişmiş gençler var. Dr. Sadık Ahmet'in kurduğu Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi Başkanı Çiğdem Asafoğlu, bu davayı bildiği mükemmel Yunanca ve Türkçe ile devam ettiriyor. Ben de onlara bir abi, bir baba gibi destek oluyorum. 15 yıldır aralıklarla başkanlığını yaptığım Batı Trakya Danışma Kurulu ile bu davayı bugüne kadar getirdik. Batı Trakya emin ellerde. İnşallah bu bayrak yere inmeyecek.” ifadelerini ile konuşmasını sonlandırdı.

Haber Merkezi

banner8
Haberler