TÜTÜNCÜ, “ÇOCUKLARIMIZI KAYBEDİYORUZ”

İYİ Parti Edirne İl Başkanı Serpil Tütüncü, son günlerde ülke gündeminden düşmeyen çocuk istismarını sert bir dille eleştirerek, “Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı maalesef koruyamıyoruz. Son günlerde yaşadığımız bir olayla acımız ve şaşkınlığımız daha da artmış durumda” dedi.

İYİ Parti İl Başkanı Serpil Tütüncü, çocuk istismarına dur denmesini isteyerek, geleceğimiz çocuklarımızı koruyamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını vurguladı.

Tütüncü, parti binasında yaptığı basın toplantısında son günlerde gündemdeki yerini koruyan çocuk istismarı hakkında açıklamalarda bulundu. “Çocuklarımızı kaybediyoruz, ülkemizi kaybediyoruz” diyen Tütüncü, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı maalesef koruyamıyoruz. Son günlerde yaşadığımız bir olayla acımız ve şaşkınlığımız daha da artmış durumda. İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu kendi kızını, altı yaşındaki kızını tarikat üyesi 29-30 yaşında bir adamla evlendirmiş. Ve altı yaşından, yirmi dört yaşına kadar tam on sekiz yıl, bu çocuk cinsel istismar ve tecavüze uğramıştır. Ne kadar acıdır ki bu istismar ve tecavüz anne ve babasının bilgisi dahilinde olmuştur.  Ve yaşadığımız bu olayda cemaat ve tarikatların ne kadar büyük bataklıklar, ne kadar tehlikeli bataklıklar olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Evet çocuklarımızı koruyamıyoruz.

DEVLETİN, ÇOCUKLARIMIZI KORUYACAK ETKİN BİR EYLEM PLANI YOK

Çünkü çocuklarımızı koruyacak cinsel istismardan koruyacak devletin yetkili kurumlarının etkin bir eylem planı yok.  Şimdi Bakanımız (bu siyasetin konusu değil. Bunu siyasete alet etmeyin) diyor. Hayır efendim. Bu tam da siyasetin ve yargının konusudur. Hukukun üstünlüğünden ve yargının bağımsızlığından bahsedebiliyor muyuz? Az önce söylediğim gibi devlet yetkilisi olarak bu konunun yetkilisi olarak çocuk istismarı ile ilgili bir etkin bir eylem planınız var mı? Sözde kurulan komisyonlarla, hiçbir işlevi olmayan ya da birkaç gün kamuoyunu meşgul eden, sonra da, işlevsizliği sıfır olan komisyonlarla bu işin yürümeyeceğini bilmeliyiz. Bugün dünyada çocuk istismarı konusunda üçüncü sıradayız. Bu ne kadar acı ve ne kadar Utanç vericidir. Çocuklarımızı, ülkemizin geleceğini koruyamıyoruz. Bu gerçeğe siyasilerin de, politikacıların, yargının da çok ciddi bir şekilde eğilmesi gerekiyor

98 yıl önce cemaat ve tarikatlar kapatılmış, bunların ne kadar tehlikeli, dini ne kadar istismar eden, bilimi ne kadar istismar eden kurumlar olduğu büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından açıklanmıştır. Biz neredeyse yüzyıl sonra mantar gibi biten bu cemaatlerin tarikatların, bataklığında çocuklarımızı eritiyoruz. Bu çok ciddi bir iştir. Eğer (bu siyasetin konusu değil) diyorsak, eğer (çocuğun rızası var) diyorsak o mevkileri meşgul etmemeliyiz. Hemen oraları başkalarına bırakmalıyız.

Çok acıdır ki 0-2 yaş arasındaki çocuklarda çocuk istismarı yüzde otuz. Altıyla on bir yaş arasındaki çocuklarda bu yüzde kırktır. Yani on bir yaş altındaki çocukların cinsel istismara uğrama yüzdesi yüzde yetmiş. Bu ne kadar korkunç bir şey. Bu yüzdeye baktığımızda çocuk yaş gruplarına baktığımızda bunun bu yaş gruplarının ya evde ya da okulda olması gerekiyor.

Yasamızda TCK 113’te çocuğun cinsel istismarı ile ilgili olarak çocuğun beyanı esastır deniliyor.  Fakat pratik uygulamada ne yazık ki yasa uygulayıcılarımız bunu tam delil olarak görmüyorlar ve istismara uğrayan çocuklar çok mağdur oluyor. Oradan oraya gidip ifadeler veriliyor, anne baba büyük bir depresyon içine giriyor. Ve maalesef yargı istismar edilen çocuklara çok fazla yardımcı olamıyor. Aslında teorik olan, var olan, çocuğun beyanın esas alınması maddesi pratikte bir şekilde uygulamaya geçilemiyor.  Dördüncü yargı paketiyle bu yetmezmiş gibi öyle bir madde kondu ki bu suçlar katalog suçlar arasına alınarak çocuğun istismar olaylarında somut delil aranması maddesi eklendi. Nedir somut delil? Fizyolojik lezyon olacak. Fiziksel lezyon olacak. Kamala olacak, ses kaydı olacak, şahit olacak. Zaten bunu yapan da diyor ki gelin ben çocuğa istismar ediyorum, gelin bizi ses kaydını alın, kameraya alın diye. Böyle bir şey ola bilir mi? Akıl alınacak gibi değil. Çocuklarımızı kaybediyoruz. Ülkemizi kaybediyoruz. Hala oturmamalıyız.”

Bülent Sarıçiçek

banner8
Haberler